27 Aralık 2024 Cuma

Mustafa Kemal’in Ordusunda Bir Alman Yüzbaşı


Mustafa Kemal’in Ordusunda 

Bir Alman Yüzbaşı

Hans TRÖBST

Kırmızıkedi Yayınevi

Üçüncü Baskı

Çeviren: Yüksel Pazarkaya

345 sayfa 

Baltık Cephesinde piyade yüzbaşı olan Ve ülkesindeki İttifak devletlerinin dayatmalarını içine sindiremeyen Hans TRÖBST, Türkiye’de Mustafa Kemal liderliğinde bir direniş başlattığını duyar. Bu direnişe katılmak üzere binbir güçlükle  Varna üzerinden gizlice İstanbul’a gelir. Burada da zorluklar içersinde Anadolu’ya geçmeyi başarır. 

Hans’ın anıları çok güzel yazılmış. Hiç duymadığım bir çok konuyu hayretle okudum. 

Hans Anadolu’ya geldiği zaman Türkler üç  cephede birden savaşıyordu. Geride düşmana, Ermenilere karşı, içerdeki düşmana, bozgunculara, barış gevezelerine ve bilgiçlik taslayanlara karşı Ve nihayet dış düşmana , Yunan’a, Fransızlara, İngilizlere ve İtalyanlara karşı.

Kitap ilk kez 2018 yılında Türkçeye çevirmiş, benim okunduğum üçüncü baskı 2021 yılında  basılmış. Yani 21.yüzyılın ilk çeyreği.  Bende kendimce tarihe not düşmek açısından Hans’ın anılarından bir kısmını burada paylaşmak. 

Bu çeyrekte kendini tarihçi diye tanıtan, başına Yunan fesi takan bu şahıs bahs 

“ Kurtuluş savaşında keşke Yunan galip gelseydi” diye ahkam kesiyor. Onun İçin kitabın 270.sayfasında Yunan’ın Türklere yaptığı mezalimi  bir Alman bir yabancı göz olarak anlatıyor.

“ Bu köylerde  savaşı bir imha savaşı olarak sürdüren Yunan’ların yaptıkları zulümlerin işaretlerini gördüm. Peloponnes savaşlarından beri yöntemleri değişmemişti. Burada da meyve ağaçlarını devirmişler ve kuyuları insan ve hayvanlarla  üst üste doldurmuşlardı. Yunan gelince çoğunlukla erkekler toplanıp camilere doldurulup sonra burada ateşe verilmişler, kaçmaya çalışanları makinalı tüfeklerle vurmuşlardı. Zira Atinalı adamlar  hristiyan yerleşimleri için yer açmak istiyorlardı. Bu anlamda pek bilinen imha yöntemleri şuydu: yaşlı köylüler  bağlanarak, dizlerine kadar ateşe kondular, böylece kalçalarına kadar yavaş yavaş yandılar Ve sürünerek kaçamadıkları için yavaş yavaş açlıktan gittiler. Köylü savaşlarında bundan kötüsü olamazdı” 

İşte böyle Türkiye’de 21.yüzyılın ilk çeyreğinde sözde bir Türk “ keşke Yunan galip gelseydi” diyor Ve  ilk çeyrekte bizi yönetenler bunu el üstünde tutuyor. 

İyi okumalar dileğiyle 

26 Aralık 2024

ESKİŞEHİR

13 Aralık 2024 Cuma

Yırtıcı Kuşlar Zamanı

 Yırtıcı Kuşlar Zamanı

Roman

Ahmet Ümit

Bir Başkomser Nevzat Kitabı

Yapı Kredi Yayınları

Birinci Baskı Ekim 2024

448 sayfa

Kitabın ilk sayfasında şöyle bir söz var.

“ Bir kere sınırı aşan İçin artık sınır yoktur” Epiktetos

Onlarca kitabı bulunan Ahmet Ümit’in sabırsızlıkla beklediğimiz son kitabı, 21. Yüzyıl Türkiyesi portresi çizmiş kitabında. Kitaplarının baş kahramanlarından olan Başkomser Nevzat bu sefer kitap olmuş. Kendisine yapılılar suikasta ölen Karısı ve kızının cinayetini, bunun yanında kendisine oynanan oyunları kendine özgü yöntemlerle çözümlüyor. Tabi tüm kitaplarında olduğu gibi Yardımcısı komiser Ali ve ayı zamanda  Ali’nin nişanlısı Kriminolog Zeynep ve hepsini Müdürü  Sabri. 

21.yüzyıl Türkiyesi, sokaklarda cirit atan uluslararası suç şebekeleri, onlarla kol kola fotoğraf çektiren siyasiler. Faili meçhulden, faili Meşhura evrimleşen cinayetler, ekonomik bozulmanın Ve kolay para kazanma arzusunun hızlandırdığını ahlaki çöküş Ve çürüme, liyakatsizliğin getirdiği kamusal Ve kurumsal çöküş. 

Başkomser Nevzat bu kez geçmiş hayaletleri ile mücadele ederken karışı Ve kızının katillerinide bulup öcünü alıyor. 

2024 yılının son çeyreğinde yayınlanan “Yırtıcı Kuşlar Zamanı” romanı yıllardır mustarip olduğu toplumsal hastalıkların röntgenini çekiyor. İyi okumalar.

12 Aralık 2024

ESKİŞEHİR


2 Aralık 2024 Pazartesi

Bir Diğer Mustafa

 Bir Diğer Mustafa

Cahit Tosun

Geçmişten Geleceğe, Ha6alden Gerçeğe Dönüşen Dokunaklı Bir Hikaye

Yediveren Yayınları

Birinci Baskı Kasım 2021

144 sayfa

Günümüzde gün geçtikçe yitirmeye başladığımız ilişkilerden olan, dede-torun ilişkisini merkeze alan bir roman

Büyük dedenin, dedenin ve kendinin adı Mustafa olan torunun tek amacı dedesinin yaşamının gölgede kalan taraflarını öğrenmektir. Dedesine Anıtkabir’de askerlik yaparken komutanı etrafından hediye edilen tahta bavulu incelerken bir defterle karşılaşır. 

Öykünün kahramanı olan torun söz konusu defteri bulup okumaya başlayınca olaylar gelişir. 

Hi)Ayşen’in sonunda ise büyük bir sürpriz yaşanacaktır. 

İyi okumalar 1 Aralık 2024

ESKİŞEHİR .


28 Kasım 2024 Perşembe

Geometri

 GEOMETRİ 

Mustafa Kemal ATATÜRK 

Panama Yayıcılık

Seksen sayfa

Bu kitabı Atatürk ölümünden hemen önce 1936-1937 kış aylarında Dolmabahçe Sarayı’nda kendi eliyle yazmıştır.

Atatürk Geometri kitabını, çoğunluğunu kendisinin türettiği Türkçe terimlerle yazmıştır. Kullandığı Ve tanımladığı terimlere kolay ulaşılması İçin Terkçeleştirmiştir.

Sözünü ettiğimiz terimleri aşağıda sizlere sünüyorum.

“boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, yarıçap, kesek, kesit, yay, çember, teğet, açı, dış ters açı, taban, eğik, kırık, çekil, yatay, düşey, dikey, yöndeş, konum, üçgen, dörtgen, beşgen, köşegen, eşkenar, ikizkenar, paralelkenar, yanla, yamuk, artı, eksi,  arpı, bölü, eşit, toplam, oran, orantı, türev, alan,  arsayı, gerekçe”  bu gibi terimler hep bu amaçla Atatürk tarafından türetip konmuştur. 

Atatürk bu bilgileri Fransa’da yazılıp Türkiye’de satılan ne kadar kitap varsa satın alıp  onlardan  faydalanmıştır.

İyi okumalar dileğiyle.

28/11/2024

ESKİŞEHİR


27 Kasım 2024 Çarşamba

Kısa Türkiye Tarihi


KISA TÜRKİYE TARİHİ

Sina AKŞİN

İş Bankası Yayınları

Otuzikinci basım. Ağustos 2023

342 sayfa

Adı üstünde kısa Türkiye tarihi; Osmanlı döneminden önce Türk tarihini alıp, iki i lere kadar kısa kısa tarihimizi güzel kitabına almış.  Ki5apta ilginç ve ilk defa okuduğum birçok konu var. Ben sizlere ikibini yıllarda ülkemizde en çok konuşulan Lozan Antlaşmasının konusu Ve uydurma konular gündeme gelince kimse Sevr Antlaşmasından söz etmemektedir.  Oysaki Atatürk bizi Sevr’in ölümünden kurtarmış 1919 ile 1950 yılları arasında görkemli bir ilerleme sağlamamıza olanak tanımıştır . 

Ben sizlere kitapta  bahsedilen Sevr  Antlaşmasının maddelerini yazacağım. 

10 Ağustos 1920

1. Doğu Trakya Yunanistan’a  veriliyor,  Ayvalık, İzmir, Manisa. Beş yıl sonra Yunanistan’a bırakılacak.

2. Ermeni devleri tanınacak.  Gümüşhane, Erzincan, Muş, Bitlis buraların Doğusu Ermenistan sayılacak.

3. Doğu Ve Güneydoğu Anadolu’nun Ermenilerden afta kalan yerlerde özerk bir Kürdistan kurulacak, isterlerse bağımsızlık ilan edebilecekler.

4.  Boğazlar Ve  Marmara’dan gemilerin geçişi Boğazlar komisyonu adındaki Osmanlı  Devletinin dahil olmadığı tüzel kişiliğe sahip bir komisyon yönetiminde olacak.

5. Antalya, Silifke, Niğde, Aksaray, Akşehir, Afyon, Balıkesir, Aydın, Muğla İtalyan bölgesi  oluyor.

6. Mardin, Urfa, Antep, Ceyhan Fransız mandası altındaki Suriye’ye bırakılıyor.

7. Osmanlı Silahlı Kuvvetlerinin asker sayısı en çok 50.700 olacak.

8. Kapitülasyonlar geri gelecek.

9. Osmanlı Ülkesinin maliyesi Fransız, İngiliz, İtalyan temsilcilerinden oluşacak bir komisyon tarafından denetlenecek.

10. Bırakışmanın yedinci maddesi yürürlükte kalacak, itilaf gerektiğinde istediği noktaları işgal edebileceklerdir.   Böyle ağır maddeleri bulunan bir antlaşmayı zorla dayatan Ve bunu imzalayanlardan söz etmezken, ikibinli yıllarda hamde  Lozan’ın yüzüncü yılında bir sürü yalan yanlış bilgiler kendilerine aydın denen sözde adamlar tarafından söz edildi.

İyi okumalar dileğiyle

26 Kasım 2024

Eskişehir

2 Kasım 2024 Cumartesi

Başkomser Nevzat Çiçekçinin Ölümü

Ahmet ÜMİT

Başkomser Nevzat

Çiçeklinin Ölümü

Uyarlayan Ve Çizen

İsmail Gülgeç

Yapı Kredi Yayınları

YKY’de birinci Baskı Mart 2021

İkinci Baskı; Ocak 2022

58 sayfa

Kendimi çocukluğumda Teksas - Tommiks, gençliğimde Karaoğlan okuduğumu hatırladım. Ahmet Ümit kitabı çizgi roman olmuş. Abanoz Sokağında çiçekçilik  yapan Selim işyerinde  çiçekleri kestikleri bıçakla öldürülür. Şüpheliler tabii var, tatlısı Remzi, Hayat Kadını Kıvırcık Bedriye, Kulüpçü Arif ,Açelya ve Parlak Celile, Tabi Başkomser Nevzat her zaman  olduğu gibi katili bulur. 

İyi okumalar dileğiyle 

1/11/ 2024

ESKİŞEHİR


29 Ekim 2024 Salı

Bad-ı Payiz

 Bad-ı Payiz

Sonbahar Rüzgarı

Erol Donar

Enki Matbacılık

Birinci Basım Ocak 2023

575 sayfa

Dikili Kitap Fuarından yazarından imzalı olarak almış olduğum kitap, ilginç, ilginç olduğu kadar okunası bir Kitap, konu İran, Irak’ta geçmekte. Kahramanları Irak, Kğrt baögesi insanlarından olan Zakir, İran’da TIP Fakültesi öğlencisi, sevgilisi okuldan hocası Ferzad’ın kızı Efruz. Zakir’in Irak’taki ailesi ve dağa üstü meziyetlere sahip Zakir’in babası Lori .

İran’da devrim olmuş, Irak- İran  savaşı bitmiş  Körfez savaşı başlamış bu karışıklıklar  içinde iki genç doktorun başından geçenler. 

Dedim ya okunası bir Kitap, iyi okumalar dileğiyle 

29 Ekim 2024

Eskişehir


22 Ekim 2024 Salı

Adsız Roman

 Adsız Roman

Sema Soykan

1864 Çerkes Sürgünü Ve Soykırımı

Alfa Yayınları 

Onbeşinci Baskı. Mayıs 2024

320 sayfa

Şimdiye kadar yabancı kaldığım bir konu “ Çerkes sürgünü” 

Yıl 1864  Çerkesya topraklarından zamanın Rus Çarı Çerkesleri bulunduğu topraklardan kovmak, öldürmek kısası yok etmek istemektedir. Peki ama bu yiğit, savaşçı insanları niçin bulunduğu topraklardan kovmak ister. 

Çerkesya Ruslar İçin çok önemliydi, çünkü bu topraklar çok değerliydi. Kömür, Demir cevheri, kurşun, çinko, bakır, molibden, manganez, ve volfram zengini pek çok maden vardı. Yine bu topraklarda zengin petrol Ve doğalgaz yatakları, zengin mineralli su yatakları vardı. Ruslar bu zenginliği Çerkeslere bırakmak istemedi ve de bırakmadı. 

1801 - 1825 yılları arasında Adigeler yani  Çerkesler 25.255  ölü ve tutsak verdi. Ruslar Çerkeslerden 1000 at, 60 bin sığır, 100 bin koyun getirdiler. 

Yalnız 1810 yılında 200 köy yıkıldı,   9,085 ev yakıldı, 111 cami imha edildi, 1,030sığır  telef edildi, 51, 555 koyun, 515 at götürüldü. Yağmalanan değerli malları ise saymakla bitiremeyiz.

1864 yılının baharında Navaginsk  Kalesi düştü Ubıhlar son topraklarını kaybettiler. Verdikleri kayıp o kadar fazlaydıki nüfus 300 binden 15 bine düştü. 

Romanda anneannesi tarafından kaleme alınan Adsız Roman’ı satmak istediği küpün içinde bulan Neri ve Aras’ın sıradışı öyküsü ile Janset, Jankat , Elbruz’un 1864 deki sarsıcı öyküsü birbirine paralel gitmektedir. 

Kafkasya - Rusya savaşının Ve soykırımının gölgesinde yaşanmış 1860 lardan günümüze ulaşan bilgiler ışığında, tutkulu hasretle sınanmış,  vicdan muhasebesine  maruz kalmış, Janset, Jankat ve Elbruz üçgeninde yaşanan gerçek bir aşk romanı görmek, okumak istiyorsanız. Teşekkürler Sema Soykan, eline , gönlüne sağlık.

İyi okumalar

21 Ekim 2024

ESKİŞEHİR


16 Ekim 2024 Çarşamba

Esrar-ı Havas

 Esrar-ı Havas

İsmail   Bağırtlan

Demas Yayınları

Dördüncü Basım Mayıs 2024

608 sayfa

İlginç, ilginç olduğu kadar sürükleyici güzel bir roman. İstanbul’da bir üniversitenin tarih bölümünde görevli iki profesör ve öğrencileri ile MİT arasında geçen ilginç olaylar. Büyük Hoca Musevi kökenli Amerika vatandaşı Kohen Benjamin, aynı zamanda Benjamin’in öğrencisi  Prof Yusuf. MİT   Başkanı Kağan Çınar Yusuf Hoca’ya Benjamin’in uzmanlık alanını sorunca şu cevabı alır. 

“ Tarih, arkeoloji, mitoloji, Teoloji, antropoloji, paleontoloji, biyoloji, fizik, kimya Ve  matematik”  

Ayşe sırf Benjamin hocayı takip için Tarih  bölümünü kazanan Ayşe MİT’in elemanıdır. Ayşe’nin buldukları ilginç sonuçlara götürür. Kitapta ilginç  ilgiler   var. Bunlardan   Beşiktaş semtinin doğuşu, güneşin yörüngesinde dönüşünün milyonlarca yıl alması gibi. Tabi kitapta eleştireceğim bölümde yok değil

Türk Silahlı Kuvvetlerinden  bahsederken şöyle bir cümle kürüyor Yusuf Hoca 

“ Bugün bile hala namaz kılmak suç sayılabiliyor değil mi? Çok değil sadece 15-20 yıl öncesine kadar sırf namaz kılıyor diye ordudan atılan subaylar, teğmenler, ve hatta albaylar vardı. 28 Şubat sürecinde sır inancından ötürü kendi ülkesinin ordusundan kovulan askerler vardı” 

Sn. İsmail  Bağırtlan yıllardır  büyük birliklerde  cami vardır, ordudan atılan daha sonra 15 Temmuz 2016 darbesini yapan o zamanlar Işık evlerine devam eden, bunları tesbit ve belgeleyerek atılan kişilerdi. 15 Temmuz’da 250 kişinin ölümü, 1100 kişinin yaralanmasını kim yaptı? O masum göstermeye çalıştığın sözde namaz kılanlardı! 

İyi okumalar dileğiyle

15 Ekim 2024

ESKİŞEHİR


2 Ekim 2024 Çarşamba

Necip Bey

 NECİP BEY

-Annem, Babama Böyle Seslenirdi-

Orhan Aydın

Luna Yayınları 

Birinci Baskı Haziran 2022

142 sayfa

Özel sektöre adım atmamı sağlayan ve  ilk müdürüm olan Orhan Aydın’ın ailesi için yazdığı ikinci kitap. Osmanlı’da doğan ve Cumhuriyetin ilk mühendislerinden olan Necip Bey’in ilginç yaşantısı, aile ilişkileri, başarıları çok güzel anlatmış Oğul Orhan Aydın. Geçen ay okuduğum Ve blog sayfamda yayınladığım Çantalı’da ağabeyi Ahmet’ten pek fazla bahsetmemiş olması benim de dikkatimi çekmişti, Ağabeyden bu kitapta çok güzel ve geniş bahsetmiş. 

Necip Bey iş hayatının büyük bir bölü ünde müteahhitlik yapar. Kendi deyimi ile 

“ Otuz altı bayram eve gelemedim. Ömrüm şantiyelerde geçti. Her zaman bir çoban köpeğim, uzunca bastonun Ve sağlam bir çadırım vardı.”

Yıllarca yanında çalışan bir Yardımcısı Necip  Bey’i şöyle anlatır.

“ Necip Bey  gündüz yorulmak bilmez ve oldukça sert mizaçlı bir patron idi, hatta acımasızdı denebilir. Araziden dönüpte uzun yemek masasının etrafında yerimizi aldığımızda ise o ‘ büyük patron’ gider yerine bilge bir adam gelerdi . Yaşamın anlamı üzerine sorular sorar yatağının başından eksik etmediği Kitaplar hakkında konuşmalar yapardı. Ara sıra kendisine ait bazı özlü sözleri orta yere söylemekten geri durmazdı. 

Kitapta Aydın’ların büyük oğlu Ahmet Aydın’ın vefatını öğrenmiş oldum. Işık’lar içinde yatsın.  İyi okumalar.

01/10/2024

ESKİŞEHİR


28 Eylül 2024 Cumartesi

Kilit Taşı

 KİLİT TAŞI

Sema Soykan

Aşkın,  cesaretin ve Dayanışmanın Romanı

Nasıl ki bir kemeri , kubbeyi ayakta tutan kilit taşıdır. 

Toplumun kilit taşı da kadınlardır.

7-8  Baskı Ağustos 2023

400 sayfa

ALFA  Basım Yayın 

Soykan’ın Keşke’sinden sonra ikinci kitabını okudum. Yazım tarzı okuması çok güzel. Kitaplarında bilgi, tarih aktarmak, tarafsız  akış açısıyla  mesaj  Eren kitapları. Kilit Taşı daha önce “Aşk Her Kadına Yakışır” adıyla yayınlanmış daha sonra ki baskıları “ Kilit Taşı” olarak yayınlanmış.

Masal tadında bir aşk kitabı. 

Evvel zaman geçmişti, kalbur saman. masalın devamını uydurmak , zaman kazanmak amacıyla söz öbeğinden başka bir şey değildi. 

Kitabı okurken birçok yerde AŞK İle öyle güzel sözler  varki insanı ister istemez gülümsetiyor. Bunlarda  birini  yazıma alayım. “ Yarım kalan aşklar mı  benziyor birbirine, yoksa insanoğlunun hataları benzediği için mi aşklar yarım kalıyor” 

Kitapta üç kadın,  Zekiye, Nil,  Berçin

Zekiye;

Gurur  vardı aşkının büyüklüğü karşısında yenilen. Ve intikamı dayanışmaya çevirebilecek güzellikteki sevginin, iyiliğin büyülü gücü.

Nil;

Kadere, töreye inat cesaret. Öyle bir cesaret ki anneliğin, kadınlığın dünyayı güzelleştiren o kutsal gücüyle pekişen.

 Berfin;

Umut  Ve azim. Yaşına , sakat koluna rağmen . Bir Kardelen gibi başı sik, cesur Ve pes etmeyen.

Tabi bu güçlü kadınların yanın da yakışıklı, güçlü erkeklerde var. Demir, Ziya Bey ve  Mert  bu güçlü kadınların yanın da güçlü erkekler.

İstanbul, Mardin , İtalya “Roma” ve İtalya’nn Sardunya adasında geçen güzel bir kitap. İyi okumalar dileğiyle. 

28 Eylül 2024

ESKİŞEHİR


23 Eylül 2024 Pazartesi

Kutsal Kısır Döngü

 Kutsal Kısır Döngü

İslam Dünyasında Geri Kalmışlığın Kaynakları

Merdan Yanardağ

İkinci Basım

Kırmızı Kedi Yayınevi

İkinci Basım;  mayıs 2024

272 sayfa

İslam dünyasının geri kalmışlığının nedenlerini tartıştığı kitap, söz konusu geri kalmışlığın tarihsel, kültürel, ekonomik, sosyolojik ve teolojik kaynaklarını ortaya çıkarıyor.

(BM) Arap İnsani gelişmişlik raporlarının   Ortaya koyduğu Ve birbiri ile örtüşen tablo, petrol paralarına karşın çok çarpıcı bir ilkelliği, derin bir geri kalmışlığı Ve sefaleti sergiliyor. Somut Ve matematiksel bulgular şöyle:

* İslam ülkelerinde ortalama bin kişiye 8,5 bilim insanı, mühendis ve tek ik elaman düşüyor. Dünya ortalaması ise bin  kişiye  40,7 oran düzeyinde gerçekleşiyor. OECD Ülkeleri için bu oran her bin kişide 139 seviyesine çıkıyor.

* Güney Kore’de bir milyon kişi başına 144 bilimsel makale üretilirken tüm İslam Ülkelerinde 56 milyon kişi başına yalnızca 26 bilimsel makale yayınlanıyor. Bunları çoğunda Arap  olmayan Müslüman ülkelere ait.

* 1980 - 2000 yılları arasındaki 20 yıllık sürede sadece Güney Kore 16,328 bilimsel patent alırken Arap İslam ülkelerinin tamamı bu yıllar arasında sadece 370 patent almıştır.

* Türkiye, Endonezya, Malezya, Pakistan, Kazakistan, Özbekistan, İran gibi Müslüman ya da müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler dışarıda  bırakılınca gelişmişlik göstergeleri çok daha dramatik seviyelere düşüyor.

* Sunni İslam dünyası eğer İçtihat kapısını kapatmamış, akıl Ve yorum yolunu kesmemiş ve bilime karşı savaş açmamış olsaydı, hiçbir emperyalist hegemonya bu kadar uzun hüküm süremezdi.  Bu sefaletin nedeni olarak “dinden uzaklaşma” ya da “İslamdan sapma” gibi temelsiz bir gerekçe gösterilerek, daha çok dine sarılma yolu gösterilmemiş oysaydı bu sefalet 21. Yüzyıla kadar ulaşmazdı.

* Yanardağ kitabının son bölümünde konularında uzman olan geneli akademisyen olan hocalarla soru cevap görüşmeler yapıp onuda kitabına almış. Gerek sorular gerekse cevaplar çok güzel. 

*  22 Eylül 2024 Eskişehir


14 Eylül 2024 Cumartesi

Çantalı

 ÇANTALI

Orhan Aydın 

Luna Hayınları

Birinci Baskı Ekim 2023

148 sayfa

Şehrimizin yazarlarından, Orhan Aydın yaşamımda özel bir yere sahip, iş hayatımın  mimarı, beni Eti Gıda’ya işe alan kişi. 

Çantalı beşinci kitabı olmalı daha önce bir kitabını okudum. Çantalı’ya gelince; Annesi Elif Hanımı yazmış. Kitabını dört bölüm olarak kaleme almış. Okuması kolay Ve güzel kitabı üç okumada bitirdim. 

1916 yılı doğumlu olan Elif “ yazar bu yıllarda annesinden Elif diye söz ediyor’” zorlu birinci dünya savaşı yıllarında Ve sonrasında çektiği zorluklar Ve Elif’in kimliksiz 21 yaşına kadar gelmesi. 

Annesinin küçüklük arkadaşı Ve komşusu Sarkis Usta etrafında gelişen olay demiyelim de bilgilendirme  olarak okuyucuya sunulmuş bir kitap.

 Kitabın son bölümlerinde İstanbul’un güzel semtleri hakkın da bilgiler vermiş. Bunlar annesinin yaşadığı Üsküdar, Kısıklı, Kumkapı gibi semtlerde. Kitabın finalinde Annesi Elif ve Sarkis Usta’nın karşılaşması çok güzel final olmuş.

İyi okumalar dileğiyle.

ESKİŞEHİR

13 Eylül 2024


5 Eylül 2024 Perşembe

Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı

Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı

1923-2023

İlber Ortaylı - İsmail Küçükkaya

Kronik Kitap yayınevi 35.Baskı

300 Sayfa

Söyleşi kitabı, İsmail çok güzel sorular sormuş ve İlber Hoca’da kendine özgü çok güzel cevaplar vermiş.


Kitap önsöz Ve sunuş bölümlerinden sonra 7 bölüme ayrımın ve her bölüm önemli bir devreyi  veya kişiyi işliyor ben size ikinci bölüm olan Mustafa Kemal Atatürk  bölümünden Saltanatan Cumhuriyete Giden Yol başlığı altındaki soru ve cevabı aktarcağım. 

İK: Atatürk’ün yaptığı en büyük devrim Cumhuriyet, tarihimiz boyunca ülkemizede ilk defa Türkiye diyoruz.

İO; Biz rejimimizi değiştiriyoruz, bundan büyük devrim olmaz. Saltanattan Cumhuriyete geçiyoruz. Bu devrimlerle Meclis gelmiyor. Parlemento zaten var. İşin garip tarafı , ikinci meşrûtiyet döneminde Saray’ın ve saltanatın İngiliz Saray’ından bile daha pasif hale geldiği vakıadır. Ama maalesef iktidarın gene küçük bir diktatör komitenin, yani İttihatçıların eline geçtiği bir dönemdir. 1923’de gelen yenilik Meclis değil biz rejim değiştirmişiz. Saltanat bitmiş, Cumhuriyet gelmiştir. Bu büyük bir devrimdir. Devlet ortadan kalkmıyor; bir devamlılık içersinde ve sadece devletin rejimi değişiyor. Burada enteresan bir durum var, devletin adı hanedanın ismini taşıyordu, eski islam usulü. Orada yine çağa uygunluk var. 19.asır milliyetler çağıdır. Cumhuriyetler çağıdır. Monarşilerde  bile ulusal kimlik kullanıldığı İçin biz bu sefer Osmanlılar yerine TÜRKLER dedik. Osmanlılar’ derken imparatorluğun kozmopolit yapısının rolü  vardı. Hanedanla uyuşma endişesi  ardı. Cumhuriyet bunu halletti. Cumhuriyet’ten evvel bunu ilk defa Ankara halletti. Bize başkalarının söylediği , bizim hep tanıdığımız unvanı bu kez kendimiz kabul ettik: TÜRKLER. Başkaları Türkiye diyordu; ilk defa biz kendimize TÜRKİYE dedik. Kullanılan kimliği resmileştiriyorsun . Memleketin adı TÜRKİYE oluyor. 

Kitabın ilk yayınlandığı yıl 2012, elimdeki baskı 35. Baskı Ve Ekim 2023 tarihli.

Sorular Ve cevaplar güncelliğini hiç kaybetmemiş konular, okunası bir kitap.

İyi okumalar dileğiyle

4 Eylül 2024

ESKİŞEHİR

18 Ağustos 2024 Pazar

Atatürk ve Sümerliler

Muazzez İlmiye ÇIĞ

Atatürk Ve Sumerliler

Kaynak Yayınları

12 Baskı. Aralık 2023

139 Sayfa

Öncelikle bu kitabı bana hediye eden Dikili’den komşum, ailemizin değerli d9stu, Kıymetli yeğenim Emir’in babasın Turgut SONUŞEN’e teşekkür ederim.

1914 doğumlu, birinci dünya savaşı’nın yokluklarını , kurtuluş savaşı’nın acı günlerini, Cumhuriyet’in getirdiği ve bir daha tadamadığı o mutlu günleri yaşayan Muazzez İlmiye Çığ emekliliğinden sonra yazmış olduğu kitaplarından biri. Kitabı 24 makaleden oluşuyor. Ge4ek direk geçerse dolaylı Atatürk’ü ilgilendiren konuları işlemiş.

Sumerliler yanında Atamızın vesile olduğu Hitler zulmünden kaçan Yahudi bilim ve önemli 1200 insanı Türkiye’ye getirtmiş, bunlarla ilgili çok güzel konular bu kitapta işlenmiş.

Bu kişilerden biri olan İktisat profesörü Fritz Neumark kitabında şöyle yazmış.

“ Doğduğumuz ülkede çoğumuz İçin yaşam tehlikesi varken, bütün meslektaşlarıma Ve göçmenlere yalnız geçim sağlamakla kalmamış aynı zamanda en iyi çalışma olanakları Vermiş olan, başlangıçta bize tamamiyle yabancı olan, fakat Gittikçe ikinci vatanımız olarak kabul ettiğimiz bu ülkenin devletine, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı bende olan duygu, derin bir minnet ve şükran duygusudur.”

Bu gibi onlarca konuyu birinci ağızdan oku ak istiyorsanız işte güzel. İran kitap.

İyi okumalar dileğiyle.

18 Ağustos 2024

Dikili/ İzmir


13 Ağustos 2024 Salı

Sosyalist Mücadelede Kadınlar


 Sosyalist Mücadelede Kadınlar


Aleksandra Kollontay’dan Seçme Yazılar


 Çeviren; Kominist Kadınlar


Yazılama Yayınevi Hizmetleri Ltd. Şti


İkinci baskı Ağustos 2023


Yüzkırkbir sayfa


Kollontay’ın doğumunun yüzelli nci yılını kutlayarak yazımıza başlayalım. 


Aleksandra Mihaylovna Kollontay, Bolşevik hareketinin önde gelen kadın ismi; 1900 lerin başından itibaren siyasi mücadelenin içinde olan, ikinci enternasyonel kongrelerine ve sosyalist kadın konferanslarına delege olarak katılan bir kominist. Uluslararası Kadın Sekreteryası üyesi, 1917’de  Bolşevik Partisi  Merkez Komitesi üyesi ve Büyük Ekim Devriminden sonra Sovyet Hükümeti halk komiseri, daha sonra bir Sovyet  diplomatı.


Dünyayı sarsan yılların tanığı olmakla kalmayıp bu sarsıntının öznesi olan bir devrimci KOLLONTAY


Ekim Devrimi öncesinde kadınların işçi mücadelesine  asıl dahil oldukları Ve bu mücadeleye nasıl yön verdikleri, hangi sorunları yaşadıkları ; Devrim sonrasında ise toplumsal dönüşümün nasıl Ve ne kadar gerçekleştirildiği, kadınların kurtuluşu İçin sosyalist toplumun hangi adımları attığı ve kadınların eşit ve özgür yurttaş olma yolunda neleri başardıkları hakkında yazılardan bir demet sunan Kominist Kadınlara teşekkürlerimi sunarım.


İyi okumalar


12 Ağustos 2024 


Dikili/ İzmir

8 Ağustos 2024 Perşembe

Keşke

 KEŞKE

Sema Soykan 

Bir Köy Enstitüsü Romanı

“Keşke, Özlem ya da pişmanlık ifadesi, hatalarını görenlerin ortak kelimesi, yanlış kararlarınızın çektirdiği sancı Ve kalbi kanatan isyandır.”

Yirmi ikinci  Baskı Alfa basım, dağıtım 

Birinci Baskı Şubat 2021

21-22 Baskı Şubat 2023

500 sayfa

Bozkırı yeşertmek ne kadar sürer.  Bİr mevsim mi? Gençlik , Eğitim, Aydınlanma, özgürlük ne kadar sürer.. on yıl mı?  Pişmanlık ne kadar sürer..çeyrek asır mı ? Aşk ne kadar sürer... bir ömür mü?

Soykan’ın öğretici kalemi  ve akıcı üslubuyla KEŞKE bir köy enstitüsü romanı. Yaşanmış olaylardan esinlenerek titiz bir araştırmayla yazılmış güzel eser. Sabiha “ Nedret”, Fikret yaşam öyküleri üzerinden Köy enstitülerinin açılışından kapanışına işleyiş ve üretimin nasıl olduğuna kadar geçen sürecin yanında 1940 ile 1980 yılları arasında yaşanan siyasi süreci çok güzel anlatmış.

İlerde KEŞKE dememek için sahip olduklarımızın değerini bilmeliyiz. Ve seçimlerimizin ne kadar önemli olduğunu da.

Unutmayalı ki her seçim bir vazgeçiştir.

Ve yine unutmayalım ki, KEŞKE’nin dini, mezhebi, siyasi görüşü olmaz.

KEŞKE, Özlem ya da pişmanlık ifadesidir, acı çekenlerin hatalarını görenlerin ortak kelimisidir. 

KEŞKE, yanlış kararlarınızın çektirdiği sancıdır, kalbi kanatan isyandır.

KEŞKE, elden gidenlere, yitirdiklerimizi yaktığımız anıttır.

KEŞKE, dizlerimizi dövdüğümüzde geride kalan acıdır.

Ama daha acısı da dilimize bir defa yerleşmeye başlarsa peşine bahaneler takılacak kadar da umarsızdır....

İşte. U yüzden günahıyla sevabıyla tarihimizi kabul edip geçmiş hatlarımız+an ders çıkarma zamanı. İşte bu yüzden CUMHURİYET diyor, Babasını kızı - Cumhuriyet kadını Sema SOYKAN

İyi okumalar dileğiyle 

8 Ağustos 2024 Dikili/ İzmir


27 Temmuz 2024 Cumartesi

Yağmur Çiseliyor

 Yağmur Çiseliyor

Osman Balcıgil

Destek Yayınları

Birinci Baskı  Mayıs 2024

400 sayfa


Balcıgil’in son kitabı, tüm kitaplarını okuduğum Balcıgilin eserini bitirince “ İşte en güzel kitabı” diyorum lâkin yenilerini okuyunca “ işte bu” demekten kendimi alamıyorum.  4 Temmuz 1980 yer Çorum, Ceren- Metin, CIA Ajanları, MHP ve Alevi toplumu ve ilerici zümre. Tarihe yüzde yüz sadık kalarak nefes nefese bir casusluk, macera Ve aşk romanı.  Balcıgil’in tüm kitapları gibi şahane, okunası bir kitap. 

İyi okumalar.

26 Temmuz 2024

İzmir/ Dikili

22 Temmuz 2024 Pazartesi

Beyin Sizsiniz 5.0

 Beyin Sizsiniz 5.0

Metaverse

Holistik Çağ

İsmail Hakkı Aydın

Girdap Kitap

Birinci  Baskı Ocak 2022

318 sayfa

İsmail Hakkı Aydın Hoca’nın  Beyin Sizsiniz serisinin beşincisi kitabı. Diğerlerinde olduğu gibi okunası bir kitap. Kitabın sonun da yazmış olduğu küçük bir parağrafı başa alarak sizlere aktaracağım.

“ Ölümün de bir hak edişi vardır.

Ne mutlu hak edene...

Ölmek istemiyorsak hayata ömür değil, ömre hayat katmak gerekir.

Aydın Hocam kitabını altı bölüm olarak kaleme almış Ve bölümleri makalelere bölerek tamamlamış. Ben sizlere kitabın beşinci bölümünün ikinci makalesinden alıntı yapacağım.  Makalenin başlığı “ Metaverse Şu Anda Taş Devrini  Yaşıyor”

Ne demiştik: Metaverse herkesin her yerde, her zaman her istediğini , herkesle hiç bir kırmızı çizgi olmadan süresiz tekrarlayabileceği şekilde yapabilmesidir. Siz Safiye Ayla’dan müzik mi dinlemek istiyorsunuz, Hipokrat’tan tıp dersi mi almak istiyorsunuz, hepsini yapabileceksiniz. Hipokrat gelecek ve avatarımla ondan alacağım dersi dinleyeceğim. ....

İyi okumalar dileğiyle.

21 Temmuz 2024

Dikili/ İzmir


10 Temmuz 2024 Çarşamba

Cumhuriyet’in Doğuşu

 İlber Ortaylı

Cumhuriyet’in Doğuşu

Kurtuluş Ve  Kuruluş Yılları

Kronik Kitap

İkinci Basım czzKasım 2023

300 sayfa

İlber Hoca’nın eline ve gönlüne sağlık üçyüz sayfada Cumhuriyetimizin öncesini çok iyi anlatmış Ve duymadığım birçok konuyu ilk defa duydum. Kitap önsöz. E giriş kısımlarından sonra tabin 38 konu başlığı ile kitabını tamamlamış. Ben sizlere yeni duyduğum Ve kitabın 16. bölümümde her alan mübadele koşunda olan kısımı yazacağım.

“ Maalesef mübadeleye bilhassa Karamanlı Rumlar denilen Hıristiyan Türklerin tabi tutulması, gelecekteki Türkiye için bir noksanlık yaratacaktır. Hiç Yunanca bilmeyen, okudukları İncil  dahi Arhon Öklid denen saf Oğuz Türkçesi kullanan bu kavmin Anadoludan nakil mecburiyetinde kalması ( mübadele) üretim hayatımızda Ve laik bir dTürk Vatanının doğuşunda Ve gelişmesinde sorun yaratmıştır. İlber Hoca’nın kitabında olmamasına rağmen ben mübadeleye tabi tutularak Yunanistan’a


gidenlerin bir sözünü yazayım. “ Bir türlü Türkiye’de Türk , burada da Yunan olamadık” 

Tarihi  bilhassa Türk gençliğine sevdiren İlber Ortaylı Hoca’dan Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında,unutulmaz bir armağan. 

Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında  bizlere bütün o yüzyılı anlatmak yerine yüz yıl öncesinin ve başlangıçlarının şartlarını anlattığı bu eser okumaya değer ve her Türk ferdinin okuması şart olan bir eser.

İyi okumalar dileğiyle.

10 Temmuz 2024

Dikili/ İzmir

29 Haziran 2024 Cumartesi

Kayıp Toprak

 Kayıp Toprak

Murat Işık

%100 Koyu n Kitap yayın Evi

Birinci Baskı Ekim 2014

360 sayfa

İlk defe bir Türk yazarın kitabının çevirisini okudum. Murat Işık Hollanda da yaşayan bir gurbetçi ve kitabını Hollanda dilinde basılıp dağıtılmış. Kitabın son sözünde Işık şunları söylüyor.

“Ben iki buçuk yaşındayken doğduğum kent İzmir’den ailemle birlikte Almanya’ya göç etmişiz.Hamburg’da üç sene kaldıktan  sonra 1983 yılında, ileride sıcak yuvamızı bulacağımız Hollanda’ya giderek  Amsterdam’a yerleştik. 

2012 yılında yayınlanan bu ilk romanım doğduğum ülkede, üstelik bir bölümü de ailemin köklerinin bulunduğu bölgede geçiyor......”

Kitaba gelirsek kitabı anlatan MİRAN daha sonra köye gelen öğretmen Miran’ın adını Mehmet yapıyor. Olaylar  artı ilçesinin iki köyünde geçmekte ve Zaza olan bu ailenin trajik yaşantısı, 1966 yılı  Varto depremi anlatılıyor. Kitaptaki olayların çoğu kendi deyimi ile Işık’ın ailesinin gerçek yaşantısı. 

Kayıp Toprak, kimi kaderin savurduğu, kimi de kendi aldıkları kararların darmadağın ettiği Uslu ailesinin destansı hikayesi. Baba-oğul ilişkisi dostluk, hayatta kalma mücadelesi kayıplar Ve umutla   beslenmiş sürükleyicisi bir roman. 

İyi okumalar dileğiyle. 

29 Haziran 2024

DİKİLİ


22 Haziran 2024 Cumartesi

Hayata Dair Birkaç Satır

 Hayata Dair Birkaç Satır

Fikret Aydemir

İnkılap Yaınevi

Yirmibirinci  baskı 2018

415 sayfa

Belçika’da yaşayan, gazete ilik mesleğini orada sürdüren, Sabah Gazetesinin Belçika  Sorumlusu olarak çalışan başarılı bir gazeteci olan Fikret Aydemir’in makalelerinin bir bölümünü bir araya getirdiği çok güzel, okunası bir kitap. 

Kitap iki bölümden meydana getirilip ilkbölüm “ Hayattan”  ikinci bölüm ise 

“Ülkeden”  derken yaşadığı Belçika’nın başkenti Brüksel ve tabi ki AB 

Aydemir kitabına aldığı makalelerin tarihleri ikibinli yılların başı ile 2018 yılı arası. Ben sizlere AB ile ilgili yazmış olduğu Ocak 2014 tarihini taşıyan Ve Fransız  Öpücüğü  adını taşıyan makalenin son paragrafını aktarayım,

“ Avrupa, Asya Ve Amerika kıtalarında 1938 yılından beri faaliyet gösteren  New Ifop poll’un yayınlana son kamu oyu yoklamasına göre  Türkiye AB üyesi olarak istenmeyen ülke  sonucu çıktı.  Avrupa Birliği ülkelerin halklarının Ocak 2014 itibarıyla Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkanların oranları çok çarpıcı Fransızlar yüzde 83, Almanlar yüzde 72,  Belçikalılar 

Yüzde 68, İngilizlerin yüzde 66 , İspanyollar yüzde 44  oralarında Türkiye’nin AB ye üyeliğine karşı çıkıyorlar.” Kitapta yer alan 174 makale halen güncelliğini koruyor. İyi okumalar. 

21 Haziran 2024

Dikili / İzmir


28 Mayıs 2024 Salı

Gökyüzü Kokladım Ben

Gökyüzü Kokladım Ben

Ayşe Sezgin

Ritim sanat  Yayınları

Üçüncü Basım

280 sayfa 

2024 Yılı Eskişehir Kitap Fuarın da yerel yazarlar arasında bulunan Ayşe Hanımla kısa bir sohbetten sonra kendi tavsiyesi neticesi sahiplendiğim kitap.   Bir Anadolu ailesinin kızı olan Bahar ü’ın çevresinde geçen ve okuması kolay ve akıcı kitap. Bahar Okulu Ankara’da okur Ve memleketinde çalaştığı avukat  aracılığı ile Ankara’da iş bulur, okulunu  bitirip   Manisa’ya atanır. Manisa’da ilginç olaylar Ve sürpriz olaylar gelişir. 

Gökyüzü Kokladım Ben aşkı ayrılıkları, gurbeti , hasreti ve de yakın geçmişimizde yaşanan ihanetleri anlatan satırlar bazen yüreğimizi titretecek  bazen şaşkınlık içinde kalacağız. 

İyi okumalar.

27 Mayıs 2024

ESKİŞEHİR


22 Mayıs 2024 Çarşamba

İslamo-Faşizm

 İSLAMO-FAŞİZM

 Merdan Yanardağ

Kırmızı Kedi Yayınevi

Birinci Baskı Mayıs 2023

169 sayfa 

 Merdan Yanardağ tarihe not düşmesi açısından Türkiye’nin 2022 den 2024 ‘e kadar geçen zamanda AKP ve. MHP. nin ülkemiz üzerinde çevirdiği dolapları Ve işbirlikçileri  yazmış. Suni ve giriş bölümünü saymazsak kitap sekiz bölümden oluşmakta Ve okuması kolay, ilginç ve akıcı. Ben buraya kitapsa ilginç bulduğum bir paragrafı alacağım. Umarım  seçimim sizlerinde hoşuna  gider.

“İslamcılık üzerinden iktidara tırmanan muhafazakâr- dinci sermaye kesimleri bu konumlarını, dahası vahşi kapitalist sömürü düzenini korumak için kaçınılmaz olarak totaliter bir rejim kurmaya yönelir. İslamcılık ya da dincilik, kendilerine bu konuda yeterince hatta haddinden fazla ideolojik, siyasal Ve kültürel olarak sunar.itiraz edilemez, eleştirilmez, sorgulanamaz bir kutsal din anlayışına ü, ideolojik çizgiye ve mutlak itaate dayalı bir hareket olarak İslamcılık kolayca totaliter bir rejime savrulabilir. İslam adına kutsal bir diktatörlük kurmak, geniş bir toplumsal Rıza’ya dayalı olarak gerçekleştirilebilir. 

Bu rejimin diğer totaliter yönetimlerden ve diktatörlüklerden en önemli farkı işte sahip olduğu bu toplumsal taban ya da destektir.  Başka bir mutlak otoriteye sahip lider/emir/Halife ( ümmetin lideri ya da Reis-i) ideoloji (İslamcılık)ç örgüt 

(Part) ve hareket ( toplumsal taban)  vardır. Klasik faşist hareketlere çok benzeyen bu üçleme ya da dörtleme islamcı iktidarların Ve rejimlerin temel dayanaklarını ya da ayaklarını oluşturur. İktidar süresin de hızlı bir servet transferi gerçekleştirilir.

İktidar ve servete ulaşan islamcı siyaset sınıfı Ve sermayenin muhafazakâr fraksiyonu, klasik sermaye kesimlerini de kendilerine boyun eğmeye zorlar. Bunun İçin siyasal zor aygıtlarını kullanır. Lâkin ve demokratik kurumlarını imha eder. Çünkü bu kurumların varlıklarını koruması halinde iktidar sürekliliğini sağlaması imkansızdır. Bu siyasal Ve ideolojik tablo İslamcı faşizm ya da İSLAMO- FAŞİZM olarak tanımlanabilir.  İyi okumalar.

22 Mayıs 2024

ESKİŞEHİR 




.


15 Mayıs 2024 Çarşamba

İlyas Salman

 İlyas Salman

Sinema Anıları

Yayına Hazırlayan: Ozan Peköz

İleri Yayınları 5. Baskı Ağustos 2022

215 sayfa 

İlyas Salman ile onun en önemli 14 filmi üzerine günler süren yüz yüze görüşmeler neticesin de meydana gelen kitap. Ben bura da bu filmlerin İsim ve    Çekildikleri tarihler ile satırlarımı tamamlayacağım. 

Kitapta p bir söz pek hoşuma gitti. Salman’ın mı yoksa başka birinin mi sözü ben buraya alacağım.

“ hiçbir 

 şey saklanan düşünce kadar pis kokmaz. Mezara götürülen bilginin kimseye faydası yoktur.

