Hakkımda

Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.

Sayfamı ziyaret edenler

15 Mart 2019 Cuma

Bozkır Çocuklarına Bir Umut

Bozkır Çocuklarına Bir Umut 
Dr Albert Ecksteın
Gürer Yayınları
1. Baskı 2008
Kitabın Yazarı Prof.Dr. Nejat Akar
222 sayfa
İkinci Dünya Savaşında Almanya başında bulunan Faşist Hitler ülkesinde bulunan Yahudi kökenli kişilere ne yaptığı herkesce malum. Nazi Almanyası'nda yaşama ve mesleğini sürdürme olanağı bulamayan Alman Bilim Adamları Türkiye'ye gelmelerinin amacı sırf sığınma değildi. Bu insanların İsviçre, İngiltere, ABD gibi batı ülkelerine yerleşme olanağı vardı. Türkiye'yi seçme nedenleri; çok çeşitli bilim dallarında Türk Üniversitelerinde  ders  kitapları yazmak, akademisyen yetiştirmek bir nevi mesleklerini idame ettirmek için Türkiye'yi seçmişlerdir. Özellikle Hukuk ve Tıp fakültelerine olan katkıları günümüze kadar devam etmiştir.
Bunlardan biride DR ALBERT ECKSTEIN dir. "Ben hocadan Albert  diye bahsedeceğim."

15.06.1935 yılında Almanya'daki işinden kovulur. Temmuz 1935 yışında İngiltere'ye iş görüşmesine  gider. Buarada Fransa'dan ABD'den iş teklifleri ama Albert 1.08.1935 yılında Berlin Elçimiz Hamdi Arpağ ile sözleşme imzalar. Albert çocuk doktorudur(pediatrist). Ankara'ya geldikten sonra tüm Anadoluyu gezmiş, raporlar düzenlemiş ve bu raporları yetkililere sunmuştur. Ailesini de getiren   
Albert'in anadoluda geçirdiği iki yıldan fazla zamanı Akar Hoca güzel bir dille ve belgelerle anlatmış.
Onlarca Akademisyen yetitiren  Albert Hoca'yı artık Almanya ülkesine çağırmakta ve Kültür Bakanı Christine Teusch bir mektüp yazmıştır. Mektupta kibarca özür dilenmiş ve yurda dönmesi istenmiştir. Albert verdiği  cevapta
" ...bu göreve çağrı ile benim işten atılmama yol açan olayları telafi etmek istemeniz beni derinden etkiledi. .......içimde uzun zamandır hiç kötü duygular kalmadı. Yalnızca bir tek isteğim var o da zor bir sınavdan geçmiş olan ülkenin hızla ve sürekli bir iyileşme göstermesidir."  Ve ülkesine dönen Albert'in Türkiye anıları yetiştirdiği hocaların anlatımları bu kitaba renk katmış. Keşke Hitler'in zulmunden kaçan Alman Aydınları ile ilgili bu kitaplar çoğalsa. Bu konu ile ilgili başka bir kitap önerim ise " Haymatlos" İşbankası Yayınları.
Yine bu konuyla ilgili bir anektod da ben ekleyeyim.Allah rahmet etsin bir diş doktorumuz vardı Mustafa Bey İstanbul Diş fakultesi mezunu onlara da bir Alman Hoca gelmiş şöyle derdi Mustafa Bey " Önce bize el yıkamayı öğrettiler. Biz el yıkamayı bile bilmiyormuşuz" derdi rahmetli ve bu aydınların Üniversitelerimize katkılarını anlatırdı.
PUBLISH PERISH



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder