Hakkımda

Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.

Sayfamı ziyaret edenler

18 Haziran 2025 Çarşamba

Marie Curie

MARIE CURIE

Alper K. Ates

NATIONAL GEOGRAPHIC

Tarihe Yön Verenler Dizisi

Birinci Basim Ekim 2021

Beta Basim Yayin Dagitim A.S

Bilim alanimda devrim yaratan, kegifleriyle yeni bir dönemi baglatanlardan biri.

Polonyali bir kiz çocugunun dünyanin en önemli bilim insanlarinin biri haline gelisi, radyoaktiviteyi ve yeni elementleri kesfetmesi, ilging oldugu kadar trajik de bir hikaye.

Onun Nobel Ödülü'nü kazanan ilk kadin, dahasi Nobel'i iki defa hem de ayri alanlarda kazanan tek bilim insani olarak çok mutlu oldugunu düsünebiliriz. Fakat bagariyl, ana vatani Polonya'dan çok uzaklarda yakalamis, yaçam boyu vatan hasreti çekmis olmasi Ve özel hayatinda yaşadığı acilar, gerçekte ne kadar mutlu bir hayat sürdugu konusunda soru isaretleri yaratiyor. Bilme katki yaparken aldigi radyasyon yüzünden kendisinin ve kizinin ölümüne yol açmis olmasi, hikayenin mutlu sonlanmadigini gösteriyor.

Bu bakimdan MARIE CURIE bir bilim insanindan öte trajik bir roman kahramanina benziyor.

17 Haziran 2025

ESKiSEHiR

17 Haziran 2025 Salı

Valilerin de Öyküleri Vardır

 Valilerin de öyküleri vardir

Kadir Çalisici

Bilgi Yayinevi

Eylül 2007. 184 sayfa

Okuyunca goke oldugum kitaplardan, nedeni bir vali olarak yazdigi kitap tam bir edip. Bazen sayfalarda sanki Fakir Baykurt okuyor gibi oldum. Edeni Gagli fakir kadinlari satirlar dolusu konusturmadi. Kitabin yazildigi 2007 yilinda Eskigehir Valisi olarak görevli ve kitabi Eskigehir'den bir ani ile baglatiyor. Kitabi dokuz yukusünüz alan Çalisici olaylarin seçimini çok güzel yapmis.

Ben kitaptan çok Çalisici'nin hayat hikayesinden alinti yapayim.

1945 Afyon dogumlu. ilk, orta, lise egitimini Afyon'da tamamlandiktan sonra 1968 yilinda Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdi. 1972 yilinda mezun oldu. 1973 yilinda Afyon Valiligi' nde staja basladi. 1976 yilinda Kaymakam olarak Adilcevaz ilçesine atandi.

Sirayla Seyitgazi, Bulanik, Andirin, Sarayönü, Soma, Sincan ve Balçova ilçelerinde kaymakam olarak görev yapti.

1976-1977 yllinda Belçika Devletinde arastirma yapmak Için bir yil Bürüksel'de kaldi.

Daha sonrhff|


öfööööa Aksaray, Adiyaman Ve Eskisehir valiligine atandi. Evli ve dört çocugu var.

Kitabin arka kapaginda vali ve kent igin yazdigi birkaç satiri buraya alacagim.

Bir kente gelmek, bir vali için o kenti kucaklamak demektir; çocuklarini kucaklamak gibi.

Bir kente gelmek bir vali için o kenti sirtlamak demektir; hasta anasini sirtladigi gibi.

Bu yüzden alilerin anlatacak çok öyküleri vardir. Ve o öyküler aslinda bizim öykülerimizde. ..... lyi okumalar dilegiyle

13 Haziran 2025

ESKiSEHiR

12 Haziran 2025 Perşembe

Dogu Cephesi Günlügü ve Filistin Hatiralari Vak'anüvis Lütfi Efendizade Lütfi Bükülmez

Dogu Cephesi Günlügü ve Filistin Hatiralari Vak'anüvis Lütfi Efendizade Lütfi Bükülmez

Yayina Hazirlayan

Mümin Yildiztas. •. M. Berke Merter

Yeditepe Yayinlari

Birinci Baski Mayis 2025. 143 sayfa

Hatiralar Ve günlükler tarihin en önemli kaynaklaridir. 1. Dünya Savasina Süvari astegmeni olarak katilan Lütfi Bükülmez'in yeni bulunan Dogu cephesi Günlügü ve

Filistin Hatiralari cephe ve cephe gerisine dair önemli bilgiler verir

Lütfi Bey sivil hayattan kopup aniden dahil oldugu askerlik meslegini bir dünya savasi esnasinda icra etmenin verdigi heyecan içinde yasadigi sasirtici tecrübeleri e savas gözlemlerini yazdigi günlük Ve hatiratta gelecek nesillere aktarmaya çalismistir. Lütfi Bey'in sansürsüz Ve savasin tabiatini daha canli anlatan günlükleri bizim için önemlidir. Ozellikle Istanbul'dan Dogu cephesine intikalini anlayisi savasin zorluklarinin yalniz cephede degil Ethem gerisinde de asker ve sivillerin nelere maruz kaldiklarni aktarmaktadir. lyi okumalar

10 Haziran 2025

ESKiSEHiR


5 Haziran 2025 Perşembe

Küresel Kapitalizmin Girdabinda Türkiye

 


Küresel Kapitalizmin Girdabinda Türkiye

Tevfik Çavdar

Kuran: Attila Ilhan

Bir Millet Uyaniyor 14

Birinci Basim 2006

Bilgi Yayinevi 157 sayfa

Çavdar'in yazdiklari yüzyilin öyküsü; ama bizim duydugumuz Ve bize anlatilanlardan farkli. Bagi ile sonu arasinda hemen higbir ayrim yok. Evet nüfusumuz Yetmis milyon ama bunu %90'l yoksul. Sehirlerimiz büyüdü ama çevresi gecekondulardaki dolu. Bir sanayimiz var ama yabancilarin elinde.

Bankalarimiz kapitalizmin ünlü finans kurumlarinin elinde. Madenlerimiz haraç mezat satilai. Halkimizin yasam biçimi degisti, fakat kendilerine yakismayan bir ikilemi sergiliyorlar. Küçük bir azinlik gilgin bir yagam sürerken, ezici bir çogunluk geçimini bile saglamayamaz hale gelmisti. ... yüzyilin sonunda küresel kapitalizmin sultasi altinda " manda" lasan Türkiye Cumhuriyeti bulunuyor.

Bunun nedeni bir tek virüs " Pazar ekonomisi" diye masum bir sözcükle ifade edilen liberal ekonomi politikalari.

Türkiye son yarim yüzyildir küresel kapitalizmle kenetlenme çabasi iginde. Bu cehenneme yani emperyalizme kenetlenme ile es anlamlidir. Bu cehennem kalesinin koruyucu burçlar,IMF, Dünya Bankasi, MAI, GATT, GATS, Dünya Ticaret Örgütü, G7, AB, ABD Ve onlara bagli askeri güç NATO Yüzyilin Sevr'i su anda uygulaniyor. Söyle bir düsünün: AB ve ABD isteklerine ne zaman, hangi iktidar hayir diyebildi? Küresel kapitalizmin ipine sarildikça, bundan sonra da hayir diyebilecek miyiz? Türkiye küresel kapitalizm için bölgede güçlü bir tastir. Onu bu " cehennem imparatorlugu" gerekli gördügü her eyleminde kullanacak Ve üzerine istedigi her tasarrufu yapacaktir.

iyi okumalar.

05.06.2025

24 Mayıs 2025 Cumartesi

Anadolu’nun İşgali



Anadolu'nun isgali

M. Sevki Yazman

Kum Saati Yayinlari

Birinci Baski Istanbul 2006

220 sayfa

Oncelikle sizlere M. Sevki Yazgan'in kisaca kim oldugunu yazayim.

1896 Elazig dogumlu, Aker'i Rüstiye ve Askeri Liseden mezun oldu. 1• Dúnya savagina subay olarak katildi. Daha sonra Istanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Elektrik ve Makina bölümünü bitirdi.

Çalisma Bakanligi Bursa Bölge müdürlügünü yapti. IX. Ve X uncu dönem TBMM millet ekili oldu.

Adi geçen kitap daha önce Kamer Yayinlari tarafindan ayni ölçüler de asilmis Ve 256 sayfa olarak yayinlanmis. Kumsaati Yayinlari üste bahsettigim gibi 220 sayfa. Kitapta Birinci inönü ve ikinci inönü savaslar anlatilmis ismet Pasa (inönü) dam hiç bahsedilmemis. Ayni gekilde Büyük taarruz, Sakarya Savasi,

28 Agustos Harekati,Baskomutanlik Meydan Muharebesini yazmis.

Kitapta Trikopis, Plastiras, Franko gibi Yunan komutanlarinin adlari koyulastirilmis sekilde verilirken Mustafa Kemal Paça, ismet Pasa ve bu savaglarda ölen, gazi olan degerli komutanlarda hig söz edilmemesi ilginç.

Sanki kasitli olarak bu komutanlar kitaba alinmamig. Yukarda hayatindan kisca bahsettigim Yazman'in 256 sayfalik kitabi acaba niye 220 sayfaya indi.

Bunca okudugum kitaplari okumanizi tavsiye ederken bunu zamaniniza yazik diyorum.

23 Mayis 2025

ESKISEHIR

16 Mayıs 2025 Cuma

Irgatın Türküsü

 Irgatin Türküsü

Cahit Irgat

Bütün Siirleri

Adam Yayinlar Nisan 1991 Birinci baski

224 Sayfa

Irgat'in dört kitabinin Ve hig yayinlanmamis siirlerinin bir araya getirilerek yayinlanmis eseri.

1945 yilinda yayinlanan BU SEHRIN ÇOCUKLARI

1947 yilinda yayinlanan RÜZGARLARIM KONUSUYOR

1952 yilinda yayinlanan ORTALIK

1969 yilinda yayinlanan IRGATIN TÜRKÜSÜ

VE kitapta YASADIM basligi ile dergilerde ve antolojilerinde kalan giirlerinin toplami. 1940'l ve 50'li yillar. Çagdas uygarlik düzeyine ulagmak Ve hatta bu düzeyi asmak iddiasi güden asker-sivil bürokrat iktidarin özgürce bilgilenmeyi, dügünmeyi , hayal kurmayi, bir bagka yagam özlemeyi kesinlikle engelledigi yillar.

Dönemin hemen bütün gairlerinde oldugu gibi Cahit'te de dil, saydamdir. Yani dil yada sözcük, kendini degil bir baska seye ( bir anlama, bir duyguya, bir heyecana ya da aniya) gönderme yapar.

Cahit'in kitabinda ikiyüzün üzerinde giir mevcut ben sizlere içlerinden hoguma giden iSTANBUL siirini satirlarima almayi uygun buldum. Umarim begenirsiniz.

ISTANBUL

istanbul köprüsü yesil boyali

Ama tersi baskadir, yüzü baska;

Bir yanda Haliç, Kervansaray, Eyüpsultan, mezarlik Alin teri, kol kuvveti, mezbaha.

Halig çeri kokar, kan kokar Haliç'te balik bile yagamaz Yari ölü, yari diri Yari ayrk, yari sarhos insanlar yaşar.


Bir yanda Bogaziçi, Adalar Rüzgar karpuz kokar,

Yesil mi yesil inadina denizi.

Yasa Istanbul yaça

Yeni zenginlerinle

Bana senden hayir gelmez,

Çok gektirdin.

Bitpazari sahidimdir.

Az mi pabuç, palto sattim Aç kaldim, az mi para dilendim Bütün gehre borcum var.

Ben çok dertli adamim

Koyverirler benim yakami

Senden bana hayir gelmez

Güzel Istanbul.

16 Mayis 2025 Eskigehir lyi okumalar.


13 Mayıs 2025 Salı

Geldikleri Gibi Giderler

Geldikleri Gibi Giderler

Atakan Baru Bayramoglu

Yediveren Yayinlari

Birinci Baski; Kasim 2020

296 sayfa

Mustafa Kemal Pasa'ni beraberindeki yaveri Cevat Abbas. (Gürer) söyle nakletmektedir.

" Mustafa Kemal Pasa'yla ben askeri sevkiyatin bir köhne motoru ile deniz ortasinda yaslanan bu gelik ormanin Içinden gegiyorduk. Mustala Kemal Pasa'nin zarif dudaklarindan ' Geldikleri gibi giderler! ' cümlesini duydum; mütarekenin dogurdugu derin ve elemli ümitsizligi derhâl unutmustum. Cevabimda acele ettim. Size nasip olacak, siz bunlari koyacaksiniz Pasam dedim. Gülümsedi, aziz baginin Içinde sekillenmeye baslayan vatani kurtarma planlarini bir an Için yeniden gegiriyor gibi daldi. Sonra ' Bakalim' dedi.

296 sayfada çok güzel konlara deginerek, basliklar açmis bu basliklarin alt bagligi ile bilmedigim bir çok konuyu aydinlatmamis.

Dogu Sorunu, Milli Mücadele Hareketi Ve Kuvayimiliye Ruhu, Izmir'in Isgali, itilaf Devletleri'nin istanbul'a Yönelik Planlari, Güney Cephesi, Dogu Cephesi , Milli Mücadele'de Türk Istihbarati.

Türk milletinin emsalsiz Vasif'larndan biri de milli meselelerde her türlü fedakarligi yapmaya hazir bulunmasiydi. Bu sebeple Hammallardan, mavnacilara kadar bugün Için isimsiz kahraman sayilacak birçok kimse, halk tabakalarina mensup ahlakll, temiz vatandaslar, teskilatimizda küçümsenmeyecek önemli görevler yapmislardi.

Son iki konu iç isyanlar ve Milli Mücadele'de Kadinlar

Halide Edip, Kara Fatma ve digerleri. Tabi ki belgelerde adina rastlanmayan daha binlerce eli öpülesi kahraman Türk kadini

12 Mayis 2025

ESKiSEHiR


10 Mayıs 2025 Cumartesi

Benim Adım Ronaldo

 Benim Adim

Ronaldo

Micael Part

Beyaz Balina Yayin Sanat Dagitim

Birinci Baski; 2015

176 sayfa

Ingilizce aslindan geviren; Ceren Kiran Tatli

Ronaldo'nun alti yaşından alip Real Madrid takimina transferine kadar yalniz Futbol yaşantısının romani. Bes alti yaslarinda. Anlayan kitap deyim yerindeyse su gibi akiyor. Dünya futbol devlerinden bir çogunun oldugu gibi Ronaldo'da fakir bir aileden gelmektedir.

Fakir olmaktan nefret ediyordu. Bir çıkış yolu oldugundan emindi. Hiç aç kalmiyorlardi belki ama masalari hep yiyecekleri dolup taşan Ve daima tok gezsen insanlarin oldugunu biliyordu. Onlar istedikleri seyi, istedikleri zaman yiyorlardi.

Yagmur suyunun girmedigi büyük evlerdeki yumuşak yataklarinda uyuyorlardi. Bir çıkış yolu olmaliydi, ama nasil.? Anne babasini, agabeyini ve ablalarini yoksulluk çekerken görmek, içini yakiyordu.

Bir gün büyüyüp bunlari degistirecegine yemin etti.

Ve Real Madrid'e transfer olurken o günün şartlarında en yüksek ücreti aldi.

Dünyanin en iyi futbol oyuncularindan sayilan Cristiano Ronaldo'nun Portekiz'in Maderia Ada'sindan Real Madrid'e uzanan yolculugu iyiki yazılmış.


İyi okumalar 

8 Mayıs 2025 ESKİŞEHİR


7 Mayıs 2025 Çarşamba

Kalk Gidelim Defteri

 Kalk Gidelim Defteri

Metin Üstündag

UGH! •••2


Ikinci baski

Siir kitabi

Parantez Yayinlari

142 sayfa

Siirlerle dolu 142 sayfa, basliksiz giirlerle süslü kitap.

Size kitabin 98. Sayfasinda, Arapgirli muharrem abinin taranan kahvehanesinin giiri.

Son iki misraya dikkat.

Burnundan soluyordu

Arapgirli muharrem aabi bu onyedi.....lan diyordu tam onyedi defadir tariyor zirzevatlar cam çerçeve iniyor takim taklavat hagat ben bilmem

sen lisede okuyorsun evladim söylesene bardagin demligin yesil Çuha örtülerin iskambil destesinin ihlamurun oraletin bilardo masasinin

komünizmi fasizmi olur mu

ne istiyorlar ogul kahve niye taranir beni gark Marks'in dünürü mü saniyorlar

lyi okumalar dilegiyle

5 Mayis 2025 ESKISEHIR

Dip not; Esim Mihriban Apaydin'in yasgünü

28 Nisan 2025 Pazartesi

Öncesi ve Sonrası ile Çifteler Köy Enstitüsü

 Öncesi Ve Sonrasiyla

Çifteler Köy Enstitüsü ilyas Küçükçay

Yeni Kusak Köy Enstitüleri




Dernegi Yayinlari ikinci Basim Subat 2018 Izmir

1933 Seyitgazi -Büyükdere Köyü dogumlu KÜÇUKCAN çok güzel bir eser meydana getirmis.

Kitabini bes bölüm seklinde ve 369 sayfa olarak meydana gelmis, çok güzel zamanin önemini belirtir fotograflarla tamamlamis.

Konunun ele alinisinda " Ben merkezli enstitü" yerine " Kurum merkezli bizler" yaklasimini öne altmis.

Her alinti dip notlar ya da fotograf alti açiklama ile kaynagina baglanmistir.

Köy Enstitüsü olugumunda Ve sonrasinda Çifteler (ÇKE) uygulamalarinin bagcil bir yeri ve etkisi oldugunu belirtiyor.

Yukarida belirtildigi gibi ÇKE, Köy Enstitüsü uygulamasinda Ve tarihinde ayri bir önemi vardir. Burasi gerçek anlamda Köy Enstitü uygulamasinin bagladigi yerdir.

Zorlu bir emek ve ugrasla, özenle isleyip ortaya çikardigi bu essiz eseri duygulanarak okudum.

ÇKE gerçeginde enstitülerin uygulamada kaldigi sürede (1940-1954) yetistirdigi 17 bin civarinda ögretmen, 8 bine yaklagan egitmen araciliyla yaklasik 16 bin köyü temel egitime kavusturmustur. Bu sirda köy okulu sayisi 5080 fen 15680'e ögrenci sayisi 370 binden 1.180.000'e ulasmis, 1600 civarinda saglik memuru da yine 15 bin köye saglik hizmeti ulastinlmistir.

Eger Köy Enstitülerini merak ediyorsaniz bulun bu güzel eseri okuyun.

İyi okumalar.

28 Nisan 2025 ESKİŞEHİR

17 Nisan 2025 Perşembe

Açlık

 AÇLIK

Kunt Hamsun

1920 Nobel Ödülü

 Cem Yayınevi Nobel Dizisi

Türkçesi: Esat  Nermi

Birinci Baskı Mayıs 1977

208 sayfa 

Önce Kunt Hamsun’dan bahsedelim; 1859- 1952 yılları arasında yaşamış, 1920  Nobel Edebiyat ödülü sahibi,  Norveç’li yazar. Ekmeğin ve toprağın gücünü en özgün biçimde işlemiş ve bu akımın öncüsü olmuştur.  1890 yılında yayınlanan Açlık romanı, genç bir aydının para sıkıntısı Ve çektiği açlığa rağmen gururundan ödün   vermeyerek her çeşit yardımı geri çevirmesini tariki bunun sonucu   bedensel ve ruhsal yıkıma uğramasını anlattığı romanı okuması kolay ve akıcı. 

İyi okumalar dileğiyle

16 Nisan 2025

ESKİŞEHİR


14 Nisan 2025 Pazartesi

Yaşamak için Sosyalizm

 Yaşamak İçin Sosyalizm

Erkan Baş

İleri Kitaplığı Yayınevi

Dördüncü baskı Eylül 2023

163 sayfa

Yayına hazırlayan ; Doğan Ergün 

Bu satırları yazdığım yıllarda Türkiye İşci Partisi &genel Başkanı ve Milletvekili. Söylemleri ve hitap şekli etkili ve güzel. Kitabı Eskişehir sokaklarında parti tanıtımı yapan genç partililerden güzel bir indirim yaparak aldım. 

Kitap beş bölüm halinde kaleme alınmış, son bölüm “kişisel  Öyküm” adı altında Yayına Hazırlayan’la söyleşi yapmış çok güzel   ve kaliteli sorulara o minvalde  cevaplar almış. Haliyle kitap 2021 yılında yazıldığı İçin güncel konular yok.

Yine de güncelliğini kaybetmeyen bir konuya   verdiği cevabı yazıma alıyorum.

HEKİMLER haliyle oğlumun da bir hekim olmasının katkısı var tabi.

“ Hekimlerden şikayet geliyor. Biz şu kadar yıl eğitim aldık, şimdi şu kadar saat çalışmak zorundayız Ve  bunun karşılığında yaşayamıyoruz hekimler şikayet ediyor. Biraz incelediğimiz zaman şunu görüyoruz, performans sistem dedikleri bir sistem işletiyorlar. Aslında hekime hakkı olan maaşı   vermiyorlar, performans dayatmasıyla daha fazla çalıştırarak,  veriyor, hakkı olan maaşı. 

Son 3-4 aydır Türkiye’de gündemi şöyle bir taradığımızda en fazla kullanılan sözcüklerin bir tanesi Yoksulluk, bir tanesi Zam, bir tanesi de Enflasyon.

  Bu yüzden son günlerde sıklıkla aynı şeyi tekrarlıyorum, yoksulluğu değil zenginliği tartışalım diyorum.” 

İyi okumalar dileğiyle

ESKİŞEHİR

13 Nisan 2025

Dip not; Torunum  canım,  bir tanem Asil Armağan APAYDIN bu gün dördüncü yaşını tamamladı.


10 Nisan 2025 Perşembe

Komitacı

 Reha Çamuroğlu

Komitacı 

Son Yeniçeri- 3

Everest Yayınları

1-2 basım Aralık 2024

431 sayfa

Çamuroğlu’nun  “ Son Yeniçeri” serisinin üçüncü kitabı, adeta bir tarih sahnesi 1911-1991arasına  adeta ışık tutuyor. İlk yıllarını tarihi olayları anlatırken, 70-80-90 ile yılları “ Komitacı” lakaplı Cengiz’in ve eşi Su’nun üzerinden anlatıyor. Güzel okuması kolay ve zevk  veren  bir kitap. 

Kitaptan iki olayı ben buraya yazmayı uygun buldum. Bunlardan biri Atatürk’e yapılmak istenen İzmir suikastı. 

“ Bu ismin sofrada birçok kez telaffuz edilmesi  boşuna değildi. Ziya Hurşit, gerçekten Gazi’yi öldürmeyi kafasına koymuştu. Bir Laz Ve bir Gürcü fedai bulmuş, keşiflere başlamıştı. Kabine toplantısına  omla koymayı düşündü. .... Bunun İçin Meclis tavanına Gazi’yi hedef alan  bir delik bile açtırdı. Hurşit’in ekini giderek büyüdü. Yakın zamana kadar Gazi’nin yakınında olan Ayıcı Arif adıyla bilinen, Miralay Arif yaptığı yolsuzluklar nedeni ile gözden düşmesinin öcünü almak istiyordu. ..Ankara valisi Abdülkadir   Bey’de ekine katıldı. Son bir katılım ise şüphelerin doğmasına yol açacaktı. ..... Terakkiperver Fıkrası üyesiydi ve onların kendisini destekleyeceklerini sanıyordu. Ayrıca Terakki’nin en militan Reis-i Kara Kemal yakın dostuydu. Bu isim Şükrü  Bey’di. Geveze Şükrü  ey Bşr içki masasında yapacakları işi ifşa edince adam koşa koşa Raif  Bey’in yanına gidip duyduklarını anlattı. .....

Ankara’da çok iyi korunan Gazi’yi İzmir’de  ura yıl planladılar. Silahları Şükrü  ey temin etti. Plan şöyleydi, İzmir’de tranden inecek olan Gazi’nin güzergahı üzerinde üç yolun kesiştiği köşede otomobil mutlaka yavaşlayacaktı. Bu sırada 

Gürcü, Laz, Çopur Hilmi ve Ziya Hurşit çiçek demetlerinin içine saıldıkları bomba Ve tabancalarla Gazi’yi vurup, kargaşadan yararlanıp, kalabalığa karışıp limanda bekleyen tekne ile Yunanistan’a sıvışacaklardı. Yunan adlarına götürecek kaptan her  edense durumdan şüphelenip, herşeyi gidip karakola anlatır. Yapılan. Aşkınlarla hepsi kıskıvrak yakalanıp, Ziya Hurşit Komitacıların deyimi ile “ kuş gibi” öttü.

İkinci konu   Başbakan Adnan  Menderes;

Men+Eren saygı duyduğu Ve sık sık danıştığı Ordinaryüs Profesör Âli Fuat Başgil’i  çağırır Ve kendisinin bu zor durumda yardımcı olacak görüşlerine ihtiyacı  vardı. Değerli Hoca  belki bir çıkış yolu önerebilirsiniz. 

Hoca uzun uzun olup bitenleri analiz etti. Menderes dikkatle dinleyip Notlar alıyordu. Tek tek olumsuzlukları sayıyordu. Başgil  çeliş konuşmaları, tutuklanan gazetecileri, İnönü ve gayrimüslimlere saldırılar. Saydı, saydı, saydı. Sonra bir uzun ara  verdi. Yanında sehpanın üzerinde duran bardaktan boğazını ıslatacak kadar bir su yudumlayıp, Başbakan’ın gözlerinin içine bakarak şu cümleyi kurdu

“Siz Anayasa dışındasınız, Anayasayı çiğniyorsunuz, yani ölümcül suç işlemektesiniz.”

Sesi soluğu kesilmişti Menderes’in.  Hoca eğer bunu söylüyorsa, durum sandığından daha ciddi idi. 

İyi okumalar 

10 Nisan 2025

ESKİŞEHİR




27 Mart 2025 Perşembe

Kuran-ı Kerim Meali

Kur’an-ı Kerim

Meâli

Diyanet İşleri Başkanlığı

Onuncu  Baskı 2006

604 sayfa

Hazırlayanlar: Doç,Dr. Halil Altuntaş, Dr. Muzaffer Şahin

 Her sene olduğu gibi Ramazan okuması  onaltıncı hatimini bitirdim. 

Kur’an-ı Kerim’in eşsizliğini ortaya koyan bildiğimiz, bilmediğimiz pek çok özelliği bulunmaktadır.  Nazil olurken, gelecekte vuku bulacağını açıkladığı bazı olayların, haber. Erdiği şekilde gerçekleşmesinin sabit olması :  insanlığın yaratılışı Ve birtakım kainat olaylarının meydana gelişi gibi ilmi gerçeklere ilişkin işaret ve ifadelerin ilmen doğrulanması , onun Allah’ın sözü olduğunu Ve eşsizliğini ortaya koymaktadır.

Altıyüz dört sayfa, 114 ayet okunduğu zaman genel olarak yasak olan konuları  aşlıklar halinde aşağıya çıkardım.

Şirk koşma 

İnsan öldürme

Çalma

Yalan söyleme

İftira atma

Gıybet etme

Adaletsizlik yapma

Rüşvet alıp,   verme

Adam kayırma

Kibirlenme

İyiliği  başa kakma

Kötü söz söyleme

Zorla din dayatma 

Haset etme

Emanete ihanet etme

Cimri ve savurgan olma

Yalan şahitlik etme

Gösteriş yapma

Kin tutma

Yetime, öksüze zulüm yapma

Kötü söz söyleme

Ölçüde tartıda hile yapma

İçki içme, kumar oynama

Fal, büyü ile uğraşma

Faiz alıp ,  verme

Ana Ve  babaya OF bile deme

2025 yılı Ramazan ayı  Mart ayı içersinde

İyi okumalar dileğiyle

26  Mart 2025


26 Mart 2025 Çarşamba

Cesur Nerede?

 Cesur Nerede?

Levend Okumuş

Ruhumun Derinliğinde Yazarından

KDY. Kitap Yurdu yayıncılık

Birinci Baskı; Şubat 2025

Yüzün sayfa

Küçük okurlar için yazılmış kitap. Cesur Ve Metin’in hikayesi. Cesur Ve Metin küçük yüreklerinde çok büyük bir dostluk Ve arkadaşlık sığdırmakta.  Tek başlarına evlerinden çıkan iki kafadarın  soğuk Ankara sokaklarında başlarından geçen olayları çok güzel anlatmakta. Ortada  bir şey yokken bile,  Cesur ve Metin peşine düşecek bir maceraya dönüştürecek bir şeyler Mutlaka  buluyorlar.  Sonradan hikayeye dahil olan Murat yürekleri burkmakta.

Hikaye sonunda güzel bir final yapmış. “ Bundan sonra neler olduğunu merak edersen bana haber ver. Devamını seninle paylaşmak çok keyifli olur.........”

Diye bitirmiş, güzel eğitici mesajları küçük yürekli okurlar için.

İyi okumalar.

24 Mart 2025

ESKİŞEHİR


15 Mart 2025 Cumartesi

Metni Yor’mak

 Metni Yor’mak

Anlam Arayışından Anlatıya

Mustafa Apaydın

A7 Kitap Eleştiri

Birinci Baskı Ocak 2025

228 sayfa

Mustafa Apaydın, Baba tarafımdan kuzenimin oğlu 1961 doğumlu, Çukurova Üniversitesi Edebiyat bölümü hocalarından.

Metni Yor’mak “ Anlamın İmkanı” ve “Anlatanın Sınırı” olmak üzere iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde Ahmet Hâşim, Âsaf Halet Çelebi , İlhan  Berk ve  Melih Cevdet Anday’ın birer şiirini anlam arayışı bağlamında Ve nesnel bir tutumla inceleyen Mustafa Apaydın ikinci bölümde ise Tutunamayanlar, Demiryolu Hikayeleri ve Anayurt Oteli gibi edebiyatımızın köşe taşı niteliğindeki anlatılara odaklanıyor. Özellikle seçilen metinlerin kavramları temelinde yorumladığı kitap, Türk eleştiri geleneğine yeni bir boyut kazandırıyor. 

Akademik dikkatle çerçevelenip bilimsel titizlikle kurduğu  metinlerden oluşan kitapta denemeye yaklaşan bir dil kullanıyor. Mustafa Apaydın başka bir deyişle metni  yor’uyor ama okuru yormuyor. 

 Mustafa Eline , gönlüne , gözüne ve  beynine sağlık. Fazla akademik olmasına karşı okumada zorlanmadım Ve beğendim.

İyi okumalar

14 Mart 2025

Tarihin önemine binaen Senin aillen de iki benim ailem de bir adet olan doktorların Tıp Bayramı Kutlu Olsun.


26 Şubat 2025 Çarşamba

Ruhumun Derinliğinde

 Ruhumun Derinliğinde

Levend Okumuş

Kutlu yayınevi

Birinci Baskı Aralık 2024

110 Sayfa

Levend Okumuş, ablam Fatma Tanrıyapısı’nın torunu, yani benim deyimimle Ayşem’in büyük oğlu.

İlk kitabı Ve 110 şiir ile süslediği bir  kitabı. Zaman içersinde değişen duygularının  yoğunluğunu Ve yaşanmışlıkların anlattığı aşk, sevgi, sorgulama Ve arayışlarını anlatan , kağıda döktüğü şiirlerinden oluşan ilk kitabı. 

 Bu şiir demetinden ben sizlere kitabına ismini veren “ Ruhumun Derinliği” isimli şiirini buraya aktarıyorum.  

RUHUMUN DERİNLİĞİ

Yorgun’um

Küskünüm 

Kırılmışlıklarım omuzlarımda

Taşıyorum

Zamanın içinde

Bitecek 

Biliyorum

Bu zahmetli yolun

Aydınlığında

Sığındım

Saklandım

Sessizliğimin ardına

Olmadığını saydığım

 Bencilliğime 

Yüz çevirdim 

Döndüm

Gölgemin yalnızlığına

Soramıyorum

Gerçeği görmemek için 

Saklandım Ve 

Orada kaldım

Ruhumun karanlık derinliğinde 

Çıkamıyorum

Yorgunum 

Umutsuz fakir hiçim


İyi okumalar dilerim. İyi olun şiirle kalın

25 / 02 / 2025

ESKİŞEHİR


25 Şubat 2025 Salı

Kızıl Şebeke

 Kızıl Şebeke

Bir Osmanlı Polisiyesi

Eşrefzade İdris Bey’in  Maceraları 

Ayfer Kafkas 

İnkılap KitapeviYayın  Sanayi

İkinci   Basım

310 sayfa

Kitabın ilk sayfasında Ayfer Kafkas’ın biyografisini okurken güzel bir kitap okuyacağıma kanaat getirdim.

Osmanlı’nın uzak bir sancağında cinayetler işlenmekte, işlenen  cinayetler ilginç olayların vuku bulmasına Ve Başkentten görevlendirilen hafiye  İdris Bey sancağa gelir ve kendi imkanları ile Sancaktan kendine bir çocuk Ve karakoldan bir bekçi kendisine yardımcı olur. 

İdris Bey cinayetleri işleyen katili bulur. Somut deliller toplamakta  usta olan İdris  Bey, akıl yürütme becerisi sayesinde bir çok kişinin geremediği detayları görmektedir. 

Adım adım iz sürerek katilin peşine düşer, fakat kendini Devlet-i Âli’nin dahi içine sızmış bir ihanet şebekesinin ortasında bulur. 

İyi okumalar.24 Şubat 2025

ESKİŞEHİR


19 Şubat 2025 Çarşamba

Havala

 HAVALA

Murat Ağırel

Kırmızıkedi Yayınevi

Yedinci baskı Ekim 2024

215 sayfa

Nefis bir kitap, yirmibirinci yüzyılın ilk  çeğreğinde Türkiye fotoğrafı, öncelikle Haval ne demek?  Onu açıklayalım. Kirli parayı aklama yöntemi, bankacılık dışında kendilerinin geliştirdiği ve genellikle kuyumcular aracılığı ile yaptıkları havale  sistemi bu yollarda milyarlarca dolar, avro yasallaşıyor, tabi bu yolla terör örgütlerine aktarılan milyonlarca dolar.

Başta dedik ya “ bir Türkiye fotoğrafı”  İnterpol, Europol, ABD, İsveç, Almanya vb. hangi küresel güç kara para aklama, uyuşturucu ticareti ve terör finansmanıyla ilgili bir operasyon düzenlese bir şekilde iş Türkiye’ye   bağlanıyor. Son on yıldır “ nereden buldun” sorusu sorulmadığı İçin gelen suç paralarının tüm kilit notası Türkiye oldu. 

Mafya babaları, teröristler, suç örgütü liderleri, uyuşturcu kaçakçıları paralarını getirdiği yetmiyormuş gibi gayrimenkul satın alarak bir de Türk vatandaşı oldular.

Söz uyuşturucudan açılmışken, İçişleri Bakanlığının  verdiği rakamları sıralayalım.

Haziran 2023 - Şubat 2024 arşında yapılan operasyonlarda yakalan uyuşturucu miktarları;  67 Ton esrar, 21 Ton skunk , 2 Ton eroin, 1,5 Ton kokain, 162 Ton Afyon, 1 Ton 472 kilo bonzai, 13 ton metamfetamin, 3milyon 862 bin adet ectasy, 3 milyon 755 bin adet captagon, 28 milyon 828 bin adet sentetik ecza, 155 milyon 821 bin kök kenevir, olmak üzere 107 ton uyuşturucu madde ele geçirildi.

Aslında kitabı özeti, “ biz kırk kişiyiz, birbirimizi biliriz” hikayesidir.

FETÖ’sü,  baronu, kara paracısı, teröristi . Hepsi aynı torbada.

İyi okumalar;

17 Şubat 2025

ESKİŞEHİR


11 Şubat 2025 Salı

Kelebekler Kanat Çırpınca

 Kelebekler Kanat Çırpınca

CumhuriyetMucizesi İki Adamın Sıradışı Öyküsü

Mustafa Önsel

Kırmızıkedi Yayınevi

Birinci basım Kasım 2024

150 sayfa

Adında da belirtildiği gibi sıradışı iki adamın mucizesi hayat hikayeleri; öncelikle yine kitabın adıyla başlayalım. “ Kelebekler Kanat çırpınca”  kelebekler ve kanatları iyilik melekleri. Bu iki sıra dışı insana dokundukları an bunların hayatlarında olumlu yönde değişiklik olmakta. Tabi bu değişikliğin yanında bunlara kumpas kuran ve yollarını kesmeye çalışan ülkemizde yirmibirşnci yüzyılın ilk yirmi yılına musallat olan  ve kamuoyunda  Feto Kumpası olarak bilinen terör örgütünün bu iki insana yaptığı kötülükleri anlatmakta. 

Bu örgütün özgüvenleri doruktaydı. Sıra devleti tamamen ele geçirmeye gelmişti.  Ve 15 Temmuz 2016’da, o zamana kadar  irlikte yol yürüdükleri siyasi iktidara karşı darbeye kalkıştılar. Ve adeta kötülük  için yaratılmış YARASALARIN  değil iyilik kelebeklerinin kanat çırptığı hukukun Ve liyakatın esas alındığı  ağdaş bir ülke oluruz. 

Sizlere bu iki insanı isimleri ile tanıtayım, 

Engin Çırakoğlu ; astsubaylıktan Cumhuriyet tarihinde tuğgeneralliğe yükselen ilk isim. 

Abdurrahman Bakır Hoca Beyin Cerrahi dalında üniversite hocası 

İkisi de astsubaylıktan yükselmiş iki  sıradışı insan. Zevkle, hayretle, kızgınlık ve gülümseyerek okunan bir kitap. İyi okumalar.

11 Şubat 2025

ESKİŞEHİR


8 Şubat 2025 Cumartesi

“babam Hasan Ali Yücel”

 Babam Hasan Âli Yücel

Söyleşi: Arda Kukul

Gülümser Yücel Kitabı

Türkiye İş Bankası

Kültür Yayınları

İkinci Basım Haziran 2024

340 Sayfa

Gülümser Hasan- Âli Yücel’in üçüncü çocuğu 5 Şubat 1936 doğumlu. Kurul İş Bankası Kültür  Yayınları’nın 60. Kuruluş yılında tanıştığı Gülümser ile bir ay söyleşi ve aylar süren çalışma sonucu bu güzel eseri meydana getirmiş.

Gülümser ile kimi Zaman  buruk, kimi zaman keyifli anıları hatırlayarak bir söyleşi  yapmışlar. Gülümser’i tanımak, anılarını okumak sizlerede keyif  verecek. Hasan Âli Yücel’in Doğumu Ve yıllar öncesinde meydana gelen Ertuğrul Fırkateyninin batışına değiniyor. Daha sonra babasının çocukluk döneminden başlayarak son gününe kadar yaşadıklarını detaylı  bir şekilde anlatıyor. 

Tabi Hasan Âli Yücel denilince akla ilk gelen Köy Enstitüleri, kitapta çok kapsamlı Ve geniş olarak kuruluşu, kapanışı anlatılıyor. Tabi Hasan-Âli Yücel denince yalnız Köy enstitüleri değil, Cumhuriyet Tarihinin en uzun görevli olarak   Milli Eğitim  Bakanlığı yapan Ve imzası bulunan onlarca eser sahibi.

Ölümü 26 Şubat 1961 

Işık’lar içinde yat, güzel insan, Çalışkan insan, vatan perver insan.

7 Şubat 2025 

Eskişehir


30 Ocak 2025 Perşembe

Tanrı Misafirleri Oteli

 Tanrı Misafirleri Oteli

Timur Soykan

Üçüncü baskı

Kırmızıkedi Yayınevi

Yüzkırk  sayfa 

Soykan muhabirliği döneminde yapmış olduğu ropörtajlarından onüç adedini kitabına almış,  seçmiş olduğu konuları çok güzel seçmiş, onüç hikayenin hepsi birbirinden ilginç. Benim en çok beğendiğim onikinci sırada yer alan, “Hayali Hazine Avcıları”  define avcıları ile yapılan söyleşi ve onların anlattığı define hikayeleri çok ilginç geldi bana. 

Bunun yanında 99 Adapazarı depreminde görevli bir postacının hikayesi, plakcılar   Çarşısı’nda şarkı sözü yazan iki arkadaşın hikayeleri çok güzel.

İyi okumalar 

29 Ocak 2025


27 Ocak 2025 Pazartesi

Zülfü Livaneli

 Zülfü Livaneli

Erdal Öz

Sazın Teli Koptu

Can Sanat Yayınları

Anı

Yayına hazırlayan; Cem Akaş

Birinci Baskı ; Mayıs 2024 , ellibin  adet

1970’li yılların Ankara’sında başlayan, sürgün yılları ile pekişen, gücü Asla eksilmeyen bir dostluk. taki 2006 Mayıs’ın ilk günlerinde Öz’ün ölümüne kadar devam eden eşine az rastlanan dayanışma Ve dostluğun kitabı.

Livaneli’nin Öz’e, Öz’ün Livaneli’ye yazdığı mektuplar Ve Livaneli ile yapılan söyleşinin yer aldığı kitap, herkese tavsiye edeceğim okunası bir eser.

Öz’ün ölümü Yeni Melek Gösteri  Merkezi’ deki toplantı birçok ünlüyü bir araya getirdiği gibi birçok kimsede konuşma yaptı. Livaneli’de bir konuşma Hazırlamasına rağmen konuşturulmadığı  gibi kimsede ilgi göstermiyor.

Lâkin konuşanlar anılmazken Livaneli ile Öz  birinci baskısı elli  bin olan kitabı rafları dolduruyor.

Livaneli biricik dostunu şu ağıt ile uğurluyor.


Erdal’a Ağıt

Ankara’daydım.

Büyük Sinema Pasajı’nda bir kitabevine giderdim her gün.

Adı Sergi Kitabevi’ydi.

Orada bize dünyanın kapılarını aralayan kitaplara, uzunçalarlara 

dalar giderdim.

Sonra Kitabevi’nin Sahibi Erdal Öz’le konuşurdum.

İçim aydınlanırdı.

                                 ***

Ankara’daydım.

Erdal’la akşam yemeklerinde buluşurduk.

Birbirimizin evinde kalırdık. Ona türküler çalardım.

Hayattan, edebiyattan,  varoluşçuluktan , Nazım’dan, sosyalizmden, devrimden, söz ederdik

İçim ısınırdı.

                                ***

Ankara’daydım.

12 Mart gelmişti, Demir parmaklıklar arkasına düşmüştük.

Hepimize olduğu gibi Erdal’a Ve ailesine de zulmediyorlardı.

Bir gün havalandırma saatinde tek kişilik hücrenin penceresinden adımı seslendi.

  Aktım küçük pencerede Erdal’ın eşini gördüm

Onuda hapsetmişlerdi.

Zaten o günlerde hep içim ürperirdi.

                                ***

Ankara’daydım.

Erdal’la   birlikte  İran dostun evine gittik. Orada Samiye ile tanıştı, 

sonra evlendiler.

İsveç dönüşü bir ara İstanbul’da evlerinde kaldık.

Her fıkra anlatışında kahkahalarla gülerdim.

İçim içime sığmazdı.

                                 ***

                                 ***

                                 ***

Ankara’daydım.

Erdal hasta dediler

Telefon ettim. Ciğerimin birini aldılar dedi.

Seni görmeye geleyim dedim 

Onbeş gün sonra    dedi

İçim sızlıyordu.

                                ***

İstanbul’daydım. 

Akşam acı acı çaldı telefon.

Erdal Öz öldü dediler.

Bir  cam kırıldı, bir Martı çığlık attı, bir sazın teli koptu!

Kırk yıllık anılar geçti gözümün önünden.

“ Seni hiç unut aya ağız namuslu, yürekli, yiğit arkadaşım benim” diye mırıldandım.

İçim kan ağlıyordu.


İşte böyle bir kitap, bir sürgün Ve dostluğun hikayesi. Sazın Teli Koptu , Livaneli- Öz dostluğunun anılarla, mektuplarla, söyleşilerle, yazılarla kurulmuş hikayesi olduğu kadar, Türkiye ve Avrupa İçin bir dönem panoraması sünüyor.

İyi okumalar.

27 Ocak 2025

ESKİŞEHİR


23 Ocak 2025 Perşembe

Mücella

 MÜCELLÂ

 Nazan Bekiroğlu

Senin hayatının benim kağıdıma düşen yazısı bu

Timaş Yayınları

Onaltıncı baskı  yüzotuzaltıbin adet

340 sayfa

Bekiroğlu bizleri MÜCELLÂ ile 1920 - 1970’li yılların Türkiye’sinde nostaljik bir hikayede buluşturuyor. 

2025 ilk günleri yukarıdaki bahsettiğim gibi günün koşulları açısından bakacak olursak baskı sayısı Ve satış adedi çok çok iyi. 

Gerçeği söylemek gerekirse tavsiye üzerine aldığım kitap beni açmadı, yinele zevkle okudum.  Neyyir’e , Mücellâ’nın annesi , konu genç kız Ve annesi çevresinde ve Karadeniz, kıyısı Trabzon’da geçmekte.  Annesi öldükten sonra yalnız kalan   Mücella annesinden devraldığı  çevre ile ilişkiler ve yirminci yüzyılın sonlarında Türkiye ‘de bilinen GÜZİN Abla rolünü üslenir. Kitabın sonunda Albay ve karısı ile ilgili bölüm çok güzel işlenmiş.

İyi okumalar 

22 Ocak 2025

ESKİŞEHİR


14 Ocak 2025 Salı

Sarıkamış Dramı

 Sarıkamış Dramı

Alptekin’le Müderrisoğlu

Bilgi yayınevi

Birinci Baskı Şubat 2015

608 sayfa

Bana okumayı sevdiren, 1981 yılında Yapı Kredi Bankası yayınlarından Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılı Şerefine basılan “Sakarya” kitaplarının yazarı Müderrisoğlu Sarıkamış’ı yazmış. 

Sarıkamış yaşamımda önemli bir yer tutar, nedeni 1955 - 1960 yılları arasında beş sene orada yaşadım Ve ilkokul üçe kadar üç dahil Sarıkamış Erenler İlkokulu’nda okudum.  

Sarıkamış ile ilgili birçok kitap okudum. Okuduklarımda genel olarak Damat Enver Paşayı suçluyorlardı. Evet birinci derece sorumlu Ve yüzbin Anadolu gencinin düşmana bir kurşun sıkmadan, düşmandan bir kurşun yemeden donarak ölmesinin Sorumlusu Enver Paşa. Enver Paşa yalnız değil, yine Saray’a damat olan Ve Albay rütbesinin önüne Damat ifadesini yazan Hafız Hakkı, Enver’den önce Sarıkamış’a girmeye ve Sarıkamış Fatih’i olma hayalinde. Dahası var Alman Subaylar General Bronsart von Schellendorf, Yarbay Feldman ve Binbaşı Guse.

Hafız Hakkı , Enver Paşa’yı yanlış kararlar almaya itiyor, daha doğrusu aldatıyordu, 120 bin kişilik ordunun genel kararlarını ters yönde etkileyecek yanlış bilgiler  veriyordu. ... Korkunç sonuçlar doğurabilecek bir kötülüğü bile bile işliyordu. 

Anadolu’nun yağız yiğitleri, tutkularına tutsak olmuş bir komutanın eline düşmüştü bir kez. 

