Hakkımda

Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.

Sayfamı ziyaret edenler

28 Nisan 2024 Pazar

Dublinliler

 Dublinliler

James Joyce

Modern Klasikler Dizisi

İngilizce aslından çeviren 

Celal Üster

Türkiye İş  Bankası

Kültür Yayınları

Birinci basım Kasım 2023

210 sayfa

Joyce’nin on beş hikayesinden meydana gelen kitabı 1904 - 1907 yılları arasında, başka bir deyişle yirminci yüzyılın başlarında kaleme alınmış olan öyküleri hem İrlanda ve Dublin’e hem de döneme özgü pek çok deyim ve gönderme içeriyor. 

Öyküler İngiliz egemenliğine karşı İrlanda milliyetçiliğinin doruğuna çıktığı bir dönemde geçiyor. Dublin kentinin sokakları  , caddeleri ,  mahalleleri, binaları açıklamaya muhtaç özellikler taşıyor. Bu özellikleri anlatan iki yüze yakın notu metinlerin akışını bozmamak İçin kitabın sonuna almış. Bu da İngilizce Aslından çeviren Celal Üster’in kitaba katkısı. 

İyi okumalar

27 Nisan 2024

ESKİŞEHİR


17 Nisan 2024 Çarşamba

Köy Enstitüleri Dünyasından Hasan-Âlî Yücel’e Mektuplar

 


Köy Enstitüleri Dünyasından Hasan-Âlî Yücel’e Mektuplar

Hazırlayan: Canan Yücel Eronat

İş Bankası Yayınları

Beşinci Baskı  mart 2024   135 sayfa 

17  Nisan Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümüne uygun bir kitap  oldu Ve memnun oldum. Kitap üç bölümden oluşuyor, 42 adet Yücel’e yazılan mektuplar, ikinci bölüm İsmail Hakkı Tonguç’un yazdığı 4 mektup Ve son üçüncü bölüm Ekler, mektup sahiplerinin tanıtımı ve sonunda  Enstitülerden fotoğraflar. Ben sizlere mektupların içinden Soy ismine ve duyduğum saygıdan ötürü Talip APAYDIN’ın mektubunu alacağım.

29-1-1957

Sayın Büyüğüm

 Bir husus İçin sizi rahatsız etmeye karar verdim. Üstüne iki yıl çalışarak bir roman yazdım. Köy öğretmenlerinin romanı. Köyde öğretim ne sularda. Köylünün öğretmenleri en samimi gayretlerine rağmen ne yapıyor, neleri yapamıyorlar? İşlerini zorlaştıran sebepler nelerdir? Memleket aydınlarının köy kalkınması karşısındaki tavırları nasıldır?

Bütün bunları anlattım. Sanıyorum ki ilgi uyandıracak, orijinal şeyler buldum ve yazdım. Bu konunun acı taraflarını ortaya serdim.sizin elinize lütfen verilse, Cumhuriyet’te tefrika edilir mi bilmem. Bu hususta üç yıl kadar önce Nadir Nadi  bey’e düşünce ve tasarılarımı yazmıştım. Değerli vaktinizi almamak İçin okumanızı rica etmeyeceğim ama neşriyat müdürlerine veya ilgililere bir okutsanız.

Bir küçük ilginizi rica eder, en derin hürmetlerimi sunarım efendim.

Talip Apaydın

Ortaokul Turhal

İmza

17 Nisan 2024

Köy Enstitülerinin 84. Kuruluş yılı.

İyi okumalar ESKİŞEHİR

14 Nisan 2024 Pazar

Paris’te Bir Osmanlı Sefiri

 


Paris’te Bir Osmanlı Sefiri

Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin 

Fransa Seyahatnamesi

Hazırlayan: Şevket Rado

İş Bankası Yayınları

Onyedinci basım,  Şubat 2024, 116 sayfa 

Yirmisekiz lakabıyla şöhret kazanan Mehmet Çelebi, 1720 yılında devrin padişahı III. Ahmet tarafından Fransa’ya elçi olarak gönderilir. Kalabalık bir mahiyeti ve çocuk yaştaki oğlu Said’ide alarak Fransa’ya yaptığı bu seyahat Ve Frans’ya yaptığı seyahatını anlatan sefaretnamesi 18. Yüzyılın başında Türk edebiyatını süsleyen, güzel olduğu kadar öğretici bir eserdir. 18. Yüzyılın kendine özgü Ve duru dilinden Şevket Rado’nun yayına hazırladığı bu eser Lale Devri’nin kültür Ve düşünce dünyasına ilk elden tanık olmamızı sağlıyor.

Çelebi bu eserinde yolculuğu Ve Fransa’da geçen günlerini çok güzel anlatmış. Ben Paris Şehriyle ilgili  bölümü alacağım.

