Hakkımda

Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.

Sayfamı ziyaret edenler

27 Ağustos 2019 Salı

Afife Jale

Afife Jale Nefesi Tutku Olan Kadın Osman Balcıgil Destek Yayınevi 23. Baskı Ekim 2018 487 sayfa Doktor Sait Paşanın torunu, sanat düşkünü olan dede tiyatroya torunları afife ve Ziya’yı da götürüyor. Afife 7 yaşında seyrettiği Leblebici Horhor oyununu evde dedesine oynama ile başlar. Babası Hidayet 7 dil bilen donanımlı bir kişi olnasına rağmen tutucu bir yapıya sahip. 9 yaşında Afife’yi tesettüre girer. Afife Resim öğrenmek için İnas Sanayi-i Nefise mektebine gider. Burada okurken tiyatro öğrenmek için Ahmet Fehim Efendi’nin müdür olduğu okula gider bu durumdan ailesinin haberi yoktur. Kasım 1918 tarihinde babası kızının tiyatrocu olduğunu öğrenir. Resti çeken babası ‘’Ya ev ya evi terk edin’’ deyince dadıxsı Sofiya’nın evine yerleşir üç kadın. Afife ve Ahmet Fehim Efendi sahneye çıkma konusunda anlaşır. Büyük mutsuzluğun ilk adımı olacağının tam olarak farkında değildir Afife. Sessiz sedasız sahneye çıktı Afife, İlk gün sahnede devleşti Afife , problem yoktu ikinci gün oyunun birinci perdesinde polis bastı tiyatroyu. Afife arkadaşlarının yardımı ile kaçar, saklandığı yerden çıkınca polis yakalar ve Kadıköy Emniyet Müdürlüğüne götürülür. Polis müdürü karşısında bir baş ağrısı bıçak gibi saplanır ne kadar doktorlara gitselerde sonuç yok. Suat isimli bir doktora gider ve o doktor bozuntusu afifeye morfin verir. Böylece ömrü billa müptelası olacağı morfine ilk adımı atmış olur. Her baş ağrısında Dr.Suat’a gider ve artık doktor morfin karşılığı Afifeye tecavüz etmektedir. Aylar sonra okuldan hocası Burhanettin Bey Afife’ye iş teklifi yapar. Afife’nin sahneye çıkacağı duyulunca Burhanettin Tepsi Bey’e baskılar başlar, Dahiliye Nazırı M.Ali Bey bu sevdadan vazgeçmesini söyler. Beyoğlu Emn.Md. ve İngiliz işgal kuvvetleri Komutanı bile Müslüman kadınların sahneye çıkması yasak demektedir. Burhanettin Tepsi Fransız General ile görüşüp oyunu oyunar ve büyük ilgi görür. Biletler karaborsaya bile düşmüştür. Kuzeni ve çocukluk aşkı Ziya Milli Mücadele için Anadoluya geçmiştir. Ülkeder olumlu şeyler olmaktadır. Ahmet Nuri bey Afife’yi tekrar sahneye çıkarır. Oyun beş gün ful dolu oynar, kuşkusuz bunda Afife’nin rolü büyüktür. Yine beklenenolur Polis yazı gönderip Müslüman kadın sahneye çıkamaz , böylece yine baş ağrısı yine morfin Doktor bozuntusu Suat’ın yanı. Balcıgil aynı döneme rastlayan Mudanya Anlaşmasını çok güzel yazmış. Onu kitabı okuyanlara bırakıyorum. Çok sevdiği kuzeni Ziya dönmüş ve ayağından yaralıdır. Ziya iyi oluncaya kadar Afife’lerde kalır. Tiyatro dünyası çalkantılar içindedir. Herkes bir şeylerin peşindedir. İzmir’de Atatürk’ün önünde sahneye çıkan Türk kızları var. Biçan Efendi Afife’ye iş teklif eder, Trabzon turnesi için yola çıkmalarına az gün kala Mahkemeye çıkan Afife bu davadan beraat eder. Trabzon yolculuğu gemi ile dört gün sürer. Trabzon’da büyük sürpriz Afife’yi ilk gözaltına alan Kadıköy Emniyet Müdürü karşısındadır. Yine baş ağrısı ve İstanbul’a döner. Selahattin Pıanar ile tanışır ve sevgili olurlar. Pıanar ona bir beste yapar ‘’Bir bahar akşamı rastladım size’’ diye nihayetinde evlenirler. Uzun sayfaları kitabı okuyacak olanlara bırakıyorum. İlginç güzel sayfalar ve Morfin bağımlısı olan Afife ve Pınar boşanırlar. Sokaklara düşen Afife gözlerini Bakırköy Sinir ve Ruh Hastanesinde açar. Hastanede Kimliğiilginçni söylemez ve dört yıl hiç kimse tarafından aranıp sorulmaz. Dört yılın sonunda Nusret Sefa Coşkun isimli bir gazeteciye konuşmaya karar verir. Afife hastaneden Üvey ağabeyinin evine çıkmıştır. Nusret Sefa’dan Selahattin Pınar’ı görmek istediğini söyler. Selahattin geldi mi? , daha sonra ne oldu? Afife nasıl ve nerede öldü. Bunları öğrenmek isteyen Balcıgil’in bu şahaser eserini mutlaka okusun. Eserdeki dip notlar Türk tiyatro tarihinin kısa bir özeti ve bu isimli, isimsiz kahramanların tanıtımıdır. 27 Ağustos 2019 DENİZLİ

