Bir Şizofrenin Aşk Mektupları
Bülent Akkurt Altın Kitaplar Yayınevi
1.basım Ekim 2000 333 sayfa
Umutları ve özlemleri
yarım kalmış bir annenin tek varlığı olan oğluna tutkulu bir aşk gibi kol kanat
germesini anlatan güzel bir anı romanı.Romanda kahramanların isimleri yok.Anne
ve oğul olarak işlenmekte.Oğul parkta gördüğü veya gördüğünü sandığı bir kıza
yazmış olduğu yüzlerce mektup arasından seçilmiş 30 dan fazla mektup ve annenin
ölümünden sonra oğlunun eline geçen annenin anıları.Anne ve oğul yıllarca kabuğuna
çekilmiş kimselerle görüşmeden yaşamlarını sürdürüyordu.Ne yaptılarsa bilerek
yaptılar.Bu yaptıklarını anlatacak olsalar çevresinde bunları anlayacak kaç
kişi vardı.Anne daha 14 yaşında İtalyan Lisesi öğrencisiyken aynı sokakta
oturduğu Harbiye öğrencisi Bülent ağabeye aşık olur ve o aşk onu genç yaşta
ölünceye kadar hiç eksilmeyerek devam etmiştir.Anne 13 yaşında bir çocukken
yazmaya başladığı hatıra defterlerini ölümüne iki gün kalıncaya kadar 30 yıl
ısrarla yazmış ve ısrarla aşkını haykırmıştır.
Oğul bir kızgınlık
neticesi ki bu kızgınlık Bülent ağabeyin evlenmesidir hayatına giren yaşamını
bodyguardlık olarak sürdüren Bahriyeli Ali lakaplı bir kabadayıdan
olmadır.Oğulun hastalığı gün geçtikçe ilerlemekte hastanın şizoit bir yapısı
vardı ama henüz ona şizofreni yapısı konulamazdı.Bazı doktorlar şizofrenin
bundan iyi örneği olamayacağını söylerken bir kısmı psikopat olduğunu,bazıları
nevrasteni geçirdiğini iddia ediyorlardı.Bu mektuplar ve hatıra defterleri
oğulun ölümünden sonra avukatları aracılığıyla Bülent ağabeye
verilmiştir.Bülent ağabey ordudayken gazeteciliği bitirmiş ve sonra ordudan
istifa ederek Milliyet gazetesine geçmiştir.Bu çanta içinden seçmiş olduğu
mektupları ve anı defterlerinden seçtiği sayfaları roman haline
getirmiştir.Bülent Akkurt,kitabı şöyle bitiriyor.”Her ikisi de çok kısa değil
ama,hiçte uzun sayılmayacak;buna karşı,hemen hemen,baştan sona ziyan olmuş,acı
ve elem dolu yaşamlarını genç denilecek yaşta noktalamış bulunun;izninizle aşka
sadakatin gerçek temsilcileri olarak sevgi ve saygıyla selamlamak istiyorum.” Bodrum
16 Temmuz 2000 Ben bir not düşmek istiyorum bu konuya.Bülent Akkurt’un hayatını
okurken yaşamındaki evreleri ve tarihleri annenin ve oğulun mektuplarındaki
tarihlerle çakıştırdığında sanki romandaki Bülent ağabey kendisini yazmış
gibi.Yine romanı”Cihangir,Kumrulu Yokuş Sokağı’nın ebedi aleme göçmüş bulunan
sakinlerinin aziz anılarına adanmıştır.”diye ilk sayfaya koyduğu bu cümle sanki
benim düşüncemi doğrular gibi.Eğer aşka inanıyorsanız annenin Bülent ağabeye
olan aşkı VAY BE dedirtiyor.Kitap annenin aşkı için dahi okunacak
kitaplardandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder