Hakkımda

Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.

Sayfamı ziyaret edenler

26 Nisan 2021 Pazartesi

Ötekiler

 ÖTEKİLER

Tuncay ÖZKAN

Halk Kitapevi

Birinci baskı 2020

171 sayfa

Tuncay Özkan Silivri Zindanlarında dönemsel adı ile FETÖ Kumpası ile tutsak yatarken tanıştığı ve hayatını roman tadında kaleme aldığı Hüseyin YANÇ’ın hayatı.

Ötekiler’de geçen olaylar, yerler ve Kişiler gerçek. Özkan’ın belirttiğine göre bazı adlar, olaylar ve tarihler halen hayatta olan kişilerin acılarını büyütmemek veya yaralarını kanatmamak adına Özkan tarafından değiştirilmiş.

Hüseyin PKK ‘da adı Rızgar kod adı kendi Zaza Rızgar Zazaca kurtuluş demekmiş. Hüseyin Dersimin Şığso Köyünde babasız doğmuş, o doğmadan babası ölmüş. Köyüne gelen  gelen komşusu Devrimci Mustafa Hüseyin’i TDKP militanı yapar. Bunla başlayan serüveni  hapishane, hapishaneden kaçış  PKK’ya katılış teslim olma yine hapis ve Hüseyin PKK da ilken çatışmalar, ve dağlarda geçen insanlık dışı yaşam. Parmaksız Zeki Denen PKK komutanının emrindeki militanlara yaptığı insanlık dışı uygulamaları hayretle okuyacaksınız. 

Dağlarda geçen zorlu yıllar, kadınlar, silah, ölüm Hüseyin hep bunların içinde . Hüseyin Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim olur. İstanbul; Yuva karar baba olur ve Türkiye’nin başına bela olan FETÖ ile tanışır ve Ergenekon’dan içeri alınır. Tavsiye ederim bulun okuyun Tuncay Özkan bir insan hikayesini bu kadar güzel anlatmış. Hani derler ya “ bu bu kadar güzel anlatılır.”

26 NİSAN 2021

ESKİŞEHİR


23 Nisan 2021 Cuma

Mor Cepken


 Mor Cepken

Osman Şahin

2.Baskı 94 sayfa  2019

Osman Şahin’in dört hikayesinin yer aldığı Mor Cepken kitapta ilk hikaye.

İkinci: İkiz Körler, Üçüncü: cinayet canlandırması, dördüncü ise Anafartalar kurşunları. 

Bu kitapla ilgili değişik bir şey yapıp kitaptaki hikayeler  değilde kitabın yazarını tanıtacağım. Öncelikle kitaptaki yazarın tanıtımını okurken kendimden utandım. Şöyleki daha önce hiçbir kitabını okumadım ve Osman Şahin’i tanımıyordum. 

OSMAN ŞAHİN, 1940 yılında Mersin’in Toroslar ilçesine bağlı Aslanköyde doğdu. Diyarbakır Dicle Köy Enstitüsü ve ardından Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Beden Eğitim bölümünü bitirip, Urfa, Malatya, İzmir, İstanbul liselerinde öğretmenlik yaptı. 12 Eylül darbesi ile sürgün edilerek emekli olmak zorunda kaldı. Bir kitap eleştirisi yüzünden 18 ay hapis yattı. 

Kırmızı Yel kitabı ile 1971 TRT Büyük ödülünü aldı.

Ağız İçinde Dil Gibi kitabı ile Nevzat Üstün öykü ödülünü aldı.

Selam Ateşleri ile 1992 Ömer Seyfettin öykü ödülünü aldı.

Mahşer ile 1998, Ölüm Oyunları ile 2003 Yunus Nadir öykü ödüllerini aldı.

1997 Ankara Film Festivalinde Aziz Nesin emek onur ödülünü aldı.

1999 Antalya  Altın PortakalFilm Festivalinde Yaşam Boyu onur ödülü,

1999 Troya Folklor Araştırmaları Derneği yılın edebiyat ödülü.

2007 Mersin Kraliçe Aba ödülü ve Mersin Kenti Edebiyat ödülü.

Pek çok öyküsü İsviçre, Polonya, Macaristan, Almanya, Fransa, Hollanda ve Slovenya’da yayınlandı. 13 seçme öyküsü Tales From Tauros adıyla İngilizce ve Çince üç öyküsü Güney Kore’de yayınlandı. 

