Zülfü Livaneli
Erdal Öz
Sazın Teli Koptu
Can Sanat Yayınları
Anı
Yayına hazırlayan; Cem Akaş
Birinci Baskı ; Mayıs 2024 , ellibin adet
1970’li yılların Ankara’sında başlayan, sürgün yılları ile pekişen, gücü Asla eksilmeyen bir dostluk. taki 2006 Mayıs’ın ilk günlerinde Öz’ün ölümüne kadar devam eden eşine az rastlanan dayanışma Ve dostluğun kitabı.
Livaneli’nin Öz’e, Öz’ün Livaneli’ye yazdığı mektuplar Ve Livaneli ile yapılan söyleşinin yer aldığı kitap, herkese tavsiye edeceğim okunası bir eser.
Öz’ün ölümü Yeni Melek Gösteri Merkezi’ deki toplantı birçok ünlüyü bir araya getirdiği gibi birçok kimsede konuşma yaptı. Livaneli’de bir konuşma Hazırlamasına rağmen konuşturulmadığı gibi kimsede ilgi göstermiyor.
Lâkin konuşanlar anılmazken Livaneli ile Öz birinci baskısı elli bin olan kitabı rafları dolduruyor.
Livaneli biricik dostunu şu ağıt ile uğurluyor.
Erdal’a Ağıt
Ankara’daydım.
Büyük Sinema Pasajı’nda bir kitabevine giderdim her gün.
Adı Sergi Kitabevi’ydi.
Orada bize dünyanın kapılarını aralayan kitaplara, uzunçalarlara
dalar giderdim.
Sonra Kitabevi’nin Sahibi Erdal Öz’le konuşurdum.
İçim aydınlanırdı.
***
Ankara’daydım.
Erdal’la akşam yemeklerinde buluşurduk.
Birbirimizin evinde kalırdık. Ona türküler çalardım.
Hayattan, edebiyattan, varoluşçuluktan , Nazım’dan, sosyalizmden, devrimden, söz ederdik
İçim ısınırdı.
***
Ankara’daydım.
12 Mart gelmişti, Demir parmaklıklar arkasına düşmüştük.
Hepimize olduğu gibi Erdal’a Ve ailesine de zulmediyorlardı.
Bir gün havalandırma saatinde tek kişilik hücrenin penceresinden adımı seslendi.
Aktım küçük pencerede Erdal’ın eşini gördüm
Onuda hapsetmişlerdi.
Zaten o günlerde hep içim ürperirdi.
***
Ankara’daydım.
Erdal’la birlikte İran dostun evine gittik. Orada Samiye ile tanıştı,
sonra evlendiler.
İsveç dönüşü bir ara İstanbul’da evlerinde kaldık.
Her fıkra anlatışında kahkahalarla gülerdim.
İçim içime sığmazdı.
***
***
***
Ankara’daydım.
Erdal hasta dediler
Telefon ettim. Ciğerimin birini aldılar dedi.
Seni görmeye geleyim dedim
Onbeş gün sonra dedi
İçim sızlıyordu.
***
İstanbul’daydım.
Akşam acı acı çaldı telefon.
Erdal Öz öldü dediler.
Bir cam kırıldı, bir Martı çığlık attı, bir sazın teli koptu!
Kırk yıllık anılar geçti gözümün önünden.
“ Seni hiç unut aya ağız namuslu, yürekli, yiğit arkadaşım benim” diye mırıldandım.
İçim kan ağlıyordu.
İşte böyle bir kitap, bir sürgün Ve dostluğun hikayesi. Sazın Teli Koptu , Livaneli- Öz dostluğunun anılarla, mektuplarla, söyleşilerle, yazılarla kurulmuş hikayesi olduğu kadar, Türkiye ve Avrupa İçin bir dönem panoraması sünüyor.
İyi okumalar.
27 Ocak 2025
ESKİŞEHİR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder