Hakkımda

Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.

Sayfamı ziyaret edenler

26 Ağustos 2018 Pazar

Gün olur asra bedel

Gün Olur Asra Bedel
Cengiz Aytmatov 
Ötüken Yayınları 
41.baskı
Eylül 2015
413 sayfa

Cengiz Aytmatov’un bütün Dünyadageniş yankılar uyandıran bu romanı 1940’lı yılların sonu 1950’li yılların başında ki bu dönem Stalin dönemidir tutsaklığa,baskılığa ve sürgünlüğe karşı umudun ve mücadelenin diri tutuluşun hikayesidir.Romanın kahramanı Yedige Cangeldi,cepheden yaralı döner,kazak bozkırlarında küçük bir tren istasyonunda çalışmaya başlar.İlk günlerinde karısının kocasına yardımlarını çok güzel romanlaştırmış.Aslında roman iki-üç güne sığdırılmış.Ama öyle saptamalar yapmış ki Stalin dönemini tabiki SSCB’nin o günlerini çok güzel anlatır.Yedigey ölen emektar arkadaşı Kazangap’ın cenazesini mezarına götürürken kendisinin ve milletinin geçmişini acı tatlı düşündürücü yönlerini gözlerinin önünden geçirir.O gün “Asra bedel bir gün olur”.Arkadaşının cenazesini dört-beş saat uzaklıkta bulunan Ana-Beyit mezarlığına gömmek ister.Bu mezarlık adını Nayman Ana’dan alır.Bununla birlikte Dünya’ya mankurt kavramını hediye eder ki bizde bunun karşılığı mankafadır.Nereden geldiği,nasıl olduğu,Naymananın başına neler geldiğini ancak kitabı okursanız bilirsiniz.
Tabi kitapta Yedigey’in umutsuz belki karşılıklı belki karşılıksız Zarife’ye olan aşkı da var.Zarife iki çocuk annesi kocası ve kendisi de öğretmen savaşta esir düşüyor,esaretten kaçıp Yugoslavya’da partizanlara katılıyor.Bir iftira neticesi Zarife’nin kocası Abutalip yakalanıp götürülüyor ve gidiş o gidiş.Bir müddet sonra öldü haberi geliyor.Yedigey işte bu Zarife’ye aşık.
Kitap 12 bölüm olarak yazılmış ve her bölümün başında veya ortasında”Bu yerlerde trenler doğudan batıya,batıdan doğuya gider gelirdi.Bu yerlerde demiryolunun her iki tarafında ıssız,engin,sarı kumlu bozkırların özeği sarı özek uzar giderdi.Coğrafyada uzaklıklar nasıl Greenwich meridyeninden başlıyorsa bu yerlerde de mesafeler demiryoluna göre hesaplanırdı.”




7 Ağustos 2018 Salı

Midilli


Midilli İzlenimleri

3 Ağustos 2018 Cuma günü saat 9.00 da Ayvalık’tan  haraket ettik. Oğlum Koray gitmeden kalacağımız yerleri internet üzerinden ayarlamıştı. Önce geçer orada araç kiralarız diyorduk ama kendi aracımızla gitmek hem ucuz hem de daha iyi oldu. Araca ‘’Yeşil Sigorta’’ denilen cidden kağıdı yeşil olan bir poliçe yaptırıp araca bilet alınarak feribotla çok rahat geçtik.
Saat 10.30 da vardık biz kapı vizesi alacağımız için biraz oyalandık lakin bizimle ilgilenen ve işlerimizi çok az bir komisyonla yapan tur şirketinin elemanı bizi karşıladı. Sorunsuz bir şekilde aracımızla geçerken gümrükte ‘’Sigara ve içki var mı?’’ diye sordular.
Midilli’deyiz ilk dikkatimi çeken Yunan’dan çok Zenci ve Suriyeli. İndiğimiz yerin adı mytilene  merkez şehir sayılıyor. Hemen kalacağımız otele giderek eşyalarımızı bıraktık. Yemekten sonra otelimizde istirahate çekildik. Öyle otel dediğim Antalya’da gittiğimiz oteller akla gelmesin otel pansiyon arası şirin bir yer ama temiz. Otele 5 kişi 130 Yüro ödedik. Akşam yürüyerek  çıktık ve Yemek için bir tavernaya gittik. Deniz kenarında sahibi bayan Maria. İki 20 lik uzo  ve deniz ürünleri ağırlıklı bir menü ile geceyi tamamladık. İçtiğimiz uzo Varvagianni  mavi ambalajlı önce yeşil söylemiştik o çok yavan geldi.