1. Hababam sınıfını Dokuz Doğuruyor 1978

2. Erkek Güzeli Sefil Bilo  1979

3. Banker Bilo 1980

4. Talihli Amele 1980

5. Hababam Sınıfını Güle Güle 1981

6. Çiçek Abbas 1982

7. Çirkinler de Sever 1982

8. Dolap  Beygiri 1982

9. Şekerpare. 1983

10. Ya ya ya Şa Şa Şa 1985

11. Sarı  Mercedes 1993

12. Zavallı 1990

13. Lâl Gece 2012

14. Mısır Adası 2015    iyi okumalar. 13 Mayıs 2024 Eskişehir.


13 Mayıs 2024 Pazartesi

Leylâ Erbil

 Leylâ Erbil

Zihin Kuşları

Modern Türk 

Edebiyatın Klasikleri

Türkiye İş  Bankası kültür Yayınları 

Birinci basım Ocak 2024

179 sayfa

 Erbil 1996-1997 yılları arasında dergi ve gazetelerde yayınlanan makalelerinin 15 tanesini kitabına almış, kitabın sonun da ise Yılmaz varol ile bir söyleşi yapmış.  Varol ile yaptığı söyleşi de  Varol’un bir sorusu üzerine verdiği uzun cevaptan ben buraya bir parağraf alacağım.

“ Elbette bununla genç Cumhuriyet’in karşısında gördüğü muhalefeti nasıl  astırdığını görmezlikten gelmiyorum. 1925’teki Takrir-i Sukûn Kanunu sadece isyanları değil solu da temizliyor. Daha da öncesi var: Yükselen işçi hareketlerini ve yayılan sol hareketi denetime alabilmek amaçlıyla kurulan resmi Kominst Fıkrası , Mustafa Suphi ve 15 arkadaşının öldürülmesi , ‘ Türkiye Halk İştirakuyunParti’ sinin kapatılması 1922’de 300 kominst ve sendika yöneticisinin tutuklanması, Milletler Arası İşçi Birliğinin kapatılması, Şefik Hüsnü’nün, Nâzım Hikmet’in, Sadrettin  Celal’in giderek yüzlerce, binlerce, onbinlerce insanımızın  başına gelenler. 

Ama  geçmişe, tarihe  nasıl bakmamız gerektiğini konuşmamız gerekebilir. Bir bağımsızlık  mücadelesini bir devrimi gerçekleştirmenin bir bedeli elbette vardır.”

İyi okumalar

11 Mayıs 2024

ESKİŞEHİR


5 Mayıs 2024 Pazar

Kızıl Bayram

 Kızıl Bayram

Yüksel Akkaya

Sayfa 6 Yayınları 18. Basım 2015

420 sayfa 

Yüksel Akkaya ile   başlayalım;  1943 doğumlu olan Akkaya oyuncu olan çocuklarının teşviki ile bu kitabı kaleme almış. Kendi de Üsküdar ’lı olan yazar 1850 ile yıllarda İstanbul Üsküdar’ da geçen ve Tulumbacılar çevresin de geçen olay Ve olayları akıcı bir üslupla kaleme almış. 

1850 yıllarda Osmanlı Kırım Harbin’den çıkmış, yüzünü batıya çevirip ilk gazete, ilk banka Ve Yeniçeri Ocağı’nın dağıtılması bu döneme rastlar. Yağmacılardan mahalleliyi korumak İçin mahalle tulumbacılarına maddi ve manevi destek olan Hasan Aziz Bey köşklerinde çıkan bir yangınla karı koca ikisi de ölür.  Kırım Harbinden dönen oğul Ali Sait tulumbacı sandığını  tekrar  canlandırır Ve olaylar Ali Sait etrafında Ve esas amacı daha vardır; Ailesinin katlinde neden olan yangının gizemini çözmek. 

Saray’a kadar uzanan entrika zincirinde Ali Sait ve arkadaşlarını pek çok süpriz beklemektedir. İyi okumalar

5 Mayıs 2024

ESKİŞEHİR


28 Nisan 2024 Pazar

Dublinliler

 Dublinliler

James Joyce

Modern Klasikler Dizisi

İngilizce aslından çeviren 

Celal Üster

Türkiye İş  Bankası

Kültür Yayınları

Birinci basım Kasım 2023

210 sayfa

Joyce’nin on beş hikayesinden meydana gelen kitabı 1904 - 1907 yılları arasında, başka bir deyişle yirminci yüzyılın başlarında kaleme alınmış olan öyküleri hem İrlanda ve Dublin’e hem de döneme özgü pek çok deyim ve gönderme içeriyor. 

Öyküler İngiliz egemenliğine karşı İrlanda milliyetçiliğinin doruğuna çıktığı bir dönemde geçiyor. Dublin kentinin sokakları  , caddeleri ,  mahalleleri, binaları açıklamaya muhtaç özellikler taşıyor. Bu özellikleri anlatan iki yüze yakın notu metinlerin akışını bozmamak İçin kitabın sonuna almış. Bu da İngilizce Aslından çeviren Celal Üster’in kitaba katkısı. 

İyi okumalar

27 Nisan 2024

ESKİŞEHİR


17 Nisan 2024 Çarşamba

Köy Enstitüleri Dünyasından Hasan-Âlî Yücel’e Mektuplar

 


Köy Enstitüleri Dünyasından Hasan-Âlî Yücel’e Mektuplar

Hazırlayan: Canan Yücel Eronat

İş Bankası Yayınları

Beşinci Baskı  mart 2024   135 sayfa 

17  Nisan Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümüne uygun bir kitap  oldu Ve memnun oldum. Kitap üç bölümden oluşuyor, 42 adet Yücel’e yazılan mektuplar, ikinci bölüm İsmail Hakkı Tonguç’un yazdığı 4 mektup Ve son üçüncü bölüm Ekler, mektup sahiplerinin tanıtımı ve sonunda  Enstitülerden fotoğraflar. Ben sizlere mektupların içinden Soy ismine ve duyduğum saygıdan ötürü Talip APAYDIN’ın mektubunu alacağım.

29-1-1957

Sayın Büyüğüm

 Bir husus İçin sizi rahatsız etmeye karar verdim. Üstüne iki yıl çalışarak bir roman yazdım. Köy öğretmenlerinin romanı. Köyde öğretim ne sularda. Köylünün öğretmenleri en samimi gayretlerine rağmen ne yapıyor, neleri yapamıyorlar? İşlerini zorlaştıran sebepler nelerdir? Memleket aydınlarının köy kalkınması karşısındaki tavırları nasıldır?

Bütün bunları anlattım. Sanıyorum ki ilgi uyandıracak, orijinal şeyler buldum ve yazdım. Bu konunun acı taraflarını ortaya serdim.sizin elinize lütfen verilse, Cumhuriyet’te tefrika edilir mi bilmem. Bu hususta üç yıl kadar önce Nadir Nadi  bey’e düşünce ve tasarılarımı yazmıştım. Değerli vaktinizi almamak İçin okumanızı rica etmeyeceğim ama neşriyat müdürlerine veya ilgililere bir okutsanız.

Bir küçük ilginizi rica eder, en derin hürmetlerimi sunarım efendim.

Talip Apaydın

Ortaokul Turhal

İmza

17 Nisan 2024

Köy Enstitülerinin 84. Kuruluş yılı.

İyi okumalar ESKİŞEHİR

14 Nisan 2024 Pazar

Paris’te Bir Osmanlı Sefiri

 


Paris’te Bir Osmanlı Sefiri

Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin 

Fransa Seyahatnamesi

Hazırlayan: Şevket Rado

İş Bankası Yayınları

Onyedinci basım,  Şubat 2024, 116 sayfa 

Yirmisekiz lakabıyla şöhret kazanan Mehmet Çelebi, 1720 yılında devrin padişahı III. Ahmet tarafından Fransa’ya elçi olarak gönderilir. Kalabalık bir mahiyeti ve çocuk yaştaki oğlu Said’ide alarak Fransa’ya yaptığı bu seyahat Ve Frans’ya yaptığı seyahatını anlatan sefaretnamesi 18. Yüzyılın başında Türk edebiyatını süsleyen, güzel olduğu kadar öğretici bir eserdir. 18. Yüzyılın kendine özgü Ve duru dilinden Şevket Rado’nun yayına hazırladığı bu eser Lale Devri’nin kültür Ve düşünce dünyasına ilk elden tanık olmamızı sağlıyor.

Çelebi bu eserinde yolculuğu Ve Fransa’da geçen günlerini çok güzel anlatmış. Ben Paris Şehriyle ilgili  bölümü alacağım.

Paris Şehri

“ Paris şehrinin sokakları gayet geniştir. Yan yana beş atlı araba gitmek mümkün ilken, bazı mahalleri de halkın kalabalığından üç atlı güçlükle geçerdik. Güya şehirde olan cümle halk alay seyrine gelmişlerdi ve haneleri dörder beşer kat olup pencereleri sokağa bakar. Her pencere sığışabileceğinden fazla  kadın. E erkek ile dolmuş idi. 

Bu tertip ile hazır edilen haneye inülüp selama duran asker dahi tertibinde hanemizin önünden geçip tamam oldukta  Merşal dahi veda idüp hanesine gitti.

Yine kadın Ve erkek, kimi ziyaret kimi seyretmek, maksadıyla kalabalık halinde gelip, hususa yemek yediğimizi görmek pek isterler idi. Filan kimsenin kızı, filanın karısıdır; yemek yedüğünüze bakmağa izninizi rica eder, deyi haberler gelip kimini def edmeyüp naçar ruhsat verirdik.

Perhizleri vaktine rastladığı İçin kendileri yemek yemeyip sofranın etrafını çevirüp seyrederlerdi. Hatırları İçin sabrederdik. Anlar ise yemek seyretmeyi âdet edinmişler.  Faraza kralın yemek Yediğini seyretmek isteyen izin alır. Adetleri böyle imiş. Daha garip olanı bu ki kral ya5ağında nasıl Yatar ve nasıl kalkar, nasıl giyinir, seyrü temâşâ  ederler imiş. Bu yüzden  bize dahi bu türlü tekliflerde bulunarak ağırlık  erirlerdi.”

13 Nisan 2024.    İyi okumalar.

İlk torunum Asil Armağan Apaydın bu gün üçüncü Doğum  günü.

ESKİŞEHİR

12 Nisan 2024 Cuma

Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları

 Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları

1922 - 1923

Semyon İvanoviç Aralov

Çeviren: Hasan Âli Ediz

İş Bankası Yayınları

Onbirinci Baskı : Ağustos 2023

280 sayfa

Sovyetler  Birliği bundan böyle genç nesiller için tarihin derinliklerine gömülmüş bir ülke. Aralov, genç Türk devletine “ henüz o dönem cumhuriyet yok” atanan ilk Sovyet diplomatı. Atatürk ile yakın ilişki içersinde öyleki Atatürk’le savaş. Cephesini beraber gezecek kadar iyi ilişkiler içersinde.

Kitap bir dönem kitabı  ve ilk kez duyduğum ilginç bilgiler içermekte, onun İçin tarihe meraklı kişilere kesinlikle öneririm. Aralov Türkiye’ye yola çıkmadan Lenin ile görüşür Ve bu görüşmeyi iki sayfa halinde kaleme alır. Lenin çok güzel Türkiye ile ilgili  bilgiler verir ve isteklerde bulunur. Ben sizlere bu görüşmeden bir paragrafı yazıma alıyorum.

“Lenin yerinden kalktı, masanın arkasından çıktı, Çiçerin’le dostça selamlaştı, hal hatır sordu. Sorgu dolu gözlerle bana baktı, elimi sıktı, cesaretlendirici sıcak bir bakışla Ve sempati okunan bir gülümseyişle, “ Demek böyle , azizim, savaşı bitirdiniz diplomat oldunuz, âlâ! Kılıcı şaban haline getirdiniz! İyi ve gerekli bir iş. Lütfen oturun 12. Ordu’yu hatırlıyorum. Ordunuz fena dövüşmedi. Şimdi size büyük bir iş  veriyorum. Türkiye’de yararlı çalışacağınızı umuyorum. Türkler ulusal kurtuluşları İçin savaşıyorlar. Bunun İçin Merkez Komite, askerlik işlerini bilen birisi olarak sizi oraya gönderiyor. Emperyalistler Türkiye’yi soyup soğana çevirdiler. Hâlâ da soyuyorlar. Köylüler ve işçiler  buna katlanamdılar ve  baş kaldırdılar. Sabır bardağı taştı. Gerek Doğu halkları gerek biz emperyalist kurtlara karşı savaşıyoruz. Sovyet Rusya emperyalistlerin işini  bitirdi. Onları bozguna uğratıp memleketten kovdu. Onların dişlerini söktü. Keskin tırnaklarını vücutlarımıza geçirmelerine izin vermedik. 

Mustafa Kemal Paşa tabi ki sosyalist değil, ama görülüyor ki iyi bir  örgütçü, yetenekli bir komutan, burjuva-ulusal devrimini yürütüyor. ........Ona yardım etmek , yani Türk halkına yardım etmek gerekiyor. 

Türk Hükümetine, Türk halkına saygı gösteriniz . Büyüklük taslamayınız. İşte sizin işiniz Burdur” 

Diyor Vladimir İlyiç Lenin ve bu usta diplomat iki yıl kaldığı Türkiye’de Lenin’in sözüne sadık kalıyor. 

12/04/2024 

Eskişehir


28 Mart 2024 Perşembe

Kur’an-ı Kerim Meali

 Kur’an-ı Kerim Meali

Diyanet İşleri Başkanlığı

Onuncu Baskı Anakara 2006

650 sayfa

Kur’an-ı Kerim’in eşsizliğini ortaya koyan , bildiğimiz, bilmediğimiz pek çok özelliği bulunmaktadır. Nazil olurken, gelecekte vuku bulacağını açıkladığı bazı olayların, haber verdiği şekilde gerçekleşmesinin tarihten sabit olması; insanlığın hakkında hiç bilgi sahibi olmadığı bazı hususlarda bilgiler vermesi, insanın yaratılış ve bir takım kainat olaylarının meydana gelişi gibi bazı ilmi gerçeklere ilişkin işaret ve ifadelerin ilmen doğrulanması, onun Allah’ın sözü olduğunu Ve eşsizliğini ortaya koymaktadır.

Geçen yılki Ramazan okumadaki yazdığım Kuran’da ne  ar, ne yok kısmına bu sene de devam etmek istiyorum. Öncelikle  BUNLAR KURAN’DA VE DİN’DE YOK

İle başlayalım,

Hanefilik diye bir mezhep yok

Şafilik diye bir mezhep yok

Hanbelilik diye bir mezhep yok

Malikilik diye bir mezhep yok

Caferilik diye bir mezhep yok

Maturudiye, Eşariye veya itikadi herhangi bir mezhebin taklitciliği, eleştirilmezsiniz yok.

Kuran’ın ezeli olduğu iddası yok

Mezhep değiştirenlere sopa veya herhangi bir ceza öngörmek yok

Aklı inkar etmek, bilim düşmanlığı, sanat düşmanlığı yok

Buhari diye bir hadis kitabına, Müslim diye bir hadis kitabına, Kütübü Sitte veya başka hadis kitaplarına Kuran gibi uymak yok

Şiilikteki gibi taklit mercilerin varlığını savunmak yok

BUNLAR KURAN’DA VE DİN’DE VAR

Allah’ın kitabı Kuran’da dinle ilgili her şeyin açıklandığı

Kuran’ın din adına rehberimiz ve gerekli hususların hatırlatılırsın olduğu 

Kuran’ı Allah’ın koruduğu

Kuran’ın çelişkisiz bir kitap olduğu

Kuran’ın eksiksiz olduğu

Kuran’ın rahmet oluşu

Kuran’ın doğru yola iletmesi

Kuran’ın müjde olduğu

Kuran’ı ince ince düşünmenin gerekliliği

Kuran okumak

Allah’ı çok anmak

Sırf Allah rızası İçin ibadet etmek

Gerçek dostun bir tek Allah olması 

Allah’a sığınmak, Allah’a dua etmek

Peygamberlerin tümüne iman etmek 

Peygamberlerimizi çok sevmek

Peygamberimiz’in Kuran ile hüküm  verdiği 

Peygamberimizin son Peygamber oluşu, Dinimiz de ve Kuran’da VAR

İyi okumalar

28 Mart 2024

ESKİŞEHİR


24 Mart 2024 Pazar

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar

 İlber Ortaylı

İnsan Geleceğini Nasıl Kurar

Kendini İnşa Etmenin Yoları

Söyleşi: Yenal Bilgici

Kronik Kitap

Birinci Baskı Şıbat 2022

Altıncı Baskı  Aralık 2022

288 sayfa

 Yenal Bilgici ile yapılan  söyleşinin ikinci kitabı. Kitap dokuz bölümden oluşmuş. Bilgici’nin söyleşiye başlama+an çok iyi hazırlandığı, dorların kalite ve özelliğin+en hemen anlaşılıyor.  Bilgici üstede bahsettiğim gibi 147 çocuk k kaliteli, güncel ve mesleki sorular yöneltmiş ve o kalitede de cevaplar altmış. 

Ben yaşadığım şehir olan Eskişehir ve Beldiye  aşka ımız Yılmaz Büyükerşen hakkında söylediklerini soruları yazmadan  yazıma alayım.

Türkiye’nin en güzel, en cıvıl cıvıl, en neşeli talebe şehri Eskişehir’dir. Bu şehrin ilk şansı çok yetenekli bir belediye  Aşkale Yılmaz Büyükerşen’e sahip olmasıdır

Anadolu’nun bozkırından neşe çıkarmıştır Büyükerşen, Önceki n şehri gençlerin şehridir. İstediğiniz kadar dolaşın ; hep neşeli gülen yüzler görürsünüz.  Onlar şehre neşe katar, şehir de onlara. Bu alışveriş önemlidir. Şehir sana kıyıda köşede de kalsa bir kitapçı veriyorsa, seni bir kütüphanesine kabul edip saatlerini orada geçiriyorsa, arkadaşınla özgürce sohbet edeceğin derli toplu  bir kafe sunuyorsa;  zevkine göre bir konseri mesela bir klasik müzik konserini uyun fiyatla sana izletebiliyorsa sana tat veriyor seni eğitiyor demektir. 

Üç konuyu çok iyi öğreneceksiniz: Tarih, dil, coğrafya.  Hangi işi yapıyorsanız yapın , bu üçünde kendinizi geliştirin. Yaşadığınız Yeri  ve dünyayı tanıyacaksınız.  Bu ülkenin nere de yayıldığı yeri ve dünyayı tanıyacaksınız nasıl yazıldığını, nasıl konuşulduğunu  bileceksiniz, 

Dil meselesine gelince,  bir  süredir “ artık gerek kalmadı, teknoloji her şeyi anlamamızı sağlıyor “ diyorlar. Kulak asmayın. Dil öğrenmek sadece iletişim kurmaktan ibaret değildir; düşünme. Becerisidir. Birden fazla dil bilen insan sadece  başka kültürlere girme imkanına sahip olmakla kalmaz , bir yandan da dünyayı diğerlerine göre tanıma kapasitesi daha fazladır.  İyi okumalar

24 Mart 2024

ESKİŞEHİR


13 Mart 2024 Çarşamba

Gaslight

 Yılmaz Özdil

Gaslight

SİA Kitap

 Birinci basım Ekim 2023

600 sayfa

Benim yüzümden  başlarına gelen zorluklara gülümseyerek katlanan sevgili eşim ve kızıma

Diye başlayan Yılmaz Özdil klasiği. 2002 ile 2024 yılının  başına kadar geçen sürede AKP ve CHP. Muhalif bilinen Özdil bu süre içersinde CHP ve Kılıçtaroğlu’nuda  yazmış. Önce kitabın isminden başlayalım. 

Kişilerin kendi çıkarları İçin başkalarını manipüle etmesine, olayı yanıltıcı telkinlerde bulunmasına, insan kendi aklından şüphe eder hale getirmesine, duyguları İstismar ederek, gerçekle bağını koparmasına, hiç yaşanmamış gibi göstermesine, yaşanmış bir olayı hiç yaşanmamış gibi kabul ettirmesine, kurbanını yalnızlaştırıp , aciz hissettirip körü körüne kendine bağımlı hale getirmesine deniyor. Hayaller  nehrinde karşı konulması imkansız bir debi oluşturuyor, herkes ister istemez sele kapılıyor, istedikleri yöne sürükleniyordu.

1923 ‘te kurulan pırıl pırıl Atatürk Cumhuriyeti’nin yerine hepimizin gözünün içine baka baka , usul usul , sinsi sinsi başka bir cumhuriyeti işte böyle  monte etmişlerdi.

Kitabın her sayfası, her satırı ayrı bir olay, kitabın tümü üzerinden bir şeyler karalamak mümkün değil onun İçin size kitabın 589. Sayfasından birkaç satır yazayım. 

AKP ‘nin seçim kaybetme ihtimali doğduğu anlarda, mucizevi olaylar meydana geliyor, kilit isimler muamma şekilde imha ediliyordu. 20 yıldır farklı farklı siyasi aktörlerle Yaşanan tesadüfler (!) silsilesiydi. 

20 yıldır her yaşanan mucizevi siyaset olayında hemen hemen hep aynı iliştirilmiş gazeteciler rol alıyordu. Ekmelleddin İhsanoğlu’nu parlatan kimlerle, Muammer İnce’ye çekil diyenler onlardı. Kemal Derviş’i alkışlayanlar kimlerse Cem Uzan aleyhine yayın yapanlar onlardı. Deniz Baykal aleyhine yayın yapanlar kimlerse, Meral Akşener’e masayı dağıttı diyenler onlardı. Bunların ortak paydası Kılıçtaroğlu’ydu. Kalemi kermese acımasızca şaplıyor, 11 defa seçim kaybeden Kılıçtaroğlu’nu umut olarak sunuyorlardı. AKP muhalifi gibi görünüp Ali Babacan’a, Ahmet Davutoğlu’nu toz kondurmayanlar hep aynı gazetecilerdi. İktidardan muhalefete, guguk kuşu operasyonu sadece siyasilerle yürütülmüyordu, başrollerde hep dürüst ve güvenilir bilinen mutant gazeteciler vardı. 

İyi okumalar dileğiyle  13 Mart 2024 

ESKİŞEHİR


22 Şubat 2024 Perşembe

Osmanlı’dan Günümüze Gizli Devlet

 Osmanlı’dan Günümüze

Gizli Devlet

Suat Parlar

Mephisto Basım Yayın ve Tic. Ltd. Şrk.

383 sayfa

Beşinci baskı 2005

Osmanlı’dan günümüze gizli devlet denilince yaşananların anlamını taşımıyor, Teşkilat-ı Mahsusa’dan günümüz MİT’e kadar güzel bir anlatımla 380 sayfaya sığdırmış. Teşkilat-ı Mahsusa pratikleri ile birleştiren tek parti dönemi istihbaratçıları, tekniklerini birleştirmişlerdir. Pantürkizm’in gizli devletin resmî ideolojisi olduğu bilinci , devlet aygıtlarının yazısız hukukunu oluşturmuştur. 

Sovyetler’e düşmanlık Ve bunu emperyalist bir politikanın temeli olarak gören anlayış tüm cumhuriyet kadrolarının ortak paydası haline gelmiştir. Türk  Naziler, bu tarihsel akış için de devletle bağlantılı güçlü bir uyum odağı olmuştur.

Devlet kimi zaman, yazısız ideolojisini görünür kılan bu uçları tasfiye etmiş ancak fikrin iktidarı Ebed-müddet olmuştur. Savaş sırasında, Alman orduları Stalingrat önlerin de


durdurulunca , Pantürkizmi devlet politikası haline getiren Milli Şef faşizmi ilk darbeyi alır. Günümüz de bu süreç artık gizlilik perdesi altında yaşanmamaktadır.  Başında ki uzantıları , güvenlik doktrinleri ve istihbarat raporlarını hazırlayanlar partiler üstü gücüyle “devlet için de devlet” yanılsamasına kaynaklık eden Kontgerilla, bizzat devletin kendisine dönüşerek varlığını  netleştirmiştir. İyi okumalar dileğiyle 

21 Şubat 2024

ESKİŞEHİR

27 Ocak 2024 Cumartesi

Darbe 1953

 DARBE 1953

CIA ve Modern ABD-İran ilişkilerinin kökleri

Ervand Abrahhamian

Çeviren: Zeynep Rona

Türkiye İş Bankası

Kültür Yayınları 

Birinci baskı Ekim 2023

183 sayfa

Tam yetmiş yıl  önce  1953’te İran’da seçilmiş Başbakan Musaddık’ın seçilmiş hükümetine karşı gerçekleştirilen CIA darbesi, hem İran’ın hem de tüm Ortadoğu’nun kaderi üzerinde belirleyici bir etki yaptı. 1979’da Mollaları iktidara taşıyan Devrim’e kadar uzanan etkileri oldu. 

Musaddık ülkesinde çıkarılan petrolün İngilizler in değil de İran halkının olduğunu söylemesi ve bu yönde adımlar atması 1953 Darbesini getirmiştir.

Diyeceksiniz ki o sıralar ŞAH ne yapıyor?  Şah kendi sonuna giden yolda parkeleri bir bir döşüyor du. 

1953 darbesinin sonuçları dünyanın başka bölgelerini de derinden etkiliyordu. Örneğin Amerikalı siyasetçiler dünyanın dört  bir yanın da sorun çıkaran hükümetleri kolaylıkla düşürmeye başlamışlardı. CIA ileriki yıllarda Guatemala’da, Endonezya’da Ve Şili’de 1953 darbesine benzeyen darbeler gerçekleştirmişti. Guatemala Ve Endonezya’da bulunan ölüm tarlaları 20. Yüzyılın belleklerinden silinmeyecekti. İster Irak’ta, ister Kongo, Brezilya, Arjantin, Güney Vietnam Ve Kamboçya’da dünyanın  etesinde olursa olsun askerler iktidardaki hükümetleri devirmişse, şüpheler hemen CIA üzerine toplanır. 

Darbeden sonra ne oldu? Musaddık Ve 23 Bakan ve Danışmanı yakalanarak askeri mahkemeye çıkarıldı. Musaddık Sutanabad Kışlasında seçilmiş 150 kişi önünde yargılandı, askeri hakimleri “yabancı yardakçısı” olarak  kınamıştı. 3 yıl hapis cezası aldı ve cezayı çekti. İran halkı Musaddık’ı halkı avucun da tutan, milliyetçi idealleri elinde tutan yarı-ilah olarak algılandığını itiraf etmiştir. 

Devrim sonrası Tudeh “ İran Kominist Partisi” üyesi 1200 kadar kişi toplanmış Ve ilerleyen yıllar da bu dayı 2500 e kadar çıkmış, tabi İran’da bu boşluğu daha sonra 1979 yılında bir devrimle iktidarı ele geçiren MOLLA’lar doldurmuş be Şah’ın kendi hazırlandığı sonu olmuştur.

İran ile ilgili okuduğum bu kitaptan çok memnun kaldım. İsveç’te yüksek lisansını yapan kendi ülkesinin kaynaklarını yabancılara peşkeş çekmek istemeyen MUSADDIK ile tanıştığıma memnun oldum. Işık’lar içinde yat. 

26 Ocak 2024

Eskişehir


17 Ocak 2024 Çarşamba

Leylim Leylim

 Leylim Leylim

Ahmet Arif’ten Leyla Erbil’e Mektuplar

1954 - 1959

-ve 1977’de son mektup-

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 

33 üncü  baskı Temmuz 2023

208 sayfa

Türk Edebiyat dünyasını ikiye bölen bir eser, kimine göre çok mahrem sırlar su yüzüne çıkarması, kimine göre Arif’in yazılı eserlerinin azlığı. 

Erbil’in  bağlı olduğu yayın kuruluşuna mektuplardan bahsedince yayınlanması İçin baskı yapmaya başlanmış. Bir şekilde Ahmet Arif’in oğlu Filinta’dan izin alınmış Ve oda yayınlanmasını uygun görmüştür.  Arif yazdığı şiirler ve yazı nedeni ile Diyarbakır’a sürgüne gönderilmiş ve Erbil’in yayınladığı mektupları Diyarbakır’dan yollamıştır. 

Leyla Erbil bu mektupları neden yayınlamak istedi sorusuna ise onun amacın gerçeğe bağlılık. Aynı zamanda halkına inanmış, bunun İçin büyük bedeller ödemiş ve değeri yeterince bilinmemiş bu büyük şairin unutulmaması İçin büyük bir çabaydı. Tek bir şiir kitabıyla yalnızca edebiyat tarihine ve siyasi hayatta aydın olarak yaşadığı acılar, siyasi olarak gördüğü Ve rekor sayılacak ölçüde yapılan işkence, sürgün Arif’in hayatında önemli kesitler oluşturuyor. 

Elbette bu amacı gölgeleyecek dedikodular olacak, bu amacı gölgeleyecekti, ama Leyla Erbil bunları göğüsledi ve ölmeden bu kitabı yayınlattı.

Ne yazık ki Erbil’in yolladığı mektuplar kayıp. 

İyi okumalar

17 Ocak 2024 ESKİŞEHİR