Bir küçük anı defteri Rusların Türk esirlerini gönderdikleri Sibirya’daki  esir kampında bulunmuştur. Defterin  Sahibi esir Türk subayının kimliği tesbit edilememiştir. Allahüekber dağları yoluculuğunu alayın subaylarından biri şöyle aktarmış.

“Arsenik Köyünden karanlıkta hareket ettik. Erler sessizlik içinde birer ikişer kolbaşını izliyorlardı. Kolbaşında köylü kılavuzlar  vardı. Haritaya  göre üç saat sonra dağın doruğundaki  boyunu aşacağımızı  sanıyorduk. İki kat mesafe yürüdük yine yokuştan kurtulamadık. Dağa çıktıkça çevrenin görünüşü hem güzel  hamde  vahşi bir şekil alıyordu. Her yan Engin karlardan ve Yalçın derelerden oluşmuş gibi görünüyordu. Biz kar ve buzla dolu bütün bu tepeleri , dereleri ve sonra birçok alçak dağları ayağımız altında görüyorduk. Topçular bu dik ve derin karlı dağı  nasıl çıkacaklar, aklım ermiyordu. Biz zahmetle güçlükle fakat düzeni bozmadan çıkıyorduk. En sonun da çıktık; fakat bizi arkası iniş olan  bir boyun noktası değil çok geniş ve uçsuz  bucaksız görünen bir kar yaylası karşıladı. 

Çok yorulmuş Ve güçsüz düşmüştük. Tam yayla ortasında keskin bir rüzgar, arkasından şiddetli bir tipi başladı. Bu andan sonra göz gözü görmez oldu. Ki senin kimseye yardım etmesi, hatta söz söylemesi, sesini işittirmesi imkanı kalmadı . Uzun sonsuz denecek kadar uzamış olan yürüyüş kolu dağıldı. Askerler enginlerde, dere içlerinde, orman bucaklarında nerede kara nokta, nerede dumanı tüten bir Ocak gördüyse oraya sarıldı Ve alay dağıldı. Subaylar çok uğraştı. Fakat kimseye söz dinletecek güçleri kalmamıştı. Hala gözümün önündedir, yol kıyısında karın içinde çömelmiş bir er bir yığın karı kucaklamış, titreyerek, feryat ederek dişleriyle kemiriyor  tırnaklarıyla kazıyordu. Kaldırıp yola sokmak istedim, önceki hareketini feryadını, dişleriyle tırnaklarıyla çabalamasını hiç bozmadı Ve beni hiç görmedi; zavallı çıldırmıştı. 

Böylece şu uğursuz  buzullar içinde belki onbinden fazla insanı bir günde karların altında bıraktık Ve geçtik’”

Anı Sahibi alayın değil yalnız tümenin  yani 31. Tümenin donuklarından bahşediyor.  

Bu anı bile Sarıkamış dramını gözler önüne sermeye onu anlatmaya yetecek ufak bir anı.

ENVER PAŞA,  verdiği acımasız karalarla kaç Anadolu yiğidinin yok yere kanına gireceğini düşünmüyor, yanındaki Alman Subayları da onun yanlış kararlarını onaylayıp, Enver’in insanlık tarihinin en insafsız komutanları arasındaki yerini sağlamlaştırıyorlardı. 

Yarınlar, Anadolu’nun çileli analarının göz pınarlarını kurutacağa, tüten nice Ocak’ları söndüreceğe benziyordu.

İyi okumalar.

14 Ocak 2025

ESKİŞEHİR




7 Ocak 2025 Salı

Yaşamak Cesaret İster

Yaşamak  Cesaret İster

Yılmaz   Özdil

Sia Kitap

 Birinci basım Kasım 2024

253 sayfa 

 Özdil’in son kitabı, 2024 yılı sonları, kitapların ilk sayfaları  genellikle “eşime”, 

“ çocuklarıma” , “aileme” diye  başlarken Özdil “ gençlere” diye başlamış.

Genel olarak yaşam ile ilgili makaleler,  bu makalelerin sayısı Yetmiş. Ben sizlere otuzbircinci sayfada yer alan Ve “ Gül Reçeli”    başlığını   taşıyan makaleyi satırlarıma alacağım.

Gül Reçeli

 Nikahı, muhtıraya denk geldi, 12 Mart’ta evlendi.

  Vefatı, darbenin yıldönümüydü, 27 Mayıs’ta gözlerini yumdu.

Demokrasi tarihi gibi kadındı  Nazmiye.

Sevip sevilmediğini sorulmadı. Evleneceği adamı babası seçti. Sevdiği  renk eşinin sevdiği renkti. Sevdiği müzik eşinin dinlediğiydi. Sevdiği yer eşinin gittiği yerdi. Hamzakoy  mesela... iyi günde kötü günde  dedi elini bırakmadı. 

Tank namlularının ucunda bile en dik duruşlu insandı.

Yaşadı mı hayatını?

 Böyle bir tercih şansı yoktu, mecburdu.

Anne olamadı.

Yavrusunu kucağına alamadı.

İnadına sanki.....”baba”. nın eşiydi!

Bu ağır sıfatı taşımak zorunda kaldı.

                                     -*-

Onca yalaka, bir sürü tantana.....hiç oralı olmadı.

Mutfağında tek başına Gül reçeli yapardı.

Daima mütevazi kalmayı başardı.

Protokol sevmezdi.

Seyahat sevmezdi.

Çankaya’ya taşınmak istemedi.

Evini özlerdi.

                                           -*-

65 yıl ...

Eşi için katlandı.

                                          -*-

Sanırım en iyisi unutmaktı.

Sildi hafızasını, alzheimer.

Dün dündü, bugün bugündü ama dünü hatırlamıyordu.

 Bugünün manası kalmamıştı.

Anadolu’nun ücra köyünde başlayan hayat yolculuğu , neler gördü,

 neler yaşadı, hiç yaşanmamış gibi, gene aynı köyde son buldu.

                                         -*-

O güne kadar herkes zannediyordu ki   Nazmiye muhteşem.

Süleyman’ın gölgesinde yaşadı. Halbuki, kendisi bile farkında değildi.

Aslında Nazmiye’nin huzurlu kuytusunda yaşayan Süleyman’dı,

Süleyman’ın doymak bilmeyen iktidar hırsı Nazmiye’yi ömür boyu tek

başına  bırakmıştı ama , Süleyman da   Nazmiyesizlikle kalakaldı.

                                       -*-

Ve neymiş efendim en  genç Başbakan olmuştu da, yedi defa gitmiş, on beş  defa  gelmiş, Cumhurbaşkanı olmuş falan filan, boşverin  hepsini 

Dolu dolu 65 sene  varken.

Yaşamaya vakit bulamayan bir aşk hikayesiydi.

                                     -*-

Hem kendi hayatlarını, hem bizim hayatlarımızı çarçur eden şu siyaset 

denilen saçmalık..... Ne fena bir şey arkadaş.

İyi okumalar dileğiyle 7 Ocak 2024

ESKİŞEHİR