İkinci günümüz adanın kuzeyine çıkacağız. Sahilden yolculuk. Buralar ne zeytinlik nede orman tamamen maki bitki örtüsü. Öğlen üzeri Pedi diye bir yerde denize girdik. Denizlerinden bahsedeyim Ömre bedel sanki damacanada içme suyu berrak her yer prıl prıl  su çok güzel ılık plaj, şezlong, şemsiye ücretsiz yeter ki kantininden bir şeyler al.  Pedi den sonra orman sarı çam ormanları kalacağımız yere giderken Mantamados diye Manastırı ile ünlü yere manastırı ziyarete gittik. Görkemli bir yapı fotoğraf çekmek yasak. Kafeteryasında onlara özgü lokma tatlısı yedik. İlgimizi çeken girişte solda koca bir tablo ve içeriği Osmanlı askerleri Yunan Papazları bıçakla boğazlarını kesiyorlar. Hoş bir şey değil. Bizim Türk olduğumuzu gören yaşlı bir Yunan’ın ters baktığını hissettim.

İkinci gün kaldığımız yer MOLYVOS  büyük harfle yazdığımın manası sırf  bura için Midilli’ye gidilir. Tam bir tabiat harikası ve insan yapısı uyumu . Yemek yediğimiz restoran yerden enaz 50 metre yüksekte enfes bir görüntüydü. Yemekleri harika et ağırlıklı uzolarımızı içtik. 5 Kişi genelde 70-80 yüro hesap ödüyoruz. Yunan’da bizim gibi yemek muhabbeti yok yiyen gidiyor. Restoranı biz kapattık. Bu manzara bir daha nasip olmayabilir. Kaldığımız yer çok güzel bir bahçe içinde taş bir bina olan bizim pansiyon onların otel dediği güzel şirin bir yer. 2 oda biri 2 kişilik diğeri 3 kişilik toplam 70 yüroya kaldık. Deniz çok güzel ama soğuk çivi gibi kesiyor.
Artık dönüş başladı adanın tam ortasından direk güneye iniyoruz. Yolumuz üzerinde eski bir yağ fabrikası müzesi gezdik. Pazar olduğu için her yer kapalı. Üçüncü gece kalacağımız yer Plomari Tavsiye üzerine akşam yemeğini  Ali Baba diye bir tavernada yedik. Bu konuda da bir açıklama yapayım tüm restoranlar Taverna adı altında hizmet veriyor.
Gelelim gezimizin en ilginç yerine VARVAGİANNİ UZO Fabrikası gezisi ne ,  en ilginç gezi oldu. Bir rehber eşliğinde fabrika gezdirildi. Onlara göre dünyanın en iyi rakı üreticileri vs.vs. Ama ben bu rakıyı beğ en me dim.
Ve pazartesi dönüş yoluna dizildik Mytilene’nin doğusundan çıktığımız şehre kuzeyinden giriş yaptık.

Sonuç olarak: Bir daha gidilir mi Hayır. Dikkatimi çeken Motorsikletlerin çokluğu herkesin altında yaşlısı genci kadını hepsi motorize. Yol boylarında küçük kilise yapısı gibi 50*50 cm.Yükseklik 100cm yapılar.Orada trafik kazasında ölenlerin anısına yapılmış, çoğu camlı içinde bir kase içinde yağ ve yanan bir kandil, su, çakmak gibi ilginç şeyler. Dikkatimi çeken başka bir konu Yüksek gerilim direkleri ağaçtan ilginç görüntü oluşturuyor. Başka bir konu Yunan Bayraklarının resmi dairelerde bile lime lime parçalanmış olarak gönderde olmaları. Asgari ücretleri 950 Yüro benzin 1.60 yüro ekonominin durumunu buradan anlayabilirsiniz. Yüro 2-3 lira olsa gezilir ve bize ucuz gelir,ama her şeyi 6 ile çarpınca sizde ister istemez çarpılıyorsunuz. Düşünün bir akşam yemeği 80 yüro 6 ile çarpılınca 500 Tl.


Gerisini siz düşünün. Saygılarımla 07. 08. 2018 Dikili









1 Ağustos 2018 Çarşamba

1 Köy 4 Adam 6,5 Darbe

1 Köy
4 Adam
6,5 Darbe
Mustafa Önsel
Galeati Yayıncılık
3. baskı Mart 2018 Ankara
 
 





  Önsel Komutanın okuduğum 5. Kitabı. Değişik tarz önceki okuduğum kitapların tümü Fetö ve Ergenekon denilen ucube davalarla ilgiliydi.
Hani bir laf vardır ‘’ Anlatılmaz yaşaman lazım’’ diye işte böyle bir şey. Bu kitap inanın anlatmaya zorlanacağım ilk kitap. Bir kitap tavsiye et deseler inanın ilk kitap olurdu. Belki yaşımın vermiş olduğu tecrübe ve olayları az çok hatırladığım için çok hoşuma gittiği gibi bazı olayları ‘’Vay be’’ ile okuduğum oldu.
 
   Trabzon ili Beşikdüzü ilçesine bağlı en büyük köyü Vardallı Kitabın Yazarı ve kitapda hikayelerini anlattığı kahramanların köyü. Kitap ağırlıklı olarak Cumhuriyet tarihinin 1950-1980 yılları arasını esas almış. Kitabın kahramanları Sağdan, soldan, asker, akademisyen orytak yönleri Vardallı olmaları ve bir şekilde ülke darbelerinin içinde olmaları.
Kitabın sonunda önsel’in çözüm olarak yazmış olduğu parağrafı sizlerle paylaşacağım. ‘’ Ve tabi ki Atatürk ……..ne yaptığı ve neler yapmak istediği iyi anlaşılıp içselleştirilirse, görülecektir ki aşılamaz denilen şeyler aşılacak, düzelemez denilen pek çok şey sihirli değnek değmiş gibi düzelecektir. Örneğin Cumhuriyet’in ilk 15 yılında yapılanlar gibi.


   Önceki yıllarda aramızdaki yıllardaki kavga da belliki bizim birlikteliğimizi istemeyen emperyalizm ve işbirlikcileri yüzünden çıkmıştı. O zaman bugün oynanan büyük oyunu görerek ‘’’yabancı bileği taşlarında bilenen bıçakların’’’ kışkırtmalarına gelmemeli boynumuzu emperyalizmin bıçağına teslim etmemeliyiz’’ >>Diyor Mustafa Önsel Dedim ya okunmalı ve bende sözümü şöyle bitirmek istiyorum Önsel’den bir roman bekliyoruz.



İŞBİRLİKÇİLER

İŞBİRLİKÇİLER

ÜMİT ZİLELİ

HALK KİTABEVİ

312 sayfa



 Ümit Zileli,medyadaki dönekleri ve kalemini satanları sırtını ABD ve Avrupaya yaslayan faşist+liberaller,solcu eskileri,karanlığın uşaklarını çok güzel anlatmakta.Bunlara talimatı verip gerisini hiç merak etmeyen patronlar bunlara,'aşk olsun çocuk aşk olsun'diyorlar.Medyamızın pek güzide kalemşorlerinden,esneklik harikası yöneticilerinden televizyon dehalarından bahsediyor.Son 10-12 yılın arşivlerine göz attığında o ne biçim kıvraklık,o ne zeka dolu yumuşak geçiş,o nasıl 180 derece keskin dönüş,o ne tarz postmodern dalkavuklukları anlatmış Zileli.Kitapta en hoşuma giden yer 'Medya tetikçisi omurgasızdır.'lafı hoşuma gitti.Kitabı okunmasını tavsiye ettiğim kadar,kitabın ana fikrini ön sözünü yazan Mustafa Balbay'ın yazısını aktaracağım.



'Sevdiğim aydın tanımlamalarından biri şudur:Ülkesinin geleceğine harç taşıyan kişiye aydın denir.O harcı kaç kat taşıyabilirse ülkesini o kadar yükseğe çıkarır.O harcı yorulmadan,usanmadan,dökmeden yükseklere taşımak herkesin harcı değildir.Kimi yön değiştirir,kimi yön değiştirmemiş gibi yapar,kimi çekilir,kimi yeni hizmet yerleri bulur onların doğrularını ezberleyip yolunu bulur,kimi de önce ülkem ve ilkem der doğruyu bildiği yolda ne pahasına olursa olsun yoluna devam eder....Aydın kavramına ihanet edenleri bir bir gün ışığına çıkarmayı görev edinir.İşbirlikçilerin işbirliğini pazara çıkarmak ilk aşamada para etmeyen bir şey gibi algılanabilir ama gerçek yüzlerini işbirlikçilerin gözüne sokmak halkı körleşmekten kurtarır.Zileli'nin bu çabaları kesinlikle işe yarar.