
Bundan sonra okuduğum kitapların küçük bir kritğini yapmak için bu sayfayı hazırlamaya karar verdim. Derler ki; "Bir Amerikalı bu kadar, bir İngiliz şu kadar kitap okurken 6 Türk'e bir kitap düşer.". Bu yüzden 2016 yılında okuduğum kitapların seceresini tuttum ve artık bu sayfada onlara ulaşabilirsiniz.Umarım paylaşımlarımı beğenerek takip edersiniz
Hakkımda
- Musa Apaydın
- Ben Musa APAYDIN, 14 Aralık 1950 Kars'ta doğdum. İlköğretimimi Sarıkamış Erenler ilkokulu ve Sivas Halil Rıfat Paşa ilkokulunda, ortaöğrenimimi Sivas Demir ortaokulunda, Lise eğitimimi Eskişehir Atatürk Lisesinde tamamladım. Ardından TCDD'de 1 sene memurluk ve sonra ETİ Bozüyük'te işe başladım. 1981 yılında Mihriban hanımla hayatlarımızı birleştirdik. 2 çocuğum var, büyük oğlum Eskişehir Bahçeşehir Lisesinde Edebiyat bölümü zümre başkanı, küçük oğlum ise Pamukkale Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. Bilecik’in Osmaneli ilçesinde doktorluk yaptıktan sonra Kalp ve Damar cerrahisi uzmanlık eğitimi için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde asistanlık yapmakta.
Sayfamı ziyaret edenler
7 Ocak 2020 Salı
21. yüzyılda Hesaplaşma Atatürk
21. Yüzyılda Hesaplaşma Atatürk
Tuncay Özkan
Halk Kitapevi
2018 sayfa adeti 200
Türkiye gemisini karaya oturdurken, tehlikeyi haber veren toplum önderlerini, aydınlarını, yurtseverleri cezaevine koydular. İletişim kanallarını tekelleştirdiler. Televizyon, gazete ve internet iletişiminde özgürlüğü yok ettiler. Özgür gazetecileri cezaevlerine doldurdular. Patronları zorla para cezası ve cezaevi ile korkutup kendilerine bağladılar. Özgürlük alanlarını ya
lnız kendileri faydalanacak kadar daralttılar. Oysa Atatürk bugünün çağdaş demokrasilerinin olmazsa olmazı sayılan medya özgürlüğünü kurucu değerlerimizin harcı yapmıştı. 2008 Ergenekon davasından bu yana medya özgürlüğü yok ve gazeteciler için türkiye bir cezaevi olmuştu.
Atatürk sorumluluk ve hesap verme noktasında meşruiyetten asla ayrılmamış yasa ne diyorsa onu uygulamaktan yana olmuştur. Amerikalı gazeteci Gladys Baker Atatürk'e neden devrinin pek şatafatlı sıfatı olan " diktatör" diye çağrılmadından hoşlanmadığını sormuştur: Yanıtı yalındır: " Çünkü ben diktatör değilim benim kuvvetim olduğu söylenir evet doğrudur; benin arzu edip de yapamayacağım bir şey yoktur, fakat ben zoraki insafsızca hareket etmeyi bilmem . Bence diktatör; diğerlerinin iradesini reddedendir; ben ise kalpleri kazanarak hükmetmek isterim."
İşte bu günü ve dünü kısa ve iki küçük anektotla anlatım. Herkese iyi okumalar.
07/01/ 2020 Eskişehir

Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder