
Bundan sonra okuduğum kitapların küçük bir kritğini yapmak için bu sayfayı hazırlamaya karar verdim. Derler ki; "Bir Amerikalı bu kadar, bir İngiliz şu kadar kitap okurken 6 Türk'e bir kitap düşer.". Bu yüzden 2016 yılında okuduğum kitapların seceresini tuttum ve artık bu sayfada onlara ulaşabilirsiniz.Umarım paylaşımlarımı beğenerek takip edersiniz
Hakkımda
- Musa Apaydın
- Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.
Sayfamı ziyaret edenler
8 Mayıs 2020 Cuma
Çöküş mü? Çıkış mı?
Çöküş mü ?
Çıkış mı?
Dr. Naim Babüroğlu
Önce size Naim komutandan bahsedeyim. 1960 Antakya doğumlu. Kuleli Askeri lise ve Tuğgenerallikten emekli. ABD Oklahoma Ünv İnsan ilşk.konusunda Yüksek lisans. Cumhuriyet tarihinde doktora çalışmasında, tam bir bilgi gözlem kalite donanımı bir kişi. Başkanlık sistemine geçince bu donanımlı emekli paşa dururken " mehdi gelecek kendimizi ona göre hazırlıyoruz" diyen çapsız bir kişi Başkan'a askeri danışman yapıldı. Neyse dönelim kitaba.
Halk kitabevi 2016
200 sayfa
Babüroğlu önsözle birlikte 20 parağraf halinde yazdığı kitap genel ağırlığı ülkemiz ve ortadoğu. Bunun yanında Hitler Almanyası ve dönem avrupadının yanı da Atatürk'ün son dnemi ve Hatay konusunu çok güzel işlemiş.
Babüroğlu kitabına Fuzuli'nin şu sözü ile başlamış."Söylesem, tesiri yok; Sussam gönül razı değil"
Türkiye'nin başka bir seçeneği var mıydı? Elbette vardı.. Türkiye, Esad'ı devirmeye çalıştıkça PKK, ve İŞİD güçlendi. Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'la birlikte Suriye rejinine vurdukça Kuzey Suriye'de PKK devleti yeşerdi; radikal cihatcı örgütler Türkiye'de yuvalandı. Özetle Türkiye'nin ulusal güvenliği tehdit altına girmiş oldu.
ABD, Suudi Arabistan, Katar, Körfez Ülkeleri ve Türkiye Esad'a vurdukça İŞİD ve PKK,PYD Güçlendi ve sonuçta:
1.Fiilen üçe bölünmüş bir Irak ve Suriye ortaya çıktı.
2.Kuzey Irak'tan başlayıp, Kuzey Suriye'yi içine alan, akdenize açılan bir Kürt koridorunun taşları döşenmiş oldu.
3. İŞİD' e karşı mücadelesi ile sempati toplayan ve gücü artan bir PKK/PYD gerçeği ile karşı karşıya kalındı.
4. PKK'nın kontrolünde, Kuzey Suriye'de Batı Kürdistan'ın temellerş atılmış ve Güneydoğu Anadolu'da Kuzey Kürdistan'ı kurma provaları kapsamında bazı ilceler harabe durumuna getirildi.
5.Ulusal Çıkarları açısından en çom kaybeden kontrolü ABD , AB Ülkelerine, PKK terör örgütüne kaptıran ve toprak bütünlüğü tehlikeye giren bir Türkiye ortaya çıkmıştır.
Dünya harp tarihinde, kaynağı ihtiras ve hayalperestlik olan bir stratejiyi hiç kimse sürdürememiştir.
İyi okumalar 07/05/2020
ESKİŞEHİR

Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder