Hakkımda

Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.

Sayfamı ziyaret edenler

27 Ocak 2025 Pazartesi

Zülfü Livaneli

 Zülfü Livaneli

Erdal Öz

Sazın Teli Koptu

Can Sanat Yayınları

Anı

Yayına hazırlayan; Cem Akaş

Birinci Baskı ; Mayıs 2024 , ellibin  adet

1970’li yılların Ankara’sında başlayan, sürgün yılları ile pekişen, gücü Asla eksilmeyen bir dostluk. taki 2006 Mayıs’ın ilk günlerinde Öz’ün ölümüne kadar devam eden eşine az rastlanan dayanışma Ve dostluğun kitabı.

Livaneli’nin Öz’e, Öz’ün Livaneli’ye yazdığı mektuplar Ve Livaneli ile yapılan söyleşinin yer aldığı kitap, herkese tavsiye edeceğim okunası bir eser.

Öz’ün ölümü Yeni Melek Gösteri  Merkezi’ deki toplantı birçok ünlüyü bir araya getirdiği gibi birçok kimsede konuşma yaptı. Livaneli’de bir konuşma Hazırlamasına rağmen konuşturulmadığı  gibi kimsede ilgi göstermiyor.

Lâkin konuşanlar anılmazken Livaneli ile Öz  birinci baskısı elli  bin olan kitabı rafları dolduruyor.

Livaneli biricik dostunu şu ağıt ile uğurluyor.


Erdal’a Ağıt

Ankara’daydım.

Büyük Sinema Pasajı’nda bir kitabevine giderdim her gün.

Adı Sergi Kitabevi’ydi.

Orada bize dünyanın kapılarını aralayan kitaplara, uzunçalarlara 

dalar giderdim.

Sonra Kitabevi’nin Sahibi Erdal Öz’le konuşurdum.

İçim aydınlanırdı.

                                 ***

Ankara’daydım.

Erdal’la akşam yemeklerinde buluşurduk.

Birbirimizin evinde kalırdık. Ona türküler çalardım.

Hayattan, edebiyattan,  varoluşçuluktan , Nazım’dan, sosyalizmden, devrimden, söz ederdik

İçim ısınırdı.

                                ***

Ankara’daydım.

12 Mart gelmişti, Demir parmaklıklar arkasına düşmüştük.

Hepimize olduğu gibi Erdal’a Ve ailesine de zulmediyorlardı.

Bir gün havalandırma saatinde tek kişilik hücrenin penceresinden adımı seslendi.

  Aktım küçük pencerede Erdal’ın eşini gördüm

Onuda hapsetmişlerdi.

Zaten o günlerde hep içim ürperirdi.

                                ***

Ankara’daydım.

Erdal’la   birlikte  İran dostun evine gittik. Orada Samiye ile tanıştı, 

sonra evlendiler.

İsveç dönüşü bir ara İstanbul’da evlerinde kaldık.

Her fıkra anlatışında kahkahalarla gülerdim.

İçim içime sığmazdı.

                                 ***

                                 ***

                                 ***

Ankara’daydım.

Erdal hasta dediler

Telefon ettim. Ciğerimin birini aldılar dedi.

Seni görmeye geleyim dedim 

Onbeş gün sonra    dedi

İçim sızlıyordu.

                                ***

İstanbul’daydım. 

Akşam acı acı çaldı telefon.

Erdal Öz öldü dediler.

Bir  cam kırıldı, bir Martı çığlık attı, bir sazın teli koptu!

Kırk yıllık anılar geçti gözümün önünden.

“ Seni hiç unut aya ağız namuslu, yürekli, yiğit arkadaşım benim” diye mırıldandım.

İçim kan ağlıyordu.


İşte böyle bir kitap, bir sürgün Ve dostluğun hikayesi. Sazın Teli Koptu , Livaneli- Öz dostluğunun anılarla, mektuplarla, söyleşilerle, yazılarla kurulmuş hikayesi olduğu kadar, Türkiye ve Avrupa İçin bir dönem panoraması sünüyor.

İyi okumalar.

27 Ocak 2025

ESKİŞEHİR


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder