Muazzam Muazzez
Muazzez İlmiye Çığ 100 yaşın sırları ve yaşama dair muhteşem tavsiyeler
Sedef Kabaş Asi kitap yayınevi Birinci baskı Haziran 2016
Muazzez’in deyimi ile 1914 doğumluyum annem bir cumartesi günü miraç kandilinde doğduğunu söylemiş. Daha sonra hesap edip 20 Hazirana denk geldiğini söylüyor. Babası Zekeriya İtil annesi Hamide İtil babası öğretmen annesi ev hanımı cumhuriyetin ilk yılları ve geçim zor annesi terzilik yaparak geçimlerine katkıda bulunuyor. Muazzez in 23 adet kitap yazmış ve bunların tamamını 80 yaşından sonra yazmış Kabaş’ın bu kitabı İnsan Muazzez'i anlatmış zaman zaman Sümerlere Hititlere değinilse de daha çok insani ilişkiler ve yaşamını çok güzel bir dil ile anlatmış ve bunları fotoğraflarla desteklemiş . Bu konuda teşekkür ederim Muazzez gençliğinde muazzam bir hatunmuş böyle olunca a okulun en yakışıklı delikanlısı olan Kemal Çığ ile evlenmiş. Yaşamının büyük bölümü müzelerde tabi İstanbul Arkeoloji Müzesi. Osmanlı döneminde tarihi eserlere hiç değer verilmediğini ve Cumhuriyetle beraber Atatürk'ün tarihi eserlere verdiği değer ve bu konudaki çalışmalara verdiği değerin en baş şahidi. "Son dönemlerde geçmişteki birçok tarihi olay adeta hiç olmamış gibi anlatılıyor. Neredeyse Kurtuluş Savaşını da yok diyecekler" sorusuna "Geçmişini bilmeyenin geleceği yoktur" diye cevap verirken "Allah kahretsin! Bunu söyleyenlerin hepsi cehennemlik. Ben her şeyin içinde yaşadım." Diyor Osmanlı’da tüm sanat ve zanaatların azınlıkların elinde olduğu atlara nal çakacak kişi dahil bulunamadığını Kurtuluş savaşında nalbantların Azerbaycan'dan getirtildiğini bu kitapta öğrendim.
Bu gün tarihimizi İslamiyet ile geçmişimizi de Osmanlılar ile sınırlayan bir bakış açısı hakim sanki öncesi yok gibi. Oysa yabancı tarihçiler "Türk'leri tarihten çıkarırsak tarih diye bir şey kalmaz" Muazez in yurt dışı gezileri bu gezilerin tamamı Sümerlerle ilgili ve Japonya'ya yaptığı ziyarette Japon Prensi Mikasa bizzat ziyaret gelmiş. Bütün dünya Sümer ve Hitit'leri sahiplenirken kendi bağrımızda bulunan bu iki medeniyeti maalesef biz yeterince sahiplenmiyor ve sahiplenene de sahip çıkmıyoruz. Dünya çapında bir uzman olan Muazzez'i ne yazık ki kendi okulu Dil Tarih Coğrafya fakültesi bir kere bile aramamış ne yazık ki. Can arkadaşı yoldaşı sırdaşı Hatice Kızılyay ile plan ilişkisini çok güzel anlatmış. Tabi bu yıl 103 yaşında oluyor. "Allah daha çok ömür versin" böyle olunca yanındaki herkes Hakkın Rahmetine kavuşmuş can yoldaşı olarak iki kızı ve torunları kalmış.
Muazzam Muazzez zaman zaman devlet büyüklerine mektuplar yazmakta bunlardan biriside zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'adır. Şöyle diyor " .....ikide bir 'Demir ağlarla kim örmüş, hep biz ördük' deyip duruyorsunuz Atatürk zamanında yapılanları sıfıra indiriyorsunuz. Eğer biraz tarih bilginiz olsa bunu söylemeye utanır, yüzünüz kızarırdı. O günkü örülen demir ağlar yalnız tren yolları değildi. Güçlü Eğitim, güçlü ekonomi, güçlü demokrasi ve laiklik temellerinin atılmasıydı, ne siz bugün bu mevkide olabilirdiniz ne de gösteriş olarak başlarını örttürdüğünüz (yüzleri gözleri boyalı) eşleriniz olurdu."
Yazımın sonunu muazzam Muazzez'in birkaç sözü ile bitireyim. "Ömür ne kadar uzun yaşarsan yaşa, kısacık..." "Sevdiklerinle birlikte olduğun yer en güzel yerdir." En çok nasıl hatırlanmak istersin sorusuna şu cevabı veriyor. "Atatürk aydınlanmasının bitmez tükenmez bir neferi ve savunucusu olarak hatırlanmak isterim"
Asırlık çınara saygılarımla…
Muazzez İlmiye Çığ 100 yaşın sırları ve yaşama dair muhteşem tavsiyeler
Sedef Kabaş Asi kitap yayınevi Birinci baskı Haziran 2016
Muazzez’in deyimi ile 1914 doğumluyum annem bir cumartesi günü miraç kandilinde doğduğunu söylemiş. Daha sonra hesap edip 20 Hazirana denk geldiğini söylüyor. Babası Zekeriya İtil annesi Hamide İtil babası öğretmen annesi ev hanımı cumhuriyetin ilk yılları ve geçim zor annesi terzilik yaparak geçimlerine katkıda bulunuyor. Muazzez in 23 adet kitap yazmış ve bunların tamamını 80 yaşından sonra yazmış Kabaş’ın bu kitabı İnsan Muazzez'i anlatmış zaman zaman Sümerlere Hititlere değinilse de daha çok insani ilişkiler ve yaşamını çok güzel bir dil ile anlatmış ve bunları fotoğraflarla desteklemiş . Bu konuda teşekkür ederim Muazzez gençliğinde muazzam bir hatunmuş böyle olunca a okulun en yakışıklı delikanlısı olan Kemal Çığ ile evlenmiş. Yaşamının büyük bölümü müzelerde tabi İstanbul Arkeoloji Müzesi. Osmanlı döneminde tarihi eserlere hiç değer verilmediğini ve Cumhuriyetle beraber Atatürk'ün tarihi eserlere verdiği değer ve bu konudaki çalışmalara verdiği değerin en baş şahidi. "Son dönemlerde geçmişteki birçok tarihi olay adeta hiç olmamış gibi anlatılıyor. Neredeyse Kurtuluş Savaşını da yok diyecekler" sorusuna "Geçmişini bilmeyenin geleceği yoktur" diye cevap verirken "Allah kahretsin! Bunu söyleyenlerin hepsi cehennemlik. Ben her şeyin içinde yaşadım." Diyor Osmanlı’da tüm sanat ve zanaatların azınlıkların elinde olduğu atlara nal çakacak kişi dahil bulunamadığını Kurtuluş savaşında nalbantların Azerbaycan'dan getirtildiğini bu kitapta öğrendim.
Bu gün tarihimizi İslamiyet ile geçmişimizi de Osmanlılar ile sınırlayan bir bakış açısı hakim sanki öncesi yok gibi. Oysa yabancı tarihçiler "Türk'leri tarihten çıkarırsak tarih diye bir şey kalmaz" Muazez in yurt dışı gezileri bu gezilerin tamamı Sümerlerle ilgili ve Japonya'ya yaptığı ziyarette Japon Prensi Mikasa bizzat ziyaret gelmiş. Bütün dünya Sümer ve Hitit'leri sahiplenirken kendi bağrımızda bulunan bu iki medeniyeti maalesef biz yeterince sahiplenmiyor ve sahiplenene de sahip çıkmıyoruz. Dünya çapında bir uzman olan Muazzez'i ne yazık ki kendi okulu Dil Tarih Coğrafya fakültesi bir kere bile aramamış ne yazık ki. Can arkadaşı yoldaşı sırdaşı Hatice Kızılyay ile plan ilişkisini çok güzel anlatmış. Tabi bu yıl 103 yaşında oluyor. "Allah daha çok ömür versin" böyle olunca yanındaki herkes Hakkın Rahmetine kavuşmuş can yoldaşı olarak iki kızı ve torunları kalmış.
Muazzam Muazzez zaman zaman devlet büyüklerine mektuplar yazmakta bunlardan biriside zamanın Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'adır. Şöyle diyor " .....ikide bir 'Demir ağlarla kim örmüş, hep biz ördük' deyip duruyorsunuz Atatürk zamanında yapılanları sıfıra indiriyorsunuz. Eğer biraz tarih bilginiz olsa bunu söylemeye utanır, yüzünüz kızarırdı. O günkü örülen demir ağlar yalnız tren yolları değildi. Güçlü Eğitim, güçlü ekonomi, güçlü demokrasi ve laiklik temellerinin atılmasıydı, ne siz bugün bu mevkide olabilirdiniz ne de gösteriş olarak başlarını örttürdüğünüz (yüzleri gözleri boyalı) eşleriniz olurdu."
Yazımın sonunu muazzam Muazzez'in birkaç sözü ile bitireyim. "Ömür ne kadar uzun yaşarsan yaşa, kısacık..." "Sevdiklerinle birlikte olduğun yer en güzel yerdir." En çok nasıl hatırlanmak istersin sorusuna şu cevabı veriyor. "Atatürk aydınlanmasının bitmez tükenmez bir neferi ve savunucusu olarak hatırlanmak isterim"
Asırlık çınara saygılarımla…