Hakkımda

Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.

Sayfamı ziyaret edenler

27 Ocak 2021 Çarşamba

Çanakkale’nin Unutulmaz Kahramanları


Atatürk'ten 57.Alaya       

 ismail Dükel   Halk Kitabevi 

1.Baskı 2017        

 219 Sayfa.       

              İsmail Dükel çok güzel bir kitap kaleme almış.  İnanın çoğu kez gözyaşları ile okuyorsunuz.  Dükel 90 adet başlık altında çok güzel anoktad ve birçok kaynaktan yararlanmış. Ben sizlere  gerek kitabın başında  gerek kitabın iç kısımlarında aldığı Cephe Doktoru Salih Beyin başından geçen olayı  anlatayım.                          "Ölüm her yerden geliyordu. Ķücücük  toprak parçası şu yerine kan içiyordu adeta. Feryatlar iniltilere karışıyor, bu can pazarında doktorlar  insanüstü  bir gayretle yaralı Mehmetcikleri tedavi ediyorlardı. İki gün aralıksız devam eden çarpışmalar nedeni ile Sargı Tepe'de binlerce yaralı yerlerde yatıyor ve sıranın kendisine gelmesini bekliyorlardı. Ümit kesilen Mehmetçiklerle fazla ilgilenilmiyordu.                  İşte o zor anlardan birinde Askeri Doktor Salih ( Dörtbudak'ın) önüne  bir asker bırakıldı. Şöyle bir baktı. Bir bacağı kopmak üzereydi, bağırsakları dışarıdaydı bu vatan evladının kurtulması mümkün değildi. Oysaki sonraki yaralıya zamanında müdehale edebilirse belki onu kurtarabilirdi. Böyle kararları  çoğu kez vermişti. Doktor Salih Bey, sedyecilere 'bunu kaldırı ' dediğinde sedyedeki yaralı ' bana dediğini duydu.              Önce sayıklıyor sandı yüzleri kan ve toprakla kaplı, yaşları  neredeyse aynı gençlerdi. Yaralı bir bir kez daha 'bana' dedi. See yabancı değildi. Salih bey dikkatle baktı, önündeki kendi oğluydu. Ama yapacak bir şey yoktu. Sarıldı öptü  yapacak birşey yoktu. Kan, toprak ve barut kokan yüzünü kokladı. Srara sedyecilere bir kez daha seslenip ' bu benim oğlum , kaldırın bir gölgeye koyun' dedi sonra gidip ilgilenecekti. Doktor Salih Bey ancak ertesi gün fırsat bulabildi. Ve oğlunun bırakıldığı yere gitti. Oğlu çoktan şehit olmuş ve toprağa verilmişti.

27 Ocak 2021 ESKİŞEHİR.

Koranalı günler.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder