Hakkımda

Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.

Sayfamı ziyaret edenler

28 Eylül 2024 Cumartesi

Kilit Taşı

 KİLİT TAŞI

Sema Soykan

Aşkın,  cesaretin ve Dayanışmanın Romanı

Nasıl ki bir kemeri , kubbeyi ayakta tutan kilit taşıdır. 

Toplumun kilit taşı da kadınlardır.

7-8  Baskı Ağustos 2023

400 sayfa

ALFA  Basım Yayın 

Soykan’ın Keşke’sinden sonra ikinci kitabını okudum. Yazım tarzı okuması çok güzel. Kitaplarında bilgi, tarih aktarmak, tarafsız  akış açısıyla  mesaj  Eren kitapları. Kilit Taşı daha önce “Aşk Her Kadına Yakışır” adıyla yayınlanmış daha sonra ki baskıları “ Kilit Taşı” olarak yayınlanmış.

Masal tadında bir aşk kitabı. 

Evvel zaman geçmişti, kalbur saman. masalın devamını uydurmak , zaman kazanmak amacıyla söz öbeğinden başka bir şey değildi. 

Kitabı okurken birçok yerde AŞK İle öyle güzel sözler  varki insanı ister istemez gülümsetiyor. Bunlarda  birini  yazıma alayım. “ Yarım kalan aşklar mı  benziyor birbirine, yoksa insanoğlunun hataları benzediği için mi aşklar yarım kalıyor” 

Kitapta üç kadın,  Zekiye, Nil,  Berçin

Zekiye;

Gurur  vardı aşkının büyüklüğü karşısında yenilen. Ve intikamı dayanışmaya çevirebilecek güzellikteki sevginin, iyiliğin büyülü gücü.

Nil;

Kadere, töreye inat cesaret. Öyle bir cesaret ki anneliğin, kadınlığın dünyayı güzelleştiren o kutsal gücüyle pekişen.

 Berfin;

Umut  Ve azim. Yaşına , sakat koluna rağmen . Bir Kardelen gibi başı sik, cesur Ve pes etmeyen.

Tabi bu güçlü kadınların yanın da yakışıklı, güçlü erkeklerde var. Demir, Ziya Bey ve  Mert  bu güçlü kadınların yanın da güçlü erkekler.

İstanbul, Mardin , İtalya “Roma” ve İtalya’nn Sardunya adasında geçen güzel bir kitap. İyi okumalar dileğiyle. 

28 Eylül 2024

ESKİŞEHİR


23 Eylül 2024 Pazartesi

Kutsal Kısır Döngü

 Kutsal Kısır Döngü

İslam Dünyasında Geri Kalmışlığın Kaynakları

Merdan Yanardağ

İkinci Basım

Kırmızı Kedi Yayınevi

İkinci Basım;  mayıs 2024

272 sayfa

İslam dünyasının geri kalmışlığının nedenlerini tartıştığı kitap, söz konusu geri kalmışlığın tarihsel, kültürel, ekonomik, sosyolojik ve teolojik kaynaklarını ortaya çıkarıyor.

(BM) Arap İnsani gelişmişlik raporlarının   Ortaya koyduğu Ve birbiri ile örtüşen tablo, petrol paralarına karşın çok çarpıcı bir ilkelliği, derin bir geri kalmışlığı Ve sefaleti sergiliyor. Somut Ve matematiksel bulgular şöyle:

* İslam ülkelerinde ortalama bin kişiye 8,5 bilim insanı, mühendis ve tek ik elaman düşüyor. Dünya ortalaması ise bin  kişiye  40,7 oran düzeyinde gerçekleşiyor. OECD Ülkeleri için bu oran her bin kişide 139 seviyesine çıkıyor.

* Güney Kore’de bir milyon kişi başına 144 bilimsel makale üretilirken tüm İslam Ülkelerinde 56 milyon kişi başına yalnızca 26 bilimsel makale yayınlanıyor. Bunları çoğunda Arap  olmayan Müslüman ülkelere ait.

* 1980 - 2000 yılları arasındaki 20 yıllık sürede sadece Güney Kore 16,328 bilimsel patent alırken Arap İslam ülkelerinin tamamı bu yıllar arasında sadece 370 patent almıştır.

* Türkiye, Endonezya, Malezya, Pakistan, Kazakistan, Özbekistan, İran gibi Müslüman ya da müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler dışarıda  bırakılınca gelişmişlik göstergeleri çok daha dramatik seviyelere düşüyor.

* Sunni İslam dünyası eğer İçtihat kapısını kapatmamış, akıl Ve yorum yolunu kesmemiş ve bilime karşı savaş açmamış olsaydı, hiçbir emperyalist hegemonya bu kadar uzun hüküm süremezdi.  Bu sefaletin nedeni olarak “dinden uzaklaşma” ya da “İslamdan sapma” gibi temelsiz bir gerekçe gösterilerek, daha çok dine sarılma yolu gösterilmemiş oysaydı bu sefalet 21. Yüzyıla kadar ulaşmazdı.

