Hakkımda

Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.

Sayfamı ziyaret edenler

27 Aralık 2024 Cuma

Mustafa Kemal’in Ordusunda Bir Alman Yüzbaşı


Mustafa Kemal’in Ordusunda 

Bir Alman Yüzbaşı

Hans TRÖBST

Kırmızıkedi Yayınevi

Üçüncü Baskı

Çeviren: Yüksel Pazarkaya

345 sayfa 

Baltık Cephesinde piyade yüzbaşı olan Ve ülkesindeki İttifak devletlerinin dayatmalarını içine sindiremeyen Hans TRÖBST, Türkiye’de Mustafa Kemal liderliğinde bir direniş başlattığını duyar. Bu direnişe katılmak üzere binbir güçlükle  Varna üzerinden gizlice İstanbul’a gelir. Burada da zorluklar içersinde Anadolu’ya geçmeyi başarır. 

Hans’ın anıları çok güzel yazılmış. Hiç duymadığım bir çok konuyu hayretle okudum. 

Hans Anadolu’ya geldiği zaman Türkler üç  cephede birden savaşıyordu. Geride düşmana, Ermenilere karşı, içerdeki düşmana, bozgunculara, barış gevezelerine ve bilgiçlik taslayanlara karşı Ve nihayet dış düşmana , Yunan’a, Fransızlara, İngilizlere ve İtalyanlara karşı.

Kitap ilk kez 2018 yılında Türkçeye çevirmiş, benim okunduğum üçüncü baskı 2021 yılında  basılmış. Yani 21.yüzyılın ilk çeyreği.  Bende kendimce tarihe not düşmek açısından Hans’ın anılarından bir kısmını burada paylaşmak. 

Bu çeyrekte kendini tarihçi diye tanıtan, başına Yunan fesi takan bu şahıs bahs 

“ Kurtuluş savaşında keşke Yunan galip gelseydi” diye ahkam kesiyor. Onun İçin kitabın 270.sayfasında Yunan’ın Türklere yaptığı mezalimi  bir Alman bir yabancı göz olarak anlatıyor.

“ Bu köylerde  savaşı bir imha savaşı olarak sürdüren Yunan’ların yaptıkları zulümlerin işaretlerini gördüm. Peloponnes savaşlarından beri yöntemleri değişmemişti. Burada da meyve ağaçlarını devirmişler ve kuyuları insan ve hayvanlarla  üst üste doldurmuşlardı. Yunan gelince çoğunlukla erkekler toplanıp camilere doldurulup sonra burada ateşe verilmişler, kaçmaya çalışanları makinalı tüfeklerle vurmuşlardı. Zira Atinalı adamlar  hristiyan yerleşimleri için yer açmak istiyorlardı. Bu anlamda pek bilinen imha yöntemleri şuydu: yaşlı köylüler  bağlanarak, dizlerine kadar ateşe kondular, böylece kalçalarına kadar yavaş yavaş yandılar Ve sürünerek kaçamadıkları için yavaş yavaş açlıktan gittiler. Köylü savaşlarında bundan kötüsü olamazdı” 

İşte böyle Türkiye’de 21.yüzyılın ilk çeyreğinde sözde bir Türk “ keşke Yunan galip gelseydi” diyor Ve  ilk çeyrekte bizi yönetenler bunu el üstünde tutuyor. 

İyi okumalar dileğiyle 

26 Aralık 2024

ESKİŞEHİR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder