25 Şubat 2017 Cumartesi

HAYVAN ÇİFTLİĞİ

HAYVAN ÇİFTLİĞİ
 George Orwell Yazıldığı yıl:Kasım 1943-Şubat 1944 CAN Sanat Yayınlarından 37.baskı Çeviri: Celal Üster

   George Orwell , 1903 Hindistan'ın Bengal eyaletinin Montihari kentinde doğmuş bilahare ailesi ile birlikte İngiltere'ye yerleşmiştir. 1950 yılında Londra'da ölmüştür.

   Hayvan Çiftliği'nin Baş kişileri hayvandır. Çiftlikte yaşayan hayvanlar,kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp yönetimi ele geçirir. Gayeleri daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı domuzlar , kısa sürede akıl takımı oluşturur.Ne yazık ki bu oluşum insanlardan daha baskıcı daha acımasız bir diktatörlük kurmuştur. Romandaki lider domuz düpedüz STALİN'i simgelemektedir. Çevresindekiler gerçek kişileri çağrıştırmasa da bir diktatörün oranında olabilecek kişilerdir. Olay İngiltere'de Beylik çiftliğinde meydana gelmiş ve çiftlik sahibin kovarak çiftliği ele geçirmiş ve adını Hayvan Çiftliği olarak değiştirmişlerdir.İlk iş olarak yedi emir yayınlanmış bu onların anayasası olmuş tabii ki ilerleyen zamanlarda ilk bu maddeleri çiğneyen yine domuzlar olmuştur.

  Her ne kadar Stalin Sovyetlerini hiciv etse de o günden beri dünya üzerinde Hayvan Çitlikleri hiç eksik olmamış ve katlanarak devam etmiştir.Bunlar Irak'ın Saddam'ı İran'ın Hümeyni'si Libya'nın Kaddafi'si gibi onlarca çiftlik mevcut olurken Allah ülkemizden uzak etsin diyelim. Hayvan Çiftliğinin yapısı yabancısı olmadığımız bir yapıyı bize anımsatmakta şöyle ki başta bir imam yanında onun gibi küçük imamlar çevresinde onları koruyan güvenlikçileri ve çalışan emek veren tüm emekçilerin emeğini sömüren bir kitle ve anayasalarını istekleri doğrultusunda değiştiren yok bu böyle değil böyle diyen ve ona inanan emekçi cahil topluluk zamanla ,nedendir bilinmez, kimsenin düşüncesini açıklamaya cesaret edemediği her yerde azgın yabanıl korumaların hırlayarak kol gezdiği, yoldaşların üzerine korkunç suçlar atarak bu suçları itiraf ettirmeye zorluyarak sonra paramparça edilişini seyretmek zorunda kaldıkları bir toplum yaratmışlardı.

   Başta kendileri için yazıp besteledikleri İngiltere'nin Hayvanları marşını ve özel günlerini kutlamak söylemek yasaklanmıştır. Başkan Benjamin'e göre açlık zorluk,hayal kırıklığı,iş kazası gibi olaylar işin fıtratı ve hayatın değişmez yasalarıydı. Sonuçta Yedi emrin tüm maddelerini kendi menfaatlerine göre değiştirip öyle yorumlamışlardır. Sanki 1944 yılıdan 2000'li yıllara bir gönderme var gibi yani değişen bir şey yok.

20 Şubat 2017 Pazartesi

Devlet Bahçeli

Devlet Bahçeli Ve Ülkücüler Hakkında Her Şey

Kırmızı kedi yayınevi Ocak 2017 1. Baskı 184 sayfa


    Kitaba başlarken yazar hakkında bilgi vereyim. 1975 yılından beri Ülkücü hareketin içinde olan Ülkü Ocaklarında yöneticilik yapmış. 5 televizyon kanalında program ve yöneticilik , 6 gazetede yöneticilik, köşe yazarlığı ve Ankara temslciliği yapmış şu an Ulusal kanalda program yapan Sabahattin Önkibar 29 yıldır gazeteci. Bu çalışması kendi deyimi ile "Bu çalışma ülkücüler ile MHP'ye dair küçük bir tarih kitabıdır. 40 Yıldır dinlediklerimin ve tanıklıklarımın bakiyesidir."
   1976 Türkeş cezaevindeyken MÇP'nin kurulmasına onay vermiş partiye başkan olacakların listesini getirdiklerinde Bahçeli'nin ismini çizip "O MİT ajanı" demiş bunu yazılı da vermiştir. Türkeş'in ölümünden sonra kıl payı genel başkan seçilmiş, Bahçeli o makamda kalabilmek için çevirdiği entrikalar kitapta birebir aktarılmıştır. Ülkede koalisyonlar dönemi dahil 3 kez Başbakanlık teklif edildiği halde kabul etmemiş bir kez de %100 seçileceği garanti edildiği halde Cumhurbaşkanlığı "Biz haddimizi biliriz" diyerek elinin tersiyle itmiştir.

   Bugün Erdoğan Cumhurbaşkanı ise nedeni Bahçeli, AKP iktidarda ise nedeni Bahçeli. Kuşkusuz Erdoğan'ın bireysel bazda önünü açan yani milletvekili olmasını sağlayan Deniz Baykal'dır onu da tarih affetmeyecektir. Büyük fotoğrafa bakıldığında asıl sorumlu Devlet Bahçeli'dir. Nedeni AKP onun isteyip ısrarcı olduğu ön seçimle tek başına iktidar olmuştur.Deniz Baykal Bahçeli'nin açtığı yoldan yararlanarak ERdoğanı milletvekili yaptırdı.Kitapta Ümit Özdağ, Akşener, Oğan, Yeniçeri, Mehmet Gül gibi mücadeleci kişileri de tek tek ele alarak güzel anekdotlar işlemiştir. Sonuç olarak şimdiki ülkücüleri"Ülküsüz Ülkücülük"MHP yi bir dava partisi olmadığını çok güzel anlatmış.Son olarak yine eserin son birkaç cümlesini nakledeyim."İşte bunlara tanıklık ettiğim için MHP'nin Truva atına dönüştüğünü haykırıyorum.Beni kahreden toprağa düşen aralarında can arkadaşlarımında olduğu gencecik çocuklar, söyleyin o çocuklar Türk'üm diyemeyenlere stepne olan Bahçeli için mi öldüler?"

19 Şubat 2017 Pazar

BIG BOSS

Big Boss (Büyük Patron)

  Türkiye'nin panzehiri hafızadır. Mustafa Hoş'un Destek Yayınlarından çıkan kitabı 2015 Mart ayı 36.baskısı 278 sayfa

    Kitaplarda genelde tanıtım sayfasında şöyle yazar.Tanıtım için yapılacak alıntıların dışında çoğaltılamaz.yayınlanamaz,dağıtılamaz. Big Boss ta ise şöyle yazar; Bu eserin aynen yada özet olarak hiçbir bölümü telif hakkı sahibinin yazılı izni olmaksızın kullanılamaz. Onun için kitabın içeriğiyle ilgili size birşey yazmayacağım. 

   Yalnız kitabı tanıtayım.Kitap bir Recep Tayyip Erdoğan kitabı yedi bölümden ibaret bunlar. 1-Küçük Tüccar 2-Futbolcu İmam 3-Küçük Erbakan 4-Reis 5-Beyefendi 6-Patron 7-Big Boss
  
   Kitabın girişi eski milli eğitim şimdiki tırizm bakanı Nabi Avcı'nın sözü ile başlıyor şöyle  "Tayyip Bey çok iyi oyuncu bir seneryo çizildiği zaman , bir oyun planı kurulduğu zaman o plan çerçevesinde kendisine düşenin ne olduğunu hemen kavrayıp onun gereklerini vücut dili ile sözleriyle ifade etmekte güçlük çekmiyor kolayca adapte olabilir bu manada yetkin bir aktör" paragrafı ile başlayıp  "Yalan gerçeği algılama biçimine hasar vermek için tasarlanır ve Tayyip Erdoğan'ın neo Türkiye'si tamamen büyük yalanlar üzerine kuruludur o yüzden gerçeği yüceltmek gerçeği aramak bu ülkeye ve insana yapılan en büyük iyiliktir" diye biter.

   
   Big Boss siyah kapaklançıkmıştır. Yazar bunu İsyan olarak yorumlamış aynı zamanda kendi geçmişine düşman olan RTE’yi deşifre etmek, adaletsizliği görünür kılmak , pembe biat gazeteciliğini reddetmek için siyaha boyamış sonuç olarak kitap için RTE yazardan dört yıl hapis yatması, yakın adamı hasan Yeşildağ ise 20.000 TL istiyor. Küçükte olsa kitaptan ufak bir Erbakan sözü ile bitireyim Erbakan RTE için "Onda makam, mevki, mansıp, mal ve cumhurbaşkanlığı zaafı vardır"

12 Şubat 2017 Pazar

İsim Şehir Artist

    Yılmaz Özdilin Doğan kitaptan 1.baskısı 2014 Mayıs baskılı 475 sayfa

    Kitaba gelince bazı olaylar,bazı yerler bazı yaşamlar vardır anlat dersin cevap anlatılmaz yaşanır denir. Şimdi bu kitap anlatılmaz, özetlenmez, kritiği yapılmaz, "OKUNUR". Kitabın adı İsim/Şehir/Artist ama kitabın içerisinde:
-İsim/Şehir/Vatan
-İsim/Şehir/Ergenekon
-İsim/Şehir/Casus
-İsim/Şehir/Hukuk
-İsim/Şehir/Aşk
-İsim/Şehir/Eğitim 
-İsim/Şehir/Din 
-İsim/Şehir/Tarih 
-İsim/Şehir/Ekonomi/ 
-İsim/Şehir/Bilim 
-İsim/Şehir/Sanat 
-İsim/Şehir/Artist 
-İsim/Şehir/Müzik 
-İsim/Şehir/Mutfak
-İsim/Şehir/Adres 
-İsim/Şehir/Ülke 
-İsim/Şehir/Hayvan 
-İsim/Şehir/Eşya 
-İsim/Şehir/Meslek 
-İsim/Şehir/Spor 
-İsim/Şehir/Terör
-İsim/Şehir/Açılım 
-İsim/Şehir/Siyaset 
-İsim/Şehir/Gezi 
-İsim/Şehir/17 Aralık

   Başlıkları altında 233 adet köşe yazısı bir araya getirilmiştir. Özdil'in aynı şekilde yazılmış 4 kitabı daha var. Bunlar: İsim/Şehir/Hayvan, İsim/Şehir/Bitki, Kadın, Adam kitapları aynı tarzda yazılmış ve çoğu köşe yazılarından derlenmiştir. Özet ve kritiği olmasa da kitabın içinden bazı köşe yazılarını sizlere sunmak istedim;
  

GENÇLİĞE HİTABE 
 
    Ey Türk gençliği... Birinci vazifen,ayakkabı kutusunu,para sayma makinesini, ilelebet,muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli,ayakkabı kutusudur. Bu ayakkabı kutusu,senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi,seni bu ayakkabı kutusundan mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedahların olacaktır. Bir gün,ayakkabı kutusunu ve para sayma makinesini müdafaa mecburiyetine düşersen,vazifeye atılmak kutuyu saklamak için,içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkan ve şerait,çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. Ayakkabı kutusu ve para sayma makinesine kastedecek düşmanlar,bütün dünyada emsali görülmemiş bir soruşturmanın mümessili olabilirler.
   Cebren ve hileyle aziz yatak odasının bütün ayakkabı kutuları zapt edilmiş, bütün dershanelerine girilmiş,bütün bakanları dağıtılmış ve emniyetin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, adliyenin dahilinde,savcılığa sahip olanlar,gözaltına alma gafleti, tutuklama dalaleti ve hatta fezleke hazırlama hıyaneti içinde bulunabilirler. Hatta,bu adliye sahipleri,şahsi ayakkabı kutularımızın menfaatlerini,müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte,bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen;ayakkabı kutusunu ve para sayma makinesini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret... Kutularındaki asil banknotlarda mevcuttur.

ANNE

 Başım ağrıyo yav...
 -Saçın ıslak ıslak çıktın ondan.

-Başım dönüyo...
 -E bi şey yemiyorsun,açlıktan. Anam ilkokul mezunuydu. Ama,doktordu. Popoma fitil sokan tek kadın. Eczacıydı aynı zamanda...
 -Gözüm morardı.
-Gel,patates basayım.
-Kepeklerim çoğaldı.
 -Otur,zeytinyağı süreyim.
 -Arpacık çıktı galiba.
 -Yum,sarımsak değdireyim.
 Hemşireydi... -Öff,terledim be.
 -Dur,sırtına havlu sokayım.
Röntgen mütehassısıydı... -Öhh-höööaa! -İçme şu zıkkımı.
Bebekken,anestezi uzmanıydı... -Dandini dandini dastaaana.
 Bi ara sünnetçiydi... -Çıkar,pansuman yapıcam.
Ürologdu... -Çişin niye sarı bakiim?
Fizyoterapistti.. -Dizim ağrıyor. -Benim de belim ağrıyor,geçer.
Diyetisyendi... -Mis gibi türlü yaptım,sakın sokakta burger filan yiyip gelme,kola da içme!
Cildiyeciydi... -Sırtımda sivilce çıktı. -Çikolata yeme.
Laboranttı... -Burnum akıyor. -Ben şimdi sana bi ada çayı kaynatayım,rezene,bal,limon,tarçınla zencefili de ılık ılık iç,sırtına rakıyla aspirini karıştırıp sürelim,uyu,uyan,sabaha bir şey kalmaz.
Psikiyatırdı... -Nen var oğlum? -Bir şeyim yok. -Var var,canın sıkkın. -Yav bırak,iyiyim. -Yok yok,iyiyim. -Anne delirtme insanı. -Bak gördün mü? -Neyi gördüm mü ? -Sinirlerin bozuk senin.
Genetikçiydi... -Babana çektin sen,o da sinirli,bütün kötü huylarını ondan almışsın zaten.
Veterinerdi... -Anne bu sene Anneler Günü'nde babama Viagra hediye etmeyi düşünüyorum,bu iyiliği unutma. -Defol,terbiyesiz hayvan! Hastasıydım... Hastaydım ona İyi bakın onlara.