* Yanardağ kitabının son bölümünde konularında uzman olan geneli akademisyen olan hocalarla soru cevap görüşmeler yapıp onuda kitabına almış. Gerek sorular gerekse cevaplar çok güzel. 

*  22 Eylül 2024 Eskişehir


14 Eylül 2024 Cumartesi

Çantalı

 ÇANTALI

Orhan Aydın 

Luna Hayınları

Birinci Baskı Ekim 2023

148 sayfa

Şehrimizin yazarlarından, Orhan Aydın yaşamımda özel bir yere sahip, iş hayatımın  mimarı, beni Eti Gıda’ya işe alan kişi. 

Çantalı beşinci kitabı olmalı daha önce bir kitabını okudum. Çantalı’ya gelince; Annesi Elif Hanımı yazmış. Kitabını dört bölüm olarak kaleme almış. Okuması kolay Ve güzel kitabı üç okumada bitirdim. 

1916 yılı doğumlu olan Elif “ yazar bu yıllarda annesinden Elif diye söz ediyor’” zorlu birinci dünya savaşı yıllarında Ve sonrasında çektiği zorluklar Ve Elif’in kimliksiz 21 yaşına kadar gelmesi. 

Annesinin küçüklük arkadaşı Ve komşusu Sarkis Usta etrafında gelişen olay demiyelim de bilgilendirme  olarak okuyucuya sunulmuş bir kitap.

 Kitabın son bölümlerinde İstanbul’un güzel semtleri hakkın da bilgiler vermiş. Bunlar annesinin yaşadığı Üsküdar, Kısıklı, Kumkapı gibi semtlerde. Kitabın finalinde Annesi Elif ve Sarkis Usta’nın karşılaşması çok güzel final olmuş.

İyi okumalar dileğiyle.

ESKİŞEHİR

13 Eylül 2024


5 Eylül 2024 Perşembe

Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı

Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı

1923-2023

İlber Ortaylı - İsmail Küçükkaya

Kronik Kitap yayınevi 35.Baskı

300 Sayfa

Söyleşi kitabı, İsmail çok güzel sorular sormuş ve İlber Hoca’da kendine özgü çok güzel cevaplar vermiş.


Kitap önsöz Ve sunuş bölümlerinden sonra 7 bölüme ayrımın ve her bölüm önemli bir devreyi  veya kişiyi işliyor ben size ikinci bölüm olan Mustafa Kemal Atatürk  bölümünden Saltanatan Cumhuriyete Giden Yol başlığı altındaki soru ve cevabı aktarcağım. 

İK: Atatürk’ün yaptığı en büyük devrim Cumhuriyet, tarihimiz boyunca ülkemizede ilk defa Türkiye diyoruz.

İO; Biz rejimimizi değiştiriyoruz, bundan büyük devrim olmaz. Saltanattan Cumhuriyete geçiyoruz. Bu devrimlerle Meclis gelmiyor. Parlemento zaten var. İşin garip tarafı , ikinci meşrûtiyet döneminde Saray’ın ve saltanatın İngiliz Saray’ından bile daha pasif hale geldiği vakıadır. Ama maalesef iktidarın gene küçük bir diktatör komitenin, yani İttihatçıların eline geçtiği bir dönemdir. 1923’de gelen yenilik Meclis değil biz rejim değiştirmişiz. Saltanat bitmiş, Cumhuriyet gelmiştir. Bu büyük bir devrimdir. Devlet ortadan kalkmıyor; bir devamlılık içersinde ve sadece devletin rejimi değişiyor. Burada enteresan bir durum var, devletin adı hanedanın ismini taşıyordu, eski islam usulü. Orada yine çağa uygunluk var. 19.asır milliyetler çağıdır. Cumhuriyetler çağıdır. Monarşilerde  bile ulusal kimlik kullanıldığı İçin biz bu sefer Osmanlılar yerine TÜRKLER dedik. Osmanlılar’ derken imparatorluğun kozmopolit yapısının rolü  vardı. Hanedanla uyuşma endişesi  ardı. Cumhuriyet bunu halletti. Cumhuriyet’ten evvel bunu ilk defa Ankara halletti. Bize başkalarının söylediği , bizim hep tanıdığımız unvanı bu kez kendimiz kabul ettik: TÜRKLER. Başkaları Türkiye diyordu; ilk defa biz kendimize TÜRKİYE dedik. Kullanılan kimliği resmileştiriyorsun . Memleketin adı TÜRKİYE oluyor. 

Kitabın ilk yayınlandığı yıl 2012, elimdeki baskı 35. Baskı Ve Ekim 2023 tarihli.

Sorular Ve cevaplar güncelliğini hiç kaybetmemiş konular, okunası bir kitap.

İyi okumalar dileğiyle

4 Eylül 2024

ESKİŞEHİR