Paris Şehri

“ Paris şehrinin sokakları gayet geniştir. Yan yana beş atlı araba gitmek mümkün ilken, bazı mahalleri de halkın kalabalığından üç atlı güçlükle geçerdik. Güya şehirde olan cümle halk alay seyrine gelmişlerdi ve haneleri dörder beşer kat olup pencereleri sokağa bakar. Her pencere sığışabileceğinden fazla  kadın. E erkek ile dolmuş idi. 

Bu tertip ile hazır edilen haneye inülüp selama duran asker dahi tertibinde hanemizin önünden geçip tamam oldukta  Merşal dahi veda idüp hanesine gitti.

Yine kadın Ve erkek, kimi ziyaret kimi seyretmek, maksadıyla kalabalık halinde gelip, hususa yemek yediğimizi görmek pek isterler idi. Filan kimsenin kızı, filanın karısıdır; yemek yedüğünüze bakmağa izninizi rica eder, deyi haberler gelip kimini def edmeyüp naçar ruhsat verirdik.

Perhizleri vaktine rastladığı İçin kendileri yemek yemeyip sofranın etrafını çevirüp seyrederlerdi. Hatırları İçin sabrederdik. Anlar ise yemek seyretmeyi âdet edinmişler.  Faraza kralın yemek Yediğini seyretmek isteyen izin alır. Adetleri böyle imiş. Daha garip olanı bu ki kral ya5ağında nasıl Yatar ve nasıl kalkar, nasıl giyinir, seyrü temâşâ  ederler imiş. Bu yüzden  bize dahi bu türlü tekliflerde bulunarak ağırlık  erirlerdi.”

13 Nisan 2024.    İyi okumalar.

İlk torunum Asil Armağan Apaydın bu gün üçüncü Doğum  günü.

ESKİŞEHİR

12 Nisan 2024 Cuma

Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları

 Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları

1922 - 1923

Semyon İvanoviç Aralov

Çeviren: Hasan Âli Ediz

İş Bankası Yayınları

Onbirinci Baskı : Ağustos 2023

280 sayfa

Sovyetler  Birliği bundan böyle genç nesiller için tarihin derinliklerine gömülmüş bir ülke. Aralov, genç Türk devletine “ henüz o dönem cumhuriyet yok” atanan ilk Sovyet diplomatı. Atatürk ile yakın ilişki içersinde öyleki Atatürk’le savaş. Cephesini beraber gezecek kadar iyi ilişkiler içersinde.

Kitap bir dönem kitabı  ve ilk kez duyduğum ilginç bilgiler içermekte, onun İçin tarihe meraklı kişilere kesinlikle öneririm. Aralov Türkiye’ye yola çıkmadan Lenin ile görüşür Ve bu görüşmeyi iki sayfa halinde kaleme alır. Lenin çok güzel Türkiye ile ilgili  bilgiler verir ve isteklerde bulunur. Ben sizlere bu görüşmeden bir paragrafı yazıma alıyorum.

“Lenin yerinden kalktı, masanın arkasından çıktı, Çiçerin’le dostça selamlaştı, hal hatır sordu. Sorgu dolu gözlerle bana baktı, elimi sıktı, cesaretlendirici sıcak bir bakışla Ve sempati okunan bir gülümseyişle, “ Demek böyle , azizim, savaşı bitirdiniz diplomat oldunuz, âlâ! Kılıcı şaban haline getirdiniz! İyi ve gerekli bir iş. Lütfen oturun 12. Ordu’yu hatırlıyorum. Ordunuz fena dövüşmedi. Şimdi size büyük bir iş  veriyorum. Türkiye’de yararlı çalışacağınızı umuyorum. Türkler ulusal kurtuluşları İçin savaşıyorlar. Bunun İçin Merkez Komite, askerlik işlerini bilen birisi olarak sizi oraya gönderiyor. Emperyalistler Türkiye’yi soyup soğana çevirdiler. Hâlâ da soyuyorlar. Köylüler ve işçiler  buna katlanamdılar ve  baş kaldırdılar. Sabır bardağı taştı. Gerek Doğu halkları gerek biz emperyalist kurtlara karşı savaşıyoruz. Sovyet Rusya emperyalistlerin işini  bitirdi. Onları bozguna uğratıp memleketten kovdu. Onların dişlerini söktü. Keskin tırnaklarını vücutlarımıza geçirmelerine izin vermedik. 

Mustafa Kemal Paşa tabi ki sosyalist değil, ama görülüyor ki iyi bir  örgütçü, yetenekli bir komutan, burjuva-ulusal devrimini yürütüyor. ........Ona yardım etmek , yani Türk halkına yardım etmek gerekiyor. 

Türk Hükümetine, Türk halkına saygı gösteriniz . Büyüklük taslamayınız. İşte sizin işiniz Burdur” 

Diyor Vladimir İlyiç Lenin ve bu usta diplomat iki yıl kaldığı Türkiye’de Lenin’in sözüne sadık kalıyor. 

12/04/2024 

Eskişehir