16 Ağustos 2019 Cuma

İfşa

İFŞA Toygun Atilla Kırmızıkedi Yayınları 3.Basım Haziran 2019-08-16 Nefis bir kitap son zamanlarda okuduğum şimdiki zamanı anlatan Toygun’un kitabı 276 sayfa. Toygun iyi bir araştırma ile FETÖ’ yü yazmış. Fetö ile yapılan mücadeleyi yürüten isimsiz kahramanları bize ismen tanıtmış. Kitabı 9 bölüm olarak yazmış. 3. Bölümde zaman makinesinde Fetö yolculuğu yapmış ved Fetönün 12.1.1986 yılında Burdur’da yakalanışını ve o gün neler olduğunu çok güzel anlatmış. O gün Fetö ile yakalanan ve o gün Burdur Emniyet Müdürlüğünün telefon yağmuruna tutuluşu, yanında yakalanan Nevzat Ayvacı, Kazım Tekkoyun, Erdoğan Tüzün, İzzet Bayar, Mustafa Sarsılmaz hakkında ilginç bilgiler verilmiş . 15 Temmuz 2016 tarihinden sonra yakalanan ve İtirafçı olarak itiraflarda bulunan Fetöcülerin verdikleri ilginç bilgiler, özellikle Yunus Dolar diye bir Emniyet müdürlüğü görevine kadar yükselmiş Şakirtlikten Emniyet müdürlüğüne uzanan hayatını şaşkınlık, üzüntü, hayretle okuyorsunuz. Bunun yanında yine Yunus’un devre arkadaşı olan Selim Ay’ın taraf gazetesi ile başına gelenler tam bir roman. Kitabın MİT’teki köstebek bölümünde ilginç Fetöcüler ve ifadeleri var bunlardan karı- koca olan Sekman’ların ilginç ifadeleri. Rıza Sekman sonunda çözülür kendisi TSK imamı ve imamlık yaptığı tüm subayların seceresini ezbere tek tek anlatınca mit’te her kesin gözleri fal taşı gibi açılır. Bu bölümü kapatırken MİT’in internet sayfasında yer alan ve kitapta geçen sözü sizlerle paylaşayım. ‘’ İstihbaratta gaye, doğru haber almak ve devleti bir sürprizle karşı karşıya bırakmamaktır’’ O dönem devlet açısından tam bir sürpriz. Kitabın ‘’Takkeli Futbolcular’’ bölümü çok ilginç hiç duymadığınız bilgiler ve tüm itirafçıların Fetöcü olarak söylediği ve hiçbir zaman dokunulmayan futbol adamlarının isimleri. Kitabın son bölümü Fatih Eryılmaz’a ayrılmış. Bence en güzel ve ilginç bölüm. Fatih bütün samimiyetinle her şeyi anlatmış. Cemaat konusunda tam bir uzman olan Fatih hiçbir zaman cemaatle mücadele konusunda kendine görev verilmemiş. Tabi Fatih Eryılmaz’ın emniyet müdürü olduğunu ve bu rütbeyi de Fetöcülerin yüzünden ancak Temmuz 2016 yılından sonra aldığını söyleyeyim. Tabi Fetö denince Fehmi Koru, Fettah Tamince söylenmese ayıp olur bunların tüm anlatım ve marifetleri Toygun ATİLLA’nın İFŞA’sında Ben yazımı Fatih Eryılmaz ‘’ 15 Temmuz 2016 gecesi sokağa çıkıp 30 yıldır bu anı, örgütle hesaplaşma için bu günü beklediğini düşündü. Fetullahçılar ilk defa tartıya çıkıyordu. Ağırlıkları da boylarının ölçüsü de ortaya çıkacaktı’’ sözleri ile bitireyim. ​16 AĞUTOS 2019 / DENİZLİ