SAÇ


 Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanı, türban hakkında konuştu, "başörtüsü dinimizin gereklerinden biridir, dinimizin böyle bir emri olduğunu bilmeyecek kadar cahiller" dedi. Bangladeş Başbakanı, kadın, Şeyh Vecid, saçı açık. Fas Kralı'nın eşi Selma, başı açık, kızıl saçları var. Malezya Başbakanı'nın eşi Rosman'ın başı açık. Pakistan Başbakanı'nın eşi Begüm'ün saçı açık. Ürdün Kralı'nın eşi Rania, ki Filistin asıllıdır, başı açık. Rahmetli Yaser Arafat'ın eşi Süha'nın başı açık. Mısır'da Mübarek'in eşi Suzan'ın başı açıktı.
 
   Tunus'tan kaçan first leydi Leyla'nın başı açıktı; şimdiki Cumhurbaşkanı Marzouki'nin ilk eşinden olan kızlarının başı açık, ikinci eşini hesaba katmıyorum, çünkü şimdiki eşi Fransız, zaten başı açık. Irak'ta Saddam'ın eşinin başı açıktı, şimdiki Irak cumhurbaşkanı Talabani'nin eşi Hero'nun başı açık. Suriye Devlet Başkanı'nın eşi Esma'nın başı açık. Bizim başbakanın kankası Katar Emiri'nin eşi Mozah'ın saçı açık, Sophia Loren gibi kadın. Dubai Emiri'nin eşi Haya, kızı Mehra, başları açık. Cezayir Devlet Başkanı'nın eşi Amal'in saçı açık. Dubai Emiri'nin eşi haya, kızı Mehra, başları açık. Bizim başbakanın kankası Katar Emiri'nin eşi Mozah'ın saçı açık, Sophia Loren gibi kadın.

   Dubai Emiri'nin eşi Haya, kızı Mehra, başları açık. Cezayir Devlet Başkanı'nın eşi Amal'in saçı açık. Lübnan Başbakanı'nın eşi May'ın başı açık. Afganistan Cumhurbaşkanı'nın eşi Ziynet'in saçı görünmeyen tek kare fotoğrafı yok. Suudi Arabistan Prensi El Velid Bin Tallal Abdülaiz El Suud, Bodrum'a geldi, eşi Amira'nın başı açık, kızı Cevahir'in başı açık. Azarbaycan, Mihriban Aliyev, dünya hayran, başı açık. KKTC'de rahmetli Denktaş'ın eşinin başı açıktı, AKP'nin Kıbrıs bayisi Mehmet Ali Talat'ın eşinin başı açıktı, şimdiki Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun eşinin başı açık.

   Hepsi cahil demek ki. İmam hatip lisesi'ne gitmedikleri için... Nasıl giyineceklerini bilmiyorlar herhalde!


GEZİ

   İyi yönetilen devlet,iyi yönetilen üniversite,iyi yönetilen holding,iyi yönetilen banka,iyi yönetilen banka,iyi yönetilen gazete,hepsini inceleyin...Hepsinin başında,gençliğinin hakkını vermiş yöneticiler görürsünüz.Efsane siyo'ların ortak özelliği,telefon rehberi gibi kalın akademik kariyerleri değildir,'çapulcu' olmalarıdır.Memleketi gururlandıran kadınlarımızın tamamı ise,fikri hür vicdanı hür babaların,özgün kızlarıdır.

ASİMETRİK PARALEL 

   Denizli'de cami avlularında ücretsiz olarak dağıtılan dini kitapta 'Tayyibim' başlıklı ilahi vardı.O ilahide 'Tayyip'i üzmek,Allah'ı üzmektir'deniyordu. AKP Aydın İl Başkanı 'Tayyip Erdoğan bizim için ikinci peygamber gibidir'dedi.Hazreti Muhammed'e AKP amblemiyle nüfus cüzdanı çıkardılar,peygamberimizin çocuklarının arasına 'Tayyip'ismini sokuşturdular.Tayyip Erdoğan'ın cuma namazlarını kıldığı Aksa Camisi'nin ismini Tayyip Erdoğan Camisi olarak değiştirmeye kalktılar,ahali zor engelledi.'Tayyip Erdoğan hurması'var.

   AKP Bursa milletvekili,Tayyip Erdoğan'a dokunmanın ibadet olduğunu söyledi.AKP'nin,hakkında fezleke hazırlanan bakanı,Tayyip Erdoğan'ın doğmasına-büyümesine vesile olan Rize,İstanbul ve Siirt'i 'mübarek şehirler' ilan etti.İstanbul'da 'Helal ve Tayyip ürünler konferansı' düzenlendi,helal gıdanın önemi ve Tayyip ürünlerinin en helal gıdalar olduğu anlatıldı. 'Papaz kıyafeti giyerim' diyor.Alkışlıyorlar. 'Cami bile yıkarım' diyor.Gene alkışlıyorlar.

  AKP Adıyaman milletvekili,hükümetle cemaat kavgasını Uhud Savaşı'na benzetti,sahabelerin Hazreti Muhammed'e bağlılığını örnek verdi, 'biatsa biat,itaatse itaat,liderimiz Erdoğan'a sadakatle bağlıyız,ölümüne arkasındayız' dedi.AKP Düzce milletvekili ise,hadiseyi komple özetledi.. 'Tayyip Erdoğan için 'Allahu tealanın bütün vasıflarını üzerinde toplayan lider' sıfatını kullandı. Paralel devlet filan deniyor ama... Paralel din kuruldu memlekette!


BENİ SEN Mİ ARADIN BABACIĞIM? 
-Selamünaleyküm babacığım.
 -Aleykümselam 
-Beni sen mi aradın babacığım? 
-Yo-oo,sen aradın.
 -Gizli numaradan arandım da..
 -E açsaydın. 
-Gizli diye açmadım.
 -Beni niye arıyosun o zaman?
 -Ben mi aradım? 
-Oğlum konuşuyoruz ya! 
-İşte ben de onu soruyorum babacığım,ben aramadıysam kapatayım istersen.
 -Sana o kriptolu telefonu emanet edende kabahat zaten... 
-Niye kısık sesle konuşuyorsun babacığım,Kısıklı'dayım diye mi?
 -Ooff,ooff..
.Git enişteni çağır,amcanı çağır,abini çağır
. -Abim de var çağırayım mı?
 -Oğlum söylüyorum ya işte,abini al,amcanı al,enişteni al,hepiniz biraraya gelin,oraları halledin.
 -Küçük eniştemi mi çağırayım,büyük eniştemi mi ?
 -Allahım sen bana sabır ver,kızkardeşin geldi mi oraya?
 -Büyüğü mü küçüğü mü? 
-Oğlum delirtcen mi lan beni,hangisi geldi senin yanına?
 -Küçüğü 
-Yanında mı? 
-Yanımda,cağırayım mı? 
-Evladım hasta mısın,madem yanındaysa neden çağırıyosun? 
-İşte benim kafam da ona takıldı babacığım,ben mi çağırdım buraya,sen mi gönderdin? 
-Ekmek çarpsın Harvard'ın itibarına yazık.
 -Anlamadım babacığım? 
-Anlasan şaşardım zaten...Sıfırladın mı o şeyleri? 
-Neyleri babacığım? 
-Hani o senin evde duran şeyleri? Senin paraları mı?
 -Açık konuşma!
 -Kasaları boşalttım,dolarları gönderdim,artanlarıyla da Şehrizar'dan villa aldım inşallah.
 -Açık konuşma diyorum.
 -Bende bi 30 milyon miktar avro kaldı,Allah'ın izniyle hava kararınca onu da halledeceğim babacığım.
 -Oğlum maazallah seni yanlışlıkla bi gözaltına alsalar var ya,sülalemizi yakarsın şerefsizim.
-Paraları taşırken korumalar fotoğrafımı çekti gibi geldi bana,bizi dinliyolar mıdır acaba babacığım?
-La havle,kızkardeşini ver telefona. Küçüğünü mü büyüğünü mü? 
-Kapat,ölümü öp,kapat 
-Kriptolu olanı mı kapatayım,öbürünü mü babacığım?