Hakkımda

Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.

Sayfamı ziyaret edenler

29 Nisan 2018 Pazar

O Ağacın Altında - Yeşilçam Sanatçıları ile Sohbetler

O Ağacın Altında - Yeşilçam Sanatçıları ile Sohbetler

Erhan Tuncer
Titanic Yayınları
1.Baskı Mart 2018
320 sayfa

 Erhan Tuncer, sinemanın 3. adamları ile ilgili çok güzel bir araştırma ve söyleşi kitabı yazmış. 32 adet sinema emekçisi yanında Cüneyt Arkın gibi jön ve Halit Refiğ gibi usta bir yönetmeni de kitabına almış. Tabii bu iki şahıs kendilerini değil de 3. adamları anlatmış.

Hepimizin bildiği Süheyl Eğriboz, Hakkı Kıvanç, Necdet Kökeş, Mehmet Uğur, Yılmaz Şerif, Ayla Arslancan gibi üçüncü adamlarla söyleşiler yapmış.

 Halit Refiğ sinemamızın durumuna da değinmiş, 60'lı yıllardan itibaren Türk sinemasının bonolarla yani senetlerle çekildiğini anlatmış, Tabii bu durumun sinema emekçilerine ne kadar çok zorluk yarattığını, dünya sinemalarında başka bir örneği yoktur. Türk sineması, Amerikan ve Hint sinemalarından sonra 3. üreticiydi. Bugün dünya'da kendi ülkesinde, kendi filmleri Amerikan filmlerinden daha çok seyirci toplayan iki ülke vardır. Biri Hindistan biri de Türkiye. Türkiye'de sinemanın arkasında ne bir sermaye ne de bir devlet desteği vardır.

 Erhan Tuncer bir de Adile Naşit'i yazmış, başka dergi ve gazetelere yapmış olduğu iki söyleşisini de kitabına almış. Kitap, Adile Naşit'in söyleşilerini okumak için bile alınıp okunur.

Kitabın bir bölümünde ise, sinema emekçilerinin çocukları, babaları hakkında söyleşi yapmış. Bunlardan bir tanesi Bülent Pelit, babası senarist-yönetmen Hidayet Pelit'i anlatıyor.

Erhan Tuncer şöyle bir soru soruyor: '' babanız Hidayet Pelit olarak sinemada hayal ettiği yerde miydi?''- '' ölmeden önce söylediği şu cümle sorunuza cevap olur sanıyorum: ''60 yıllık sinemacıyım, ama dönüp baktığımda sadece SİNEM ACI...''

Hiçbir sosyal güvencesi olmayan, ölen arkadaşlarının öldükleri zaman cebinden 1 lira para çıkan bu emekçilerin tek korkusu kendilerinin de bu acı sonu yaşamalarıdır. Bu nedenle üçüncü adamların olduğu bu kitap bilinmezlerle dolu Yeşilçam tarihine alternatif bir kapı açma ümidiyle yazılmış, biraz olsun sinemaya ilgi duyan insanların okuması gereken bir kitaptır.

1 yorum:

  1. Bu, diğer bloglarda bulunan rasgele yanlış bilgilerin değil, verilecek ayrıntıların türüdür. Paylaştığınız bu kadarını takdir ediniz. en iyi beyin ameliyatı

    YanıtlaSil