BUGÜNE DEK 23 ÖYKÜSÜ FİLME ALINDI. FİLMLER YURİÇİ VE YURT DIŞINDA TÜRK SİNEMASINA 30 DAN FAZLA ÖDÜL KAZANDIRDI.İYİ OKUMALAR.

22 NİSAN 2021

ESKİŞEHİR

20 Nisan 2021 Salı

En Hüzünlü Eylül


 En Hüzünlü Eylül

Osman Balcıgil

20 Baskı Ekim 2020

455 Sayfa.

İstanbul’da hiçbir Eylül 1955’inki  kadar hüzünlü olmayacaktı. 

Kadim kent “talih”ine Suzan’ı da ortak edecekti üstelik.

Devletin kirli insanları ile 1955 yılında Kıbrıs olaylarını ve Selanik’te Atatürk’ün Evi bombalandı yalanını bahane ederek İstanbul’da  başta Rum kökenliler olmak üzere  Ermenilere yapılan gayri insani zulümü hiç bu kadar güzel bir üslupla anlatılamazdı. Ellerine, gönlüne, gözüne sağlık Balcıgil. Eserlerinin büyük bir bölümünü okuduğum Balcıgil genellikle eserlerinde dönem eseri olarakta bakılmalıdır. Size bir örnek vereyim;   1950 yıllarında çok sayıda Rum gazetesi yayınlanırdı. Osmanlı döneminde okuyucuyla buluşan Rumca yayın yapan gazete ve dergi dayısı 248 adetti. Cumhuriyet döneminde bu sayı 52 ye düştü. Günümüzde Rumca yayın yapan gazete gazete sayısı ikidir. Apoyevmatini ve İho bu gazetelerden, en çok satanın tirajı sadece 500.

Balcıgil kitabında 1950-1960 yılları arası Demokrat Parti dönemini ve 6/7 Eylül olaylarını İstanbul Valiliği emrinde bizzat valinin Asistanı olarak çalışan Suzan , Ailesi, Komşuları “ Adadan” Rum ailesi ve bu ailenin oğlu Yorgo ile olan aşk hikayesini merak ediyorsanız muhakkak tavsiye edeceğim bir kitap. Peki ne oldu 6/7 Eylül olaylarında?

Türk Gazetelerine göre 11 Rum vatandaşı öldürüldü.

Yunanistan kaynaklarına göre 15

Resmî makamlara göre yaralı sayısı 30

 Başka ülkelerinin Türkiye’ temsilcilerine göre 300 ü aşıyor.

Tecavüze uğrayıp hastanelere başvuranlar ve utanıpta başvurmayanlar dahil sayı 400 olduğu söyleniyor.

Olaylarda 4214 ev tahrip edildi.

1004 işyeri yağmalandı.

73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul kısmen ya da tamamen tahrip edildi, yakıldı. 

Yani 6/7 Eylül olayları ile Türkiye’de bir kültür yok oldu. 

Bu utançla yüzleşmediğimiz için ve gerçek suçluları bulup adelet önüne çıkarılmadığı için 1978 Maraş’ da 120 

1980 de Çorum’da 57

1993 de Sivas Madımak Otelinde 33 Alevi yurttaş öldürüldü, diri diri yakıldı. 

İşin ilginç yanı o tarihte İstanbul’da ikamet ediyoruz ve bu olayın yankılarını evimizdeki konuşmaları dahada çok yağma olayını hatırlıyorum.

 19 Nisa’n 2031

ESKİŞEHİR

9 Nisan 2021 Cuma

Hitler Almanyası’nda Berlin Sefirliği

 Hitler Almanyası’nda Berlin Sefirliği Hatıralarım

(1939-1942)

R.Hüsrev Gerede

Hazırlayan Hulûsi Turgut

İş Bankası Kültür Yayınları

Birinci basım Eylül 2020

740 sayfa

Yurt dışında Aziz vatanımıza yaptığı nacizhane hizmetlerini özellikle savaş sırasında hava saldırıları altındaki Berlin’de geçen çok çetin ve nazik siyasi görevini anlattığı kitap yediyüz sayfa olmasına karşın bir solukta okunuyor. 

Görevi sırasında gerek Almanya’da gerekse Avrupa’da olan olayları bir istihbaratçı titizliği ile Türk dışışlerine gerek  özel kurye gerekse şifre ile ülkeye yolluyordu. Almanya’da gerek Alman Brokrasisi gerekse Hitler ve çevresi tarafından çok sevilmekte ve sıkı arkadaşlık, dostluk içersinde geçen üç yıl. 

Savaş döneminde Türkiye’nin tarafsız kalması, Almanya ile ticaretin artarak devam etmesi için canla, başla çalışmış.

Savaş döneminde Almanya bir tarafta halkın musikiye bağlılığını ve konserleri kadın, erkek birlikte eğlenme ve dinleme, diğer taraftan hava Ordusunun göklerde, kara Ordusunun yerlerde kahramanca dövüşmesinini seyrederken; içte nazilerin kabalıklarını ve gaddarlıklarını hayretle gözlemlemiştir. 

Gerek Gerede’nin bu kitabı olsun gerek okuduğum başka kitaplarda Atatürk’e yakın kişilerin ve kamuda görevli kişileri ilk yıllarda olmasada zamanla onları pasifize etmişlerdir. Gerede izinli olarak geldiği Ankara’da üç ay geri gönderilmemiş sonunda akıbetini Alman Dış İşleri sorunca göndermek zorunda kalmışlar.

1939  İnsanların  üzerine kabus gibi çöken İkinci dünya savaşı başladıktan iki gün sonra Japonya’dan Berlin’e gelmiş ve 27 Temmuz 1942 günü ülkeye dönmüştür. Dört yıl yedi ay uyduruk bir görevle tutulmuş hiçbir iş yaptırılmamış ve geçim zorluğu, evlat acısı zorlu yıllar. İnönü’nün ilgisiz tutumu çok güzel bir dönem kitabı. 

Gerede’nin o yıllarda tuttuğu notlardan yola çıkarak 1960 yılında kaleme aldığı ve aile arşivinden fotoğraflarla zenginleşmiş güzel bir eser. İkinci Dünya Savaşındaki dış politika açısından okuyucuya oldukça düzgün ve doğru malumat vermiştir.

Gerek Osmanlı’da gerek Cumhuriyette  aldığı görevler.

1912 Balkan Savaşında 7. TEMA’n kurmay başkanı

1913 Atina Askaeri ateşeliği

1914 Birinci dünya savaşından önce Genel Kurmayda görev.

1914-1917 Kazım Karabekir Paşa komutasında Kafkas Ordusu Harekât Ordu kurmay başkanı.1915 Trabzon’da toplanan Kafkas Barış Komisyonu üyeliği.

1918 Genel Kurmay Genel Süvari müfettişliği.

Osmanlı Meclisi Trabzon mebusu.

Büyük Millet meclisi 1923 Trabzon mebusu.

Budapeşte Büyükelçisi 1924-1926

Sofya Büyükelçisi 1926-1930

Tahran Büyükelçisi 1930-1934

Tokyo Büyükelçisi 1936-1939

Berlin Büyükelçisi 1939-1942                                                                             Tip Rio dö Jeneiro Büyükelçisi 1947-1949

Bu kadar dolu bir kişiye 1942-1947 yılları arasında dört yıl yedi ay iş verilmeden atıl bir durumda ülkede tutuldu. Bence en büyük suçu  19 Mayıs 1919 yılında Atatürk’ün yanında Samsun’a çıkan 18 kurmaydan biri olması.Ve Berlin’den ayrılırken Hitler nadide bir hediye verir ve özel treni ile Alman sınırına kadar gönderir. Berlin’den gidişi hiç kimseye nasip olmayacak kadar görkemli olur.

İyi okumalar.

8 Nisa’n 2021

ESKİŞEHİR