2 Ağustos 2019 Cuma

Rabbim Beni Doktorlardan Koru

Rabbim Beni Doktorlardan Koru İsmail Hakkı Aydın Girdap yayınevi 1.Baskı Nisan 2019 55 Sayfa Yine bir İsmail Hakkı Kitabı Aydın Hocam yine döktürmüş. Ben kitabın özetini verecek değilim. Kitap Aydın Hocamın makalelerinden oluşmakta. Diğer kitaplarında olduğu gibi sayfaların bazılarında kenar sözleri, deyişleri bulunmakta ben genelde bu sözleri aşağıya alçağım. ‘’ Bir kantar ilim, bir okka edebe muhtaçtır.’’ Ebubekir Razi Eyvanı ‘’ İyi bir cerrah Hangi ameliyatı yapacağını değil, hangi ameliyatı yapmayacağını bilen cerrahtır’’ ‘’Hekimlik bir hayır kurumu değil, bir meslek kuruluşudur.’’ ‘’ Hekimlerin en büyük hatası; hastanın bedenini değil, hastalıklarını tedavi etmeleridir’’ Eflatun ‘’ Cerrahlar hem ameliyat yaparak hem de yapmayarak hayat kurtarabilmeli’’ ‘’ Atılan bir sapan taşı, altın bir kaseye değse, ne kıymet kazanır taş, nede kıymetten düşer kase’’ ‘’ Bilim insanı, zamanın ihtiyaçlarına çözüm bulmanın yanında, asırlar sonrasının problemlerine de çare ve ışık olmakla yükümlüdür.’’ ‘’Siz ne kadar bilirseniz bilin; sizin bilginiz karşınızdakinin sizi anladığı kadarla sınırlıdır.’’ Mevlâna ‘’Hekimin ve cerrahın esas gayesi, sadece en modern tedaviyi uygulamak veya en iyi ameliyatı yapmak değil, hastanın yaşam kalitesini yükseltmektir.’’ ‘’ Ne aradığını bilmeyen, bulduğunun ne olduğunu anlamaz’’ Dr. Vlau de Bernard ‘’Dünyanın en ahlaksız en kirli, en hain sektörü; silah ve bazı ilaç sektörüdür’’ ‘’Bunca yıllık tecrübeden sonra ameliyat kolay. Zor olan ameliyat için karar vermek’’ ‘’İlim adamlarının ve diplomatların silahı dolmakalemleridir. Ve asla silahsız gezmemelidirler.’’ ‘’Hayatında canlı beyin görmeyenin beyin hakkında ahkam kesmesi, genellikle afakidir.’’ ‘’ Çok bilmek, ne kadar az bildiğinin farkında olmaktır.’’ Ve bir beyit ‘’ Ne günlere kaldık ey Gazi Hünkâr Eşek divit kar oldu katır mühürdar’’ ‘’ Kafanız o kadar çok karışmalı ki beyniniz yeni bilgi üretmekten, dinlenmeye fırsat bulamasın’’ ‘’ Şüphe bilgim, teknoloji ve hakikatin meşalesidir’’ ‘’ Alem, Adem için değil, Adem alem için olduğundan, Evrensel hukuk da Adem’in aleme karşı hakkını değil Alemin Adem’e karşı olan hakkını korumalıdır.’’ Bu sözlerden sonra kitaptan bir iki alıntı yapmak Yerinde olur sanırım. Birincisi Dolma kalem ve mürekkep hakkında; Ben hep mürekkebin ilmi, irfanı, tecrübeyi, sanatı, inceliği, zarafeti, gizemi, saygıyı, muhabbeti, edebi, ahengi, armoniyi, estetiği ve duygusallığı temsil ettiği düşüncesindeyim. Şehitlerin kanından bile kutsal olduğuna inanılan mürekkepte; ayrıca kâinatın ve insanın en ince sırlarının da saklı olduğu kanaatindeyim. Diyor Aydın Hocam. İkinci anekdot Turgut Özal Siyaset öneriyor bu konuyu Aydın Hocam Babasına danışıyor. Babası gerekli nasihatlerden sonra bana özetle ‘’ Bir cumhurbaşkanının babası olmaktan ziyade Aristo, Newton, Einstein, İbn-i Sina ya da Gazali gibi bilime ve tarihe ışık saçarak damgasını vurmuş b
ir ailenin babası olmayı tercih ederim’’ Der Alın Okuyun tüm kitapları gibi nefis, nefisten de öte