28 Mayıs 2017 Pazar

KADIN


KADIN
Yılmaz ÖZDİL
     
Kırmızı kedi yayınevi 7.baskı Şubat 2017 324 +40 sayfa

   Özdil'in önceki okuduğum kitabında da bahsettiğim gibi bu kitabın kritiği yapılmaz özeti çıkarılmaz yalnız ve yalnız okunur. Kitapta kadın iki adet dişi hayvan ve kadınla ilgili konular hakkında 155 makale yer almakta kitabın ortasında 40 sayfada "Berber yürüdük biz bu kadınlarla 2002/2015 " başlığı ile 200 kadını bir sayfaya beş kadın sığacak şekilde kısa yazılar yazmıştır. Ben bu kitaptan Özdil'in makalelerini değil de makalelerinin sonlarına o kadın hakkında kısa tanıtımlar var onları sizlere aktaracağım tabi ki içinden kendimce ilginç olanlarından seçtiklerim.

    ELİF: Elif Muşluydu çağdaş yaşamı destekleme derneği bursu ile okudu öğretmen oldu. Bu derneğin reklam yüzü oldu. Evlendi kocası askerdi uzman çavuş eşi şehit oldu ve elif bu vesile ile atandı İzmir'de yaşıyor.

 FLÖRT: Kadın erkek eşitliği fıtrata ters diyen Tayyip Erdoğan flört kavramına yamuk bakıyor. Kızlı erkekli gençlerin bir bankta oturmalarını sohbet etmelerini kabul edilemez bir durum kabul ediyor. Bu durum 2015 senesinde İran'da bile normal karşılanıyordu.

  ÖZLEM: "Topuklu Efe"2013 te Türkiye’min en başarılı Belediye Başkanı seçildi. 2014 te Aydın Büyükşehir oldu CHP’nin oyunu %44 çıkararak Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Evli ve iki çocuk annesi.

SEZEN AKSU: Hepimizin Sezen’i idi 2002 den sonra Aksu oldu . Yetmez ama “evet”ci oldu Tayyip'i şakşaklarken iyiydi , türban konusunda "bizi örteceğinize nefsinizi örtün" deyince kıyamet koptu. Böylece AKP destekçisi Sezen Aksu AKP’nin "İleri demokrasisi" ile tanışmış oldu.

AYŞE
: Recep amca gibi eşi Ayşe teyze’ninde ayağında cızlavet vardı. Ayşe teyze yırtık cızlavetleriyle değil vicdanları yırtan sözleriyle gündeme oturmuştu Ermenek madenini su basınca "Oğlum yüzme bilmiyor" diyerek yüreğimizi cızzzlavettirmişti.

DİLEK: Dünyayı değiştirmek için bazen bir kişi yeter. Dilek Yeşilbaş Samsunlu zorunlu hizmet nedeni ile Hakkâri’ye gitti orada polise taş atan çocukları tek tek tespit edip onlardan bir futbol takımı kurdu. Bu takımla 11 yaş gurubu ELBTAL Cup'a katıldı 70 ülkenin katıldığı turnuvada penaltılarla ikinci oldu. Ümit Acer isimli sporcu 16 golle turnuvanın gol kralı oldu. İki çocuğu Fenerbahçe’den , dört çocuğu İstanbul Büyükşehir Belediye spordan teklif aldı.

DİMİTRİNA: Atatürk'ün Bulgaristan'daki sevgilisi. 1925 senesinde Bulgar Çarına yapılan suikast neticesiyle yaralanmış, o zaman Bulgaristan konsolosluğumuz olmadığı için arkadaşlarını devreye sokan Ata kızın sağlığının iyi olduğunu öğrenmiş bu da bu aşkı unutmadığının kanıtıydı.

KİBARİYE: Roman açılımı yaptılar. Size şahane villa yapacağız diye yerlerinden yurtlarından edildiler. Romanlara İstanbul'dan kilometrece ötede dandik TOKİ evleri verip üstelik 15 yıl borçlandırıldılar. Romanlar "Bizi kandırdılar be" dediğinde iş işten geçmişti. Kısacası Kibariye, Balık Ayhanlı açılı la romanların hem arazilerini hem paralarını hem de oylarını alıp eskisinden daha gariban olarak kapının önüne koydular.

ELİZABETH: Kraliçe Elizabeth Çankaya'daki yemeğe yeşil yapraklı kırmızı üzüm motifli beyaz bir elbise, beyaz eldivenler, gümüş renkli çanta aynı renk ayakkabı ve başında tacı ile katıldı. Hayrünisanım'da ise pembe elbise pembe ayakkabılar pembe çanta ve pembe türban vardı. Sayın basınımız first leydimizin müthiş şık olduğunu first leydimizin ışıltısı yanında Kraliçenin sönük kaldığını yazdı.

MİCHELLE: Bayan Obama İlköğrenimini üstün zekalılar okulunda okudu. Princetonve Harvart Üniversitelerinden mezun oldu. Beyaz saraya taşınmadan önce ABD’nin ençok kazanan avukatlarındandı. Moda ikonu kabul ediliyor, ABD nin en şık giyinenler listesinde yer alıyordu. Kendisini "Zenci" ilan eden Tayyip Erdoğan zihniyetine göre "ezilen siyah"’lardan biri MİCHELLE OBAMA


SEMANUR: Annesi hayat kadını babası bilinmiyor, annesi fuhuştan içeri alınınca Semanur her şeyden haberdar olunca kendini asar. Devlet denilen mekanizma aslında en çok Semanur gibi kalabalık içerisinde yapayanlız ve çaresiz kalan evlatlarımız için lazım. Ama maalesef her Semanur olayında bir kez daha görüyoruz ki devlet denilen mekanizma, dekordan ibaret.

TUKAŞ :Öğretmen Metin Lokumcu, henüz 54 yaşındayken biber gazıyla öldürüldü. Kurzhaar'ların ortalama ömrüne bakarsak Tukaş daha yedi-sekiz yıl daha yaşardı. Bir sene zor tahammül edebildi. Hopa'nın canım dağlarında , hayatını kaybettiği yerde toprağa verildi. Hani, Mustafa Kemal'e vefalı ideallerine sadık kalemini satmayan gazetecilere "köpek" falan deniyor ya bugünlerde Tukaş kadar "insan" olsak yeter.

CYNTHİA: Ahmet Naci Bey'le Cynthia aşkı Türkiye'nin sanat tarihine iki inanılmaz evlat armağan etti. Kızları Yıldız hiç tartışmasız Türk Tiyatrosunun yüz akı ve divası.1928 doğumlu ilk kez 1948 yılında sahneye çıktı.2015 yılında 87 yaşında ve zinde olarak yaşamına devam ediyordu. Oğulları. Müşfik ise yeri doldurulamaz bir karemter, yeri asla doldurulamaz bir sesti maalesef 2012 yılında 80 yaşında kaybettik. O da ölene kadar sahnedeydi

ZÜBEYDE: Zübeyde hanım, Selanik yakınkarındaki Langaza kasabasında dünyaya gelmişti. Karaman'dan göçen Rumeli’de Konyarlar olarak bilinen Türkmenlerdendi. Babası sofuzade Feyzullah Sadulla ağa annesi Ayşe hanımdı bu yazıya tüm Atatürkçü anneleri temsilen Zübeyde hanımı yazdım. Ne mutlu bu kadındaki böyle bir evlat yetiştirdi ve ne mutlu ki bize böyle bir anaya sahibiz.




2 Mayıs 2017 Salı

İLBER ORTAYLI Seyahatnamesi


İLBER ORTAYLI Seyahatnamesi
 Timaş yayınları 1.Baskı Mayıs 2013. 304 sayfa
 Bir tarihçinin Gezi Notları İlber hocanın kitabı ile ilgili kritik yapmak bence en zor işlerden biri onun için ben burada hocanın kitabından alıntılar yapacağım. Seyahat İlber hoca için gençliğinden hatta çocukluğundan beri heyecanlandığı bir uğraş. Dil, tarih, coğrafya; bu üç dal olmadan beşeriyetin macerasını kavramak mümkün değildir. Bu sebeple yurtdışı gezilerinde turist rehberlerinde olmayan yönlerini yani tarihi yönü ağır basan konuları kitabına almıştır. Kitapta 29 ülke gezisi yazılmış kitabın sonuna Müzeler Dünyası başlığı ile bir bölüm almıştır . Bu ülkeleri bende sırası il ele alıp içlerinde kendimce önemli konuları yazımda aktaracağım bazı ülkeleri ise yalnız isim olarak geçeceğim.

    SURİYE: Şam-Halep-Urfa ekseni birbirine çok yakından ilgisi olan üç şehirdir. Şam İslam dünyası için Mekke-Medine-Kudüs'ten sonra en önemli şehirdir. Şam'ın en önemli eseri Emevi camii ve çevresidir caminin yanında Selahaddin-i Eyyubi türbesi vardır. Bugünkü Suriye hiç şüphesiz Arapça konuşan insanların ülkesidir. Bunun yanında bazı köyler ve bölgelerde Arapça konuşulmakta bu Arami dili Hz.İsa'nın diliydi. Osmanlı padişahlarından VI. Mehmet Vahdettin Şam'da yatmaktadır. Bizler Türkiye tarihini öğrenirken Suriye, Lübnan, Filistin çizgisini ihmal edemeyiz. Buraları tanımayan bilmeyen bir gençlik Türkiye tarihini anlayıp kavraması mümkün değildir.





(Görsel: Emevi Camii)

    ÜRDÜN: Avrupalıların Jordan, İbranilerin Yardan dedikleri ,Şeria Vadisi ise Arapça ama Ürdün ülkesi Ürdün Suriye ve Filistin'in aksine sonradan değil ezelden bir Arap ülkesi. 19.Yüzyıl Kafkasya’sından kovulan halkları Osmanlı bu ülkeye yerleştirmiş, bugünkü Ürdün ezelden beri burada yaşayan Bedevi Araplar, yurdunu kaybeden sürgün Filistinliler Çerkez ve Dağıstanlı gibi Kafkas asıllılar, milattan önceden beri burada bulunan Arami'ler ve onların torunları ,Hırıstiyan Arapların ülkesi.

    İSRAİL: Bu küçük coğrafya Ortadoğu'nun en yoğun kesiti ve sorunların çözülmezliğinin en iyi ifadesi. Dünyanın hiçbir köşesi insanı her an ikibin yıl geriye götürüp sonra tekrar zamanımıza getiren böyle bir zihinsel mekanizma oluşturamaz. Hiç değilse son iki bin yılın tarihi ve coğrafyası tanınırsa Ortadoğu sevilir; bilinmezse herkes herkesten nefret eder ve asayişi sağlayacak bir yabancı kuvvet beklenir . Ne yazık ki insanların çoğu bu ikibin yılı ne merak ediyor ne de öğrenmeye çalışıyor. Osmanlı'nın Yafa'sı Tel Aviv 'in yanında gelişen ve gittikçe şıklaşan bir belde olarak bütün renkleriyle duruyor.

     İRAN: İran’ı bir arada tutan kültür etnik unsurların birbirlerine olan saygıları, etnik unsurlar birbirleri ile didişmiyor ama ileri bir rakipler. Bizim diplomalılar tarih coğrafyada yavan kalırken okuma yazma sorunu halen süren ülkede en ücra kasabada bile kılık kıyafeti özensiz ama insanın saatlerce dinleyeceği malumat sahiplerine rastlanır. Maddi zenginlikleri ve sorunları olan İran toplumunun kültürel kimlik konusundaki sağlam yanına hayran olmamak mümkün değil. Bu bilgilerin yanında Tahran, Tebriz, İsfehan şehirleri hakkında güzel bilgiler vermiştir.

    AZERBAYCAN
:İlber Hoca Azerbaycan'ı işlerken yalnız Bakü'yü yazmış bu şehre hem Sovyetler Birliğinin son dönemlerinde hem de bağımsızlık dönemlerinde gitmiş bu güzel şehrin gökdelenlere teslimini üzüntüyle belirtmiştir.

    RUSYA: İlber Hocam Rusya'yı şehirleri ile işlemiş haliyle öncelik Moskova , işçisinden işadamına ,entelektüelinden eğitimsiz elemanına kadar burada yaşayan Türkler için hem problemler hem de imkanlar arz eden bir şehir. Görüldüğü üzere Türkler Moskova’da yaşamaktan ve çalışmaktan memnun.

    Lenibgrad:Eski adı St.Petersburg 1.dünya savaşı sonu adını Petrogard olarak değiştiren şehir 1924 Yılında Lenin'in ölümü üzerine adını Leningrad olarak değiştirdiler.

    KIRIM: Akrabalarımız kırım yarımadasında yerleşmiş durumdalar. Köylerde Kırım Türk Tatarları. Tarım konusunda becerikli haliyle tarım sektöründe onların elinde. Yarımadada Özbekler, Azeriler, Gagavuz Türkleri, Ahıska Türkleri gibi unsurların yanında Yahudi Türklerde Kırım'da yaşarlar.Kültürel alanda her etkinlik Ankara'dan bekleniyor. Süleyman Demirel döneminde Ukranya ziyareti ile Kırım'daki Türk Atarlar Türkiye himayesinde bir azınlık olarak kabul ettirildi.

    ÖZBEKİSTAN: İstikbali yüksek bir ülke ,sınırları Stalin döneminde çizilen bir cumhuriyettir. Orta Asya’nın en zengin ülkesi sayılmaz ama petrol, gaz, altın çeşitli madenlerden oluşan zenginliğin yanında verimli topraklara sahiptir. Halkı iki dili var Özbekçe ve Rusça halk ikisini de kullanır.

    TUNA:Tuna Türklerin tarihinde ve hafızasında TUNA adı çok canlı ve günceldir. Bunun göstergesi TUNA isminin halk arasında çok yaygın olmasıdır. Osmanlı döneminde Tuna nehri her dönemde önemini korumuş ve Bulgaristan'da Tuna vilayeti kurmuş başına da Mithat Paşayı getirmişlerdir.

    BOSNA: Fatih Sultan Mehmet'in fethinden beri Bosna ülkesi yavaş yavaş müslümanlaşmakta ama yalnız İslamiyet’i seçmekle kalmayıp Osmanlı İslam kültürüne en büyük katkıyı Bosnalılar yapmıştır.

    MAKEDONYA: Makedonya denince akla ilk gelen dünyaya vermiş olduğu üç dünya lideri akla gelir. Bunlar İskender, Justinyen, Mustafa Kemal'dir. Türk dış politikasının en tutarlı yönleri Makedonya'nın Makedonyalıların ait olduğunu vurgulamasıdır. İki milyon nüfusu bulunan ülkenin üçte biri Üsküp’te yaşamaktadır. Ülkenin %64 ü Slav Makedonyalı,%30 Arnavut %3 de Türk geriye kalanı Eflaklu ve Sırp gibi küçük etnik gruplardır.

    ARNAVUTLUK: Bugün Arnavutluk’un büyük şehirleri süratle çehre değiştiriyor. 1823 yılında kurulan Tiran bugün 700bin nüfuslu başkenti ve her üç Arnavut’tan biri Tiran'da yaşıyor. Türk okullarında okuyan Arnavut çocukları kusursuz Türkçe konuşmaktalar. Arnavutluk’ta Türkiye makbul bir ülke Türkleri seviyorlar, Türkiye'ye gelip giden Arnavutlar ‘da memnun yani Arnavutsuz Türk hayatını düşünmek bir zamanlar olduğu gibi yine mümkün değil

    SIRBİSTAN: Karlofça anlaşması ile şekillenen Avrupa bu anlaşma Sırbistan'ın Karlovci kasabasında yapılmış ve anlaşmanın yapıldığı çadırın yerine kilise yapılmış ve Türklerin girdiği Doğu kapısı tekrar Türkler girmesin diye tuğlayla örülmüş,310 sene örülü kalan kapı büyükelçimiz Suha Umar'ın katılımı ile yıkılmştır. Ülkenin Başkenti Belgrad, Sırbistan AB’nin içine giren birçok ülkeden daha düzgün. Sırplar savaşçı bir kavim 1806 yılında elde ettikleri özerkliği inatla savundular. Türklerle Sırplar arasında yapılan 1912-13 savaşı sondur. Tarihten bir not düşersek Fatih Sultan Mehmet Belgrad’ı Macarlardan alamadı daha sonra Kanuni Sultan Süleyman 1521 de Belgrad'ı fethetmiştir.

   KARADAĞ: Karadağ Cumhuriyeti Çetinye şehrinde iki katlı bir binada Karadağ Krallığının merkeziydi.1880 de 1500 olan nüfusu bugün 15 bin nüfusa sahip. Şimdi bağımsızlığın tadını çıkaran Karadağ en iyi ilişki kurduğu ülke Türkiye.

   KOSOVA: Kosova'daki Prizren ülkenin asıl tarihi merkezidir. Kosova denince Milli Şairimiz Mehmet Akif gelmektedir şairimizin doğum yeri burasıdır. Prizren'de yirmiyi aşkın cami tekke ,hamam kalıntılarıyla laik Müslüman tarzıyla hayatlarını sürdürmekteler.

    MACARİSTAN: Macaristan Avrupa'nın özgün ve köklü ülkesidir. Macarlarda zihniyetleri itibariyle ilginç bir halktır. Başkenti Budapeşte olan şehir Buda adıyla uzun müddet Osmanlının bir şehri olmuştur. Macar ülkesi ve halkı pek çok ülke gibi renkli, muhteşem, acılı bi tarih geçirmiştir. Onları her seferinde ayakta tutan ,ruhlarındaki inceliğin yansıdığı maddi çevrenin koruyuculuğu olmuştur.


   ROMANYA: Bugünkü Romanya'yı iki padişahımız fethetmiştir, bunlar Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman .Bugünkü Romanya Komünizmin izlerini 15 yıl gibi kısa bir sürede sildi şuan ülkede 10 bin Türk şirketi bulunmakta. Romenlerin dilini ve dinini ortaçağdan beri hiç kimse silememiştir.


   ESKİ AVUSTURYA: Prens Eugene ile uapılan savaşta Osmanlı orduları yenilmiştir. Çünkü yeni askeri teknik ve yöntemler konusunda Osmanlı orduları geri kalmıştır. II Viyana kuşatması o vakte kadar disiplin ve teknik yönden üstün olan Osmanlı orduları barok çağ ordularının gerisinde kaldığını düşündürmüştür.1718 de Prans Eugene nin zaferinden sonra yapılan son anlaşma Pasarofca'dır. Böylece Osmanlı İmparatorluğu Avrupa devletleri ile artık Vestfalya Anlaşmaı'nın hükümlerine dayanan modern diplomatik prensipler üzerinde ilişki kurmak ve diplomatik muafiyeleri tanımak zorunda kalmıştır.

    YUNANİSTAN: 1829 Yılında kurulan Yunanistan ilk başkenti Naflion'dur. Yunanistan'ın ilk bayrağı İtalya'nın bayrağı gibi üç renkliydi .İlk devlet reisi İoannis Kapodistrias 'tır İkinci Viyana kuşatmasından sonra bölge Venediklilerin eline geçtiysede 29 yıl sonra 1715 yılında Şehit Ali paşa sayesinde bölge tekrar Osmanlının eline geçti. İlber Hocam Yunanistan'ı biraz uzun işlemiş ve adalara, Selanik'e, Meis adasına, Girit’e ayrı ayrı yaptığı ziyaretleri tatlı bir dille anlatmış, küçücük ada Meis,i bile dört sayfa işlemiştir.

İTALYA: İtalya'yı işlerken değişik tarz kullanmış önce turistik gezilerini anlatmış geç de olsa İtalya gezilerine başladığından memnun olduğunu belirtmiş. Urbino'yu, Roma'yı ,Roma içinde bir merkez olarak tanımladığı Vatikan'ı , Otranto, Venedik şehirlerine yaptığı seyahatleri yazmıştır. Ben Otranto'nun Osmanlı kuşatmasını satırlar arasından naklediyim. Kaptan-ı-Derya Gedik Ahmet Paşa 1480 yılı Temmuz ayında kuşatmadan yapılıp 15 gün içinde Otranto teslim alınıp bu vesile ile İtalya'ya ayak basılmıştır. Fatih Sultan Mehmet Uygarlığın beşiği olarak gördüğü İtalya 'ya olan düşkünlüğü ile alalacele giirştiği bir fetihtir. Otranto biz Türklerin kültür tarih ders kitaplarımızın bir köşesinde bıraktığı ama Avrupalıların Avrupa bilincinin oluşumundaki önemli tuğlalardan biridir.

    Satırlarımın uzun olduğunun farkındayım bundan sonraki ülkeleri isim olarak geçireyim .Yalnız şunu belirtmek isterim ki okunası bir kitap gezilen ülkelerin Türkiye ile hiç duymadığımız ilişkileri inanı hayrete düşürüyor. MALTA, İSPANYA, PORTEKİZ, LİTVANYA, ESTONYA, İSVEÇ, HİNDİSTAN, JAPONYA, SİNGAPUR ve kitabın sonunda dünya müzelerine yer ayırıp bizim müzelerimize göndermeler yapmış.

   Gönlüne,gözüne,eline sağlık İlber Hocam