Zaman Makinesi
H.G WELLS
3.basım
Ekim 2017
Kırmızı Kedi Yayınevi
145 sayfa
Kitabın konusuna başlamadan önce size Wells’in hayatından bahsedeyim.Herbert George Wells ya da daha çok tanındığı adla H.G.Wells 21 Eylül 1866 yılında İngiltere’de Bromley’de doğdu.Teknolojik gelişmeleri anlattığı kitaplarında bilim kurgu dalının yaratıcılarından biri sayılmaktadır.
Kitap oğlum Koray Apaydın’dan aldığım emanet bir kitaptır.Kitap hakkında oğluma sorduğumda şöyle ilginç bir cevap verdi.”Baba sen kitapları bilgi edinmek için okuyorsun ben ise kitapları bir film seyreder gibi okuyorum.”bu bana çok ilginç geldi.Son on yılda çevrilen bilim kurgu filmlerini düşünecek olursak cidden film tadında bir kitap.Zaman yolcusu kitabı dostlarına bir zaman yolculuğundan döndükten sonraki yaşadıklarını anlatmaktadır.Gittiği yer küçük insanların yaşadığı birkaç saray ve kocaman yemek salonları bulunan yine İngiltere olan bir yerdi.Güzel kumaşlar giyiyor ve sandaletleri çok ince metal işçiliğinin karmaşık örnekleriyle doluydu.Küçük insanlar yaratıcı bir eğilim sergilemiyor dükkan yok atölye yok aralarında alışveriş yaptıklarına dair bir belirti yok.Bütün günlerini oynayarak,nehirde yüzerek ve meyve yiyip uyuyarak geçiriyorlar.
Gidilen zaman ise hayli ilginç.Gelecek zaman 802.701inci yılda.(Bu rakamı ben anlayamadım siz anladıysanız bilemem)
Zaman yolcusu burada olduğu zaman içerisinde bunların dilini öğrenmekte ve bu küçük insanlara Eloileler ismi verilmekte bunların düşmanları ve bu insanları yiyenler ise morloklar yer altında yaşamaktadır.Zaman yolcusunun morloklarla mücadelesini Verna isimli küçük bir kızla olan dostlukları çok güzel bir dille anlatılmış.Döndükten sonra orayla ilgili hiçbir kanıt getirmemekle beraber Verna’nın zaman yolcusunun cebine koyduğu kuru çiçekten başka bir şey yoktu.Zaman yolcusu konuşmasını bitirdikten sonra dönüp dostlarına şöyle der.”Sizden buna inanmanızı bekleyemem,bunu bir yalan ya da kehanet sayın.Atölyede rüya gördüğümü söyleyin.Irkımızın kaderi üstüne tahminler yürütürken sonunda bu kurguyu yumurtladığımı söyleyin.Doğrular konusundaki direnişimi ilgi çekmek için yapılmış bir sanat oyunu sayın.Peki bunu bir hikaye olarak düşünürseniz ne düşünürsünüz?”
Zaman yolcusu makinesini elden geçirdikten sonra fotoğraf makinasını film makinasını ve gerekli ekipmanları alıp tekrar yolculuğa çıkar.Belki daha tuhaf bir hikayeyi ve yanında getireceği örneklerle fotoğrafları dostları beklemektedir.Zaman yolcusu üç yıl önce kayboldu.Ve,artık herkesin bildiği gibi asla dönmedi.
3.basım
Ekim 2017
Kırmızı Kedi Yayınevi
145 sayfa
Kitabın konusuna başlamadan önce size Wells’in hayatından bahsedeyim.Herbert George Wells ya da daha çok tanındığı adla H.G.Wells 21 Eylül 1866 yılında İngiltere’de Bromley’de doğdu.Teknolojik gelişmeleri anlattığı kitaplarında bilim kurgu dalının yaratıcılarından biri sayılmaktadır.
Kitap oğlum Koray Apaydın’dan aldığım emanet bir kitaptır.Kitap hakkında oğluma sorduğumda şöyle ilginç bir cevap verdi.”Baba sen kitapları bilgi edinmek için okuyorsun ben ise kitapları bir film seyreder gibi okuyorum.”bu bana çok ilginç geldi.Son on yılda çevrilen bilim kurgu filmlerini düşünecek olursak cidden film tadında bir kitap.Zaman yolcusu kitabı dostlarına bir zaman yolculuğundan döndükten sonraki yaşadıklarını anlatmaktadır.Gittiği yer küçük insanların yaşadığı birkaç saray ve kocaman yemek salonları bulunan yine İngiltere olan bir yerdi.Güzel kumaşlar giyiyor ve sandaletleri çok ince metal işçiliğinin karmaşık örnekleriyle doluydu.Küçük insanlar yaratıcı bir eğilim sergilemiyor dükkan yok atölye yok aralarında alışveriş yaptıklarına dair bir belirti yok.Bütün günlerini oynayarak,nehirde yüzerek ve meyve yiyip uyuyarak geçiriyorlar.
Gidilen zaman ise hayli ilginç.Gelecek zaman 802.701inci yılda.(Bu rakamı ben anlayamadım siz anladıysanız bilemem)
Zaman yolcusu burada olduğu zaman içerisinde bunların dilini öğrenmekte ve bu küçük insanlara Eloileler ismi verilmekte bunların düşmanları ve bu insanları yiyenler ise morloklar yer altında yaşamaktadır.Zaman yolcusunun morloklarla mücadelesini Verna isimli küçük bir kızla olan dostlukları çok güzel bir dille anlatılmış.Döndükten sonra orayla ilgili hiçbir kanıt getirmemekle beraber Verna’nın zaman yolcusunun cebine koyduğu kuru çiçekten başka bir şey yoktu.Zaman yolcusu konuşmasını bitirdikten sonra dönüp dostlarına şöyle der.”Sizden buna inanmanızı bekleyemem,bunu bir yalan ya da kehanet sayın.Atölyede rüya gördüğümü söyleyin.Irkımızın kaderi üstüne tahminler yürütürken sonunda bu kurguyu yumurtladığımı söyleyin.Doğrular konusundaki direnişimi ilgi çekmek için yapılmış bir sanat oyunu sayın.Peki bunu bir hikaye olarak düşünürseniz ne düşünürsünüz?”
Zaman yolcusu makinesini elden geçirdikten sonra fotoğraf makinasını film makinasını ve gerekli ekipmanları alıp tekrar yolculuğa çıkar.Belki daha tuhaf bir hikayeyi ve yanında getireceği örneklerle fotoğrafları dostları beklemektedir.Zaman yolcusu üç yıl önce kayboldu.Ve,artık herkesin bildiği gibi asla